Tarih:
05.06.2013
Gezi direnişinde mesajı alamayanlara
Mehveş Evin, ''Neden gencecik iki insanın ölüm haberi geldi? Madem “mesaj alındı”, neden revire dönüştürülen camiye biber gazı atıldı?''
Hala “provokasyon” diyorlar... Hala “kamu malına zarar veriyorlar, tahrip ediyorlar” diye devletin şiddetini meşru göstermeye çalışıyorlar... Hala halkın taleplerini tanımamakta ısrar ediyorlar... Hala sosyal medyayı “kışkırtma” olarak görüyorlar... Ve hala, kitlenin ne kadar kararlı ve korkusuz olduğunu kavrayamadılar.Dünkü gazeteler, Cumhurbaşkanı Gül’ün “mesaj alındı” sözlerini manşetlere taşıdı.
Peki madem “mesaj alındı”... Neden gencecik iki insanın ölüm haberi geldi? Madem “mesaj alındı”, neden revire dönüştürülen camiye biber gazı atıldı? Madem “mesaj alındı”, neden hala Arınç, “isteseydik interneti keserdik ” açıklamasını yapabiliyor?
Madem “mesaj alındı” neden hala demokratik haklarını kullanmak için sokağa çıkan vatandaş gözaltına alınıyor, kötü muameleye maruz kalıyor, evin içindekiler bile gazlanıyor?
Kışkırtan kim?
Benzer “yatıştırıcı” açıklamalar, tepki toplayan bazı medya grupları ve holdinglerden de geliyor. Yaptıkları yanlışlara birdenbire uyandıklarından değil...
İtibarlarını çoktan yitirdiler ve kolay düzeltemeyecekler. Asıl sıkıntıları, ciddi bir gelir kaybına uğramaları. Yoksa neden “haber yapmak” için kapılarında kalabalıkların protesto etmesini beklediler?
Bakın... Kamu malına zarar verilmesini, bazı markaların haksız yere hedef haline getirilmesini kimse istemiyor!
Saldırganlığı, vandalizmi bu direnişin içinde olanların nasıl engellemeye çalıştığına bizzat şahidim... “Taş atmak yok, taşkınlık yok, lütfen içmeyin, zarar vermeyin” diye telkinler veriliyor, insanlar sakinleştiriliyor.
Çarşı, Redhack, Taksim Bileşenleri bu konuda büyük çaba harcıyor.
Fakat milyonlarca insanın isyanını görmezden gelip şiddetin dozunu artırdıkça zıvanadan çıkan, öfkesine yenilenler ve evet, provokatörlerin gazına gelenler de oluyor.
Binlerce yaralının olduğu, kadın erkek demeden yaka paça dövüldüğü... İnsanların üzerlerine, evlerine sinek gibi gazın sıkıldığı... İki gencin hayatını kaybettiği bir ortamda, acaba suçlu olan, kışkırtan protestocular mı? Yoksa devlet mi?
ÇOK GEÇ KALDINIZ
Sivil direniş haberlerini vermek, hükümet yanlılarına göre “kışkırtmak” olarak değerlendiriliyor. Zaten bu anlayış yüzünden tepki bu kadar büyük. Anlaşılan Roboski’de olduğu gibi, her şeyin üzerini ört, sirkeni al ve evine git demekle her şeyin yoluna gireceğini sanıyorlar...
Üzgünüm ama bunun için çok geç kaldınız.
Sekizinci gün oldu, emniyet müdürlerinden tık yok. İstanbul Valisi’nin yazılı açıklaması “şiddet eğilimli gruplara müdahale ediyoruz” şeklinde. İçişleri Bakanı Güler, demokratik hak arayanların “başımızın üzerinde yeri var” diyebiliyor.
Oysa her şey, demokratik hakkını arayanlara yapılan orantısız ve haksız müdahale yüzünden bu noktaya ulaştı. Halk size nasıl inansın?
Sadece Gezi değil mesele! Emek Sineması protestolarında, Taksim’i yayalaştıracağız diye engellenen 1 Mayıs’ta ...
Öğrencilerin, avukatların, memurların, doktorların, işçilerin, Kürtlerin, Alevilerin hak arama çabalarında gaz sıktınız, orantısız kuvvet uyguladınız.
Her dereye HES, her dağa maden ocağı, her sahile yol, her mahalleye kentsel dönüşüm adıyla rant alanları açtınız... Çevre raporlarını hükümsüz kıldınız, mahkeme kararlarını hiçe saydınız... Termik ve nükleer santrallere, madenlere halka danışmadan imza attınız... Bugün Meclis’te gündeme gelecek “Tabiatı Koruma Kanunu” çevre talanının doruk noktası.
Hesap vermeden her şeyi karun gibi yöneteceğinizi sandınız. Ama şunu gördünüz: Bu halk dilsiz değil, bölünmüş değil, üstelik çok cesur...
MÜSLÜMANLARDAN DERS
Hükümetin bir başka büyük yanılgısı, isyanın sadece “belli gruplar” -AKP seçmeni olmayanlar- tarafından sahiplenildiğini sanması.
Başörtülü bir arkadaş, Erzurum ve Fatih gibi AKP seçmeninin yoğun olduğu yerlerde tepki gösterildiğini anlattı bana... Gezi Parkı’nda nöbet tutan Antikapitalist Müslümanlar’dan Fatma Doğan, artı 1’de pazartesi gecesi şunları söylüyordu:
“Halka resmen kıyım yapıldı. Yapılanlar insan haklarına aykırıdır. Müslüman olmak, sadece ritüellerine sahip çıkmak değildir. Doğaya, emeğe, haklara sahip çıkmaktır. Bu insanlar marjinal değil, çapulcu değil, bu insanlar halk!”
MİZAH VE YARATICILIK
-Eylemlerde homofobik ve ayrımcı küfürler, sloganlar atılsa da insanlar birbirini uyarıyor. Duvarlara yazılan belaltı sözcükler siliniyor.
-Protestoların bir numaralı muhatabı , Recep Tayyip Erdoğan.Nedeni, Erdoğan’ın herşeyin karar vericisi olarak hep ön planda olması.
-Bir restoranın önünde “Yandaş biftek istemiyoruz ” pankartı açan gencecik kızlar... Parkta “Zıpla, zıpla , zıplamayan RTE’dir” diye zıplayanlar... Twitter’da hesabına “çapulcu” kelimesini ekleyenin haddi hesabı yok...
Milliyet/Mehveş Evin
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları