Tarih:
01.05.2013
Fırtına
Mehveş Evin, 'Çünkü parayla daima satın alabileceği bir alanı olduğunu düşünebilecek kadar öngörüsüz'.
Dört, belki beş kez Çamlıhemşin’e gittim. İlk gidişimde, bu benzersiz güzelliği neden daha evvel görmedim diye hayıflandım. Daha önce hiç duymadığım, okul kitaplarında hiç anılmayan olağanüstü yaylalarına çıktım.Harika insanlarla tanıştım. Yaz vakti buz gibi derelerinde serinledim. Gözüm, yeşilin her tonunda oynaşan ormanlara alıştıkça şehri aklıma bile getirmemeye çalıştım. İster iş için olsun, ister tatil, her gidişimde ruhum dinlendi.
Fırtına Vadisi’ni hiç görmemiş birine olağanüstü doğasını anlatmanın en iyi yolu fotoğraf olabilir. Ama hiçbir fotoğraf size Fırtına’nın kokusunu, duygusunu gösteremez.
İnsan da bir fazlalık
Fırtına’yı bilen, gezen, hatta yaşayanlardan bazıları hiç aynı hislere kapılmıyor. Dereyi enerji kaynağı, ağacı bu yoldaki engel, dağı bile para kazanılacak bir taş parçası olarak görebiliyor.
Her yerde karşımıza çıkan, artık “Boşan da semerini ye” diye isyan ettiren bu mantalite, Fırtına’ya da hamle yapıyor sinsice.
Biyolojik çeşitliliğiyle dünyanın korumaya alınmış 100 ekolojik bölgesinden biri Fırtına... Heyhat, en çok avuçlarının içini kaşındıran yerler de böyle el değmemiş alanlar!
Bizim ruhumuzu dinlendiren manzara, onlar için azap. Bizim ciğerimize çektiğimiz oksijen, onlar için değersiz. Çünkü parayla daima satın alabileceği bir alanı olduğunu düşünebilecek kadar öngörüsüz.
Bizim görünce coştuğumuz bitki, hayvan, onun için gereksiz varlıklar. “Her şey insan için” şiarından hareketle böyle davranıyorlar diyeceğim, ama zaten insanın ne olduğunu kavramış değiller. İnsan da tıpkı ağaç, çiçek, hayvan, su gibi, sömürülecek bir fazlalık.
Kepçeler Vadi’nin ağzında
Türkiye, AB’ye katılım çerçevesinde; ‘Avrupa’nın yaban hayatı ve doğal yaşama ortamlarının korunması’ sözleşmesi ile endemik ve doğal yaşamı korumakla yükümlü. Ve elbette Fırtına “doğal SİT” alanı.
Fakat her nasılsa kepçeler Fırtına Vadisi’ne dadanmış vaziyette! Fırtına Ekoloji Grubu, geçen hafta yaptığı basın açıklamasında vadinin başta hidroelektrik santraller olmak üzere, yol inşaatları, turizm ve çarpık yapılaşma, taşocakları, parke döşeli yollar, yüksek yatak kapasiteli oteller, yıldızlı tesisler, helikopterli kayakların tehdidi altında olduğunu açıkladı.
Anlayacağınız, Türkiye’nin yağmur ormanları planlı olarak yok ediliyor.
Ekoloji Grubu, DSİ’nin Fırtına için sekiz HES projesini beklettiğine, Fırtına’nın girişi Ardeşen’de yapılan 32 km’lik istinat duvarına da dikkat çekip “Fırtına’ya yakışan, doğal yaşamın bütünlüklü korunması” diyor.
Sahi, ne zaman doyacaksınız beyler?
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları