loading
close
SON DAKİKALAR

Galoşun dayanılmaz ağırlığı

Mehveş Evin
Tarih: 26.12.2015

Mehveş Evin; Dilek Doğan, evlerine ‘arama yapmak’ için giren polislere birkaç kez 'Galoş giyin arkadaşlar' diye uyarmış ya… Artık galoş dendiğinde, aklıma Dilek gelecek.

Her dakika yeni bir felaket, yeni bir aymazlık, yeni bir yalan talan haberiyle günü geçirmek, insanda ne sinir bırakıyor, ne umut, ne de güven hissi.

Kendini ne kadar korumaya alırsan al, her yerden fışkıran kötülük yakanı bırakmıyor.

Doktor muayenehanesinin girişinde galoşlara uzandığımda, ceylan gözlü, yürek yüzlü kız gözümün önünde beliriyor. Dilek Doğan, evlerine ‘arama yapmak’ için giren polislere birkaç kez “Galoş giyin arkadaşlar” diye uyarmış ya… Artık galoş dendiğinde, aklıma Dilek gelecek.

Keşke bir naylon parçasıyla değil, bir türkü veya bir kahkahayla bu gencecik kadını tanıyabilseydik…

Küçük Armutlu’da, küçücük bir evde yaşayan insanların, ceberrutluğa, hoyratlığa, pisliğe karşı bir şey yapamayacaklarını bildikleri halde, kendilerini, özel hayatlarını savunmak için o an tutunabildikleri, bir galoş kalmış…

Sabahın dördünde, kapından giren onlarca silahlı adama “Ayaklarını çıkar” demek, “Bari asgari saygıyı göster” demek.

Failler değil, mağdurlar cezalandırılacak

İnsan hakkına, yaşam hakkına zerre önem vermeye maaşlı robotlardan asgari saygı beklemek de nesi?

Hayır efendim, yoksa galoşun, çıkar ayaklarını. Arayacaksan evimi, kirletme. Kimliğimi mi istedin, buyur.

Sonra “Napıyorsun ya” çığlığı. Ve ateş. Dilek Doğan, yere yığılmış…

Elindeki terliği fırlatmaktan başka hiçbir şey yapamayan çaresiz anne. O annenin yerinde olmayı düşünebiliyor musunuz?

2015 Türkiye’sinde, sıradan bir ‘terör operasyonu’ bu. N’apalım arbede çıktı, vuruldu bir kişi… Dilek Doğan, daha yerdeki kanı kurumadan, kimi gazetelerde ‘terörist’ ilan ediliyor. Kanıt? Küçükarmutlu’da yaşıyor ya, solcu bir aile ya, yeter…

Aradan aylar geçmiş… Dilek’i vuran şüpheli polis, strateji değiştiriyor: “Ben değil, abisi tetiği çekti!”

At, atabildiğin yere kadar. Nasılsa hiçbir kurumun güvenirliği, ciddiyeti kalmamış. Devlet daha evvel yüzlerce, binlerce kez yaptığı gibi memurunu koruyacak. Aylar, yıllar sürecek davanın sonunda yine failler değil, mağdurlar cezalandırılacak.

“Camiye ayakkabılarıyla girdiler” diye kıyamet koparılmış, sabahın köründe yapılan bir baskında “Ayaklarınla girme, galoş giy” diyeni öldürmekse olağan…

2015’te yargısız infaz edilenlerin sayısı 173

Üç hafta önce de Dilan Kortan (19), Sancaktepe’de yapılan bir baskında öldürülüyor. ‘Polis baskınında çatışma çıktı’ deniyor, ancak mahallede yaşayanlar çatışma sesi duymamış.

Ajanslar, ‘PKK’lıların eviydi’ diye geçiyor haberi. Doğru mu? Kimbilir…

Farz edelim ki öyle. Polisin görevi yargıya mı teslim etmek, yoksa her tespit ettiği her şüpheliyi infaz etmek mi?

İnsan hakları açısından 2015 Türkiye’sinin durumu ortada.

Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 173 kişi yaşamını yitirdi, 226 kişi yaralandı. 135 ölüm ile 191 yaralanma olayı, İç Güvenlik Yasası’nın onaylandığı 3 Nisan 2015’ten bu yana yaşandı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İndan Hakları Derneği’nin (İHD), 1 Ocak – 5 Aralık 2015 arasında kayıtlara ihlallerin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yüreğiniz kaldırısa, sonuna kadar okuyun.

Kim, en temel hakların hiçe sayıldığı bir ülkede çocuğunu yetiştirmek ister? Kim, kendini güvende hisseder?

Mehveş Evin - Diken

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları