Gazetecilere kim saldır(t)ıyor?
Mehveş Evin: Ne olur bu anomaliye alışmayalım! Artan şiddet olayları siyasetten, koltukları sallanan beylerden ve beyciklerden bağımsız değil.
Evlerinin, işyerinin adresini biliyorlar. Nereden geçtiklerini, nereye gittiklerini de. Birkaç kişi pusu kurup yumruk ve sopalarla, birinde silahla saldırıp, gazetecileri hastanelik ediyor.
Son iki haftada beş gazetecinin can güvenliğini tehdit eden saldırılara maruz kalması tesadüf değil.
Yavuz Selim Demirağ, Yeniçağ Gazetesi Yazarı... (Ankara)
Ergin Çevik, Güney Haberci Portalı Genel Yayın Yönetmeni... (Antalya)
İdris Özyol, Akdeniz'de Yeni Yüzyıl Gazetesi Yazarı... (Antalya)
Hakan Denizli, Adana Egemen Gazetesi Kurucusu... (Adana)
Ve son olarak Odatv Yazarı Sabahattin Önkibar (Ankara) saldırıya uğradı.
Bir avuç meslek örgütü ve siyasetçinin dışında gazetecilere yönelik şiddet eylemlerini kınayan, tehlikeye dikkat çeken güçlü, ortak bir açıklama duymadık. Sağolsun MV Sezgin Tanrıkulu, Meclis’e gazeteci saldırılarının araştırılması için önerge verdi.
Asıl korkutucu olan, bu tepkisizliğin benzer saldırılara zemin hazırladığını bilmek. Gazeteci bu kadar korunmasız ve saldırganlar cezasız kaldığı sürece, aksi mümkün mü?
2007’de katledilen Hrant Dink’in kanı hâlâ yerde. 90’larda suikasta kurban giden nice gazetecinin failibulunmadı. Kimsenin “Bu da gelir, geçer” deme lüksü yok...
BELEDİYELERDE YOLSUZLUĞU KONUŞUNCA DARP!
Mayıs'taki saldırıların hemen hepsi, belediye ve siyasetçilere yönelik eleştiri ve haberlerle bağlantılı gözüküyor. Ceza kanununa göre üç kişiden fazla kişinin saldırısı “çete” kapsamında değerlendirilebildiği için çoğu saldırının üç kişilik “ekiplerce” yapıldığına da ayrıca dikkat edin...
Ama her zaman o kadar tedbire de gerek duymuyor failler: Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ, bir TV programından dönerken evinin önünde altı kişinin beyzbol sopalı saldırısına uğradı.
Demirağ, Türkiyem TV’deki programda belediyelerdeki yolsuzlukları, Konya Büyükşehir’in bütçesini, Sayıştay raporlarını konuşmuştu. Saldıranlar, “yolda tartışma” bahanesiyle serbest bırakılırken, savcı kullandıkları sahte plakalı aracı sorgulamadı bile...
Antalyalı gazeteci İdris Özyol, işyeri çıkışında üç kişinin saldırısına uğradı. Birinin MHP Muratpaşa İlçe Başkanı Talu Bilgili’nin şoförü olduğu, saldırıdan sonra ilçe binasına gittiği ortaya çıktı.
MHP İlçe Başkanı’nın, gazetecileri tehdit etmesini yazanlardandı Özyol: Mayıs’ta, Muratpaşa Belediyesi'ndeki CHP’li grubun Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın posterlerini asması üzerine çıkan tartışmaları, hem yazılarında hem sosyal medyada paylaşmıştı...
Gazeteci Ergin Çevik, Kemerağzı’nda kurulan Orion Pazar yeri ihalesine dair bir avukatın verdiği bilgileri yazdığı ve AKP'li Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin’i kibarca uyardığı bir yazı yayımladı. Hemen ertesinde bürosuna üç saldırgan geldi, bulamayınca Çevik’i bir restoranın önünde çevirip darp etti.
BAHÇELİ İDDİALARA CEVAP VERECEK Mİ?
Adana’da yerel bir gazetenin kurucusu olan Hakan Denizli ise evinden çıkıp işe giderken iki kişinin silahlı saldırısına uğradı, bacağından vuruldu. Sabah gazetesi Denizli’ye saldırıyı, 31 Mart öncesi CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı suçlayan yayınlarla bağlantılandırdı. Ancak saldırganlar henüzbulunamadı.
Geçen haftasonuysa OdaTv yazarı Sabahattin Önkibar, Ankara’daki evinin önünde, yine üç kişinin saldırısına uğradı. Saldırganlar yakalandı...
Yazarın “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey” kitabı 2014’de toplatılmış, yayınevi saldırıya uğramıştı. Önkibar, en son diken.com.tr’de yayınlanan söyleşide Bahçeli’nin ‘MİT Ajanı” olduğunu ve İmamoğlu’na yönelik kumpas ve kasetlerin çıkarılabileceğini iddia etmişti.
LİNÇ VE SALLANAN KOLTUKLAR
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişiminin failleri bile serbest kalabildiği, neredeyse kahraman muamelesinin yapıldığı bir iklimdeyiz.
Siyasetçilere, aktivistlere, akademisyenlere yönelik karalamalar, toplumun her kesiminde etkisini gösteriyor.
Gazetecilerin, yazdıkları yazı, çalıştıkları kurum ve görüşleri nedeniyle mütemadiyen hedef gösterilmesi, işinden edilmesi, yargılanması, soruşturulması, hapsedilmesi ve işkence edilmesi neredeyse kanıksanmış vaziyette.
Hangi görüşten olursa olsun, gazeteciye her saldırının aslında kamuoyunun haber alma hakkına yöneldiğini unutmayalım.
Ne olur bu anomaliye alışmayalım! Tümüyle hukuksuz, izansız, utanç verici gerekçelerle yeniden İstanbul seçimine gidiyoruz.
Artan şiddet olayları siyasetten, koltukları sallanan beylerden ve beyciklerden bağımsız değil.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları