‘Evet’ en çok ‘Evet’çilere zarar verecek

Mehveş Evin: Yerde yere vurulan parlamenter sistem var ya, AKP 15 yıldır iktidardaysa bunun sayesinde.

Referandum kesinleştiğinden beri yatıp kalkıp seçimi konuşuyoruz. Çok doğal, çünkü bu defa kelimenin sözlük anlamıyla ‘hayati’ bir seçim söz konusu. Anayasal değişikliğine ‘Evet’ çıkarsa rejim değişecek .Nasılını, bugünkü AKP iktidarına bakarak kestirsek de tahminlerin ötesinde, bilinmez bir denize yelken açacağız. ‘Hayır’ çıkarsa parlamenter demokrasiye -her ne kadar kanadı kırık olsa da- sahip çıkmış olacağız.

Zaten toplum karpuz gibi ortadan yarılmış durumda. Siyasilerin tehdit ve şiddet içeren kampanyaları bu yarılmayı iyice onarılmaz hale getirecek.

Salt bu noktadan, ‘Hayır’ diyen veya diyeceklere yapılan tehdit ve baskılar, ‘Evet’çileri sorgulamaya sevk edecek mi? Oy vermek gibi her yurttaşın en doğal hakkı bile iç savaş tehditleriyle, hainlikle, terörizmle eşdeğer gösteriliyorsa, bu durum, başkanlık sistemi onaylanırsa neler olabileceğine dair fikir vermiyor mu?

Erdoğan’ı, AKP’yi bir kenara koyalım.

Bir kişiye tapıyor olmak, ondan sonra gelecekleri de aynı sonsuz yetkiyle donatmak için geçerli sebep olabilir mi?

Halefleri de aynı yetkilerle donatılacak

‘Evet’çiler bugünü hesaplarken geleceği hiç düşünmüyor olamaz. Diyelim ki Erdoğan’ın elde edeceği yetkilerle belki ömrünün sonuna kadar ülkeyi yönetmesini canı gönülden destekliyorlar. Ancak bunu onaylamak başka, sistem değişikliğine geçit vermek, dolayısıyla haleflerini de aynı yetkiyle donatmak başka!

Peki ‘Evet’çiler, en büyük korkularının, yani kendilerini ezecek, ‘eskisinden de’ beter bir yaşam standardına düşürecek, hatta kim bilir, bugünlerin intikamını çok daha şiddetli alacak bir kişiyi de iktidara taşıyabileceğinin farkında mı?

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, “Evet çıkarsa Türkiye laik bir diktatörle de tanışabilir” uyarısında bulunmuş. Haklı. Laik ya da değil, tek adam rejimine geçtiğinizde nefes alacak alan, demokratik bir çıkış yolu, güçler arası denge arayışı, hepsi berhava olacak.

Hepimiz için!

‘Hayır’cılar işte buna ‘Hayır’ diyor. Mesele Erdoğan değil, rejim değişikliğinin demokrasiye, cumhuriyete vereceği korkunç zarar… Rejimi keyfiyete göre değiştirmeye kalkmanın, bu uğurda destek vermeyenleri ezip geçmenin bedeli öyle ağır ki!

‘Evet’çi ‘Yarın bana da olabilir’ demeli

Sanırım ‘Evet’çi esnaf ve işinsanı, şu günlerde ne demek istediğimi daha iyi anlıyordur. Beyoğlu’na, Kapalıçarşı’ya, Antalya’ya gidin bir bakın, ne haldeler…

Zira düşman bellediğiniz veya onaylamadığınız yaşam tarzlarını sürdüren insanlar, aynı zamanda sizin müşteriniz. Onlar sahadan çekilince kime ev yapacak, kime ekmek satacaksınız? Onlar daha fazla eziyet çektikçe, kentlerin dokusu radikal bir biçimde değiştikçe turist gelir sizi kurtarır mı sanıyorsunuz?

Farkındaysanız hiç vicdandan, haktan, demokrasiden bahsetmiyorum… Oy vermeye giden sıradan vatandaş, öncelikle kendi çıkarlarını düşünüyor çünkü.

El kadar çocuğun cenazesinin yuhalanmasından, yaşlı bir ev kadınının sokaklarda vurulup günlerce bırakılmasından, küçücük çocukların istismar edilmesinden, kadınların katledilmesinden, her yıl binlerce işçinin canını yitirmesinden, on binlerce insanın haksızca işinden, evinden edilmesinden, binlercesinin de yargılanmadan, adaletsizce zindanlara atılmasından rahatsızlık duyulmuyorsa zaten vicdana hitap etmeye çalışmak boş iş.

Peki çıkarını kollayan eninde sonunda şunu sormaz mı: Ya bir gün tersi yaşanırsa? Ya bir gün itilen, ezilen, öldürülen ben olursam?

Kimse sonsuza kadar, canının çektiği gibi yönetemez, tarihte böyle bir şey yok.

Yerde yere vurulan parlamenter sistem var ya, AKP 15 yıldır iktidardaysa bunun sayesinde.

‘Evet’çiler, liderlerine sormalı: Ne yetmedi?