loading
close
SON DAKİKALAR

Eylül sendromu

Mehveş Evin
Tarih: 05.08.2013

Mehveş Evin, 'Başından gaz fişeğiyle vurulan ve hâlâ komada olan Berkin Elvan (14) için DHKP-C’li olduğu iddiası çıkarılıyor.'

Tuhaf değil, haksız değil, hatta korkunç bile değil... Artık olan bitene ancak “grotesk” (*) denebilir.
Ethem Sarısülük’ün cenazesine katılan 35 kişi için “Yasadışı eylem yapmak ve ihtara rağmen dağılmamak” suçundan üç yıl isteniyor.

Bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek’e ‘Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’ ve ‘Görev yaptırmamak için direnme’ suçlarından yedi yıla kadar hapis istendi.

16 Haziran’da ekmek almaya giderken başından gaz fişeğiyle vurulan ve hâlâ komada olan Berkin Elvan (14) için DHKP-C’li olduğu iddiası çıkarılıyor.

Elvan ailesinin basın açıklaması yapmasına bile müsaade edilmedi. Polis kalabalığı dağıttı. Gözaltına alınan dokuz kişiden altısı, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefetten” ve “polise” mukavemetten yargılanacak.

Müebbet hapis tehdidi

Yaz hiç de sakin geçmiyor: Gezi eylemleriyle bağlantılı gözaltı ve tutuklamalar sadece İstanbul’da değil, Ankara, Antakya ve Adana’da da parça parça sürüyor.

Şu anda Gezi eylemlerini destekleyen herkes potansiyel “suçlu”.

İnsan Hakları Vakfı’nın geçen haftaki açıklamasına göre Gezi eylemlerinde toplam 3 bin 699 kişi gözaltına alındı, 134 kişi tutuklandı.

Tutuklanma gerekçeleri, “yasadışı örgüt yöneticisi veya üyesi olmak”, “halkı isyana teşvik etmek”, “kamu malına zarar vermek”, “silah ve mermi bulundurmak” veya “cami basmak”.

Anlaşılan, bu suçlamalar herkesi içeri tıkmak ve insanları korkutmak için yeterli görülmüyor...

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Gezi Parkı protestoları konusunda, müebbet hapis öngören TCK 312. maddeye boşuna işaret etmedi. Buna göre, eylemciler bundan sonra “Hükümeti devirmeyi amaçlamakla“, yani bir tür Balyoz davasıyla karşı karşıya kalabilir.

Herkes tutuklanabilir mi?

Plan, belge, kroki, telefon konuşması yok mu dediniz? Eh, o işin de uzmanları var! Çalışır arkadaşlar, bakarsınız onu da yaratırlar...

Bütün bunlar, sadece Gezi öfkesiyle değil, eylül ve ekimde beklenen “hareketliliği” sindirmek amacıyla yapılıyor olabilir.
Asıl marifet, sindirme, tehdit ve baskıyla değil, uzlaşarak, ortak alanlar yaratarak, birbirimizi dinleyerek sorunları çözmek değil mi?

Sokağa çıkanı gözaltına alarak, tutuklayarak, döverek, yaralayarak, öldürerek nereye varılabilir ki?
Bambaşka gerekçelerden kaynaklansa da, Suriye, Irak, Mısır, Tunus’ta yaşananlar hiç mi ders olmaz?
(*) Grotesk, varlıkların sıra dışı özelliklerle yeniden tasviri ile dünyaya ait olmayan bir olgu haline getirilme sanatıdır.

AVCI’YI İNSANLIK ADINA BIRAKIN!

Türkiye’nin dört bir yanındaki siyasi tutsaklar, bugünlerde yazdıkları mektuplarda ne kendi dertlerinden bahsediyor, ne yakınıyor...

İstedikleri tek bir şey var: Kanser hastası Kemal Avcı’nın tedavi olabilmesi için serbest bırakılması.

2012’den beri Tekirdağ F Tipi’nde yatan Kemal Avcı henüz 26 yaşında. Mide kanseri olan Avcı, temmuzda “ring aracılığıyla” götürülüp ameliyat edilmiş. Ancak midesinin dörtte üçü alınması gereken Avcı’nın ameliyatı geciktirildikçe kanser bağırsaklara yayılmış.

Avcı’nın şeker, epilepsi ve tansiyon rahatsızlığı da var. Bütün bu rahatsızlıklarına rağmen F Tipi’nde tutuluyor. Muayenede bile kelepçe çıkarılmıyor.

Kimse tedavi olma hakkından mahrum edilemez. Ölümcül hastayı kaderine terk etmek akıl almaz bir zülum. Adalet Bakanlığı umarım bu sesi duyar... Bu ağır hastalığa aşina olanlar biraz empati yapar.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları