Tarih:
30.04.2012
Gözü açılmasın diye kursa göndermiyorlar
Almanya’nın 2005’te çıkardığı göç yasası ile birlikte başlattığı ‘uyum okulu’ şartı, tartışmalara neden olmuştu...
Almanya’nın 2005’te çıkardığı göç yasası ile birlikte başlattığı ‘uyum okulu’ şartı, tartışmalara neden olmuştu...Zira 645 saatlik kursa katılıp sertifika almayan göçmenlere artık oturma izni verilmiyor. Yıllarca kapalı devre yaşayan ilk kuşak gurbetçi modeli, yavaş yavaş tarihe karışıyor.
Gecen hafta iztv ekibiyle birlikte Berlin’deydik...
Yeni bir belgesel çekimine başlayan Coşkun Aral’la uyum okuluna gittik. Kursta çalışanlar ve öğrencilerle konuştukça, bu uygulamanın geç kalınmış ve son derece faydalı olduğunu gördüm.
Her şeyden önce, kursu tamamladıktan sonra istedikleri meslek doğrultusunda eğitim alabilen Türkler, memnun. Çalışmayanların kurs masraflarını işsizlik kurumu karşılıyor.
Yaşadığın ülkeye uymalısın
Bundan 14 yıl önce Samsun Bafra’dan evlenerek Almanya’ya gelen Semra Kılıç henüz iki ay önce uyum okuluna kaydolmuş. Yeni Almanca öğreniyor. “Neden?” diye sorunca bildik cevabı alıyoruz:
“Eski eşim ve ailesi engelledi. Dönercide çalışmamı istediler.”
Semra, olağanüstü güzel olduğu kadar akıllı ve açık yürekli bir genç kadın. Almanya’da yaşayan Türkler için en büyük rahatsızlığın dil bilmemek olduğunu anlatıyor... “İki kelimeyi bir araya getiremeyen insanlarımız var. Yaşadığın ülkeye uyman lazım. Sadece dilini değil, kültürünü de öğrenmeden olmuyor. Aynı şey Türkiye için de geçerli” diyor.
Semra, eşinden ayrıldıktan sonra ikinci kez evlenmiş. Bu defa kendi isteğiyle. Ne eşi, ne ailesi onu engelliyor, tam tersine kursa gitmesini desteklemişler. Şimdi tek derdi, çocuklarının da Almanca öğrenmesi ve okuması.
Peki Almanya, Türkler için hala ‘acı vatan’ mı? Semra gibi yıllardır Almanya’da yaşamaya alışanlar için değil:
“İşsiz kaldığında muhtaç kalmazsınızı Kadın hakları en güzeli... Kadınları muhtaç etmeden yardımcı oluyorlar. Üstelik Almanlarin çoğu sıcak insanlar.”
Tesettür sorun olmadı
Semra boşanırken Alman devletinin ev bulmasına yardımcı olduğunu, harçlığını kazanabilmesi için destek verdiklerini anlatıyor. Bir de bizim halimizi düşünün! Gurbetçi tiplemesinin ve kapalı yaşam biçiminin değişip değişmediğini merak ediyorum. Semra’nın pek ümidi yok...
Küçük yaşta evlendirmeler devam ediyor, eski töreler yenileniyor, diyor: “Türk aileler, kızların gözü çok açılmasın diyor, başka çevre edinmesini istemiyorlar. Bu zihniyetteler.”
Tesettürü soruyorum Semra’ya. Bu nedenle sıkıntı yaşadı mı?
“Türkiye’de daha çok sorun oluyor. Burası, her konuda daha serbest. Simdi Almanlar bizim stilimize özeniyorlar.”
Türkiye’ye yılda bir kez ziyarete geliyormuş. “Çok gelişti Türkiye” dese de artık dönmeyi düşünmüyor. aynı haklara, olanaklara kendi vatanında sahip olamayacağını biliyor...
Coşkun Abi’nin ‘iz’inde
- iztv, AB’nin “Ekranda hibe fonu” desteğiyle yeni bir belgesel hazırlamanın heyecanı içinde. Haziran’da yayınlanacak “Coşkun Aral’la Avrupa notları”nın amacı, uyum sürecinde Türkiye’yi en çok zorlayacak konuları işlemek.
- Avrupa politikalarına farklı bir perspektiften bakacak belgesel, yedi AB ülkesinde çekilecek. Almanya’da göçmen konusunu işlerken, İsveç’te kadın hakları, Yunanistan’da “AB ekonomisi”, İngiltere’de “Çevre ve yenilenebilir enerji teknolojileri” ele alınacak.
2. KUŞAK KİLLA
2. KUŞAK KİLLA
- Killa Hakan, sadece Almanya’da değil, Türkiye’de de tanınan ve çok beğenilen bir rapçi. Son parçası haftalarca Mtv’de listebaşı kaldı. Sembolü, Berlin’in kodu 36.
- Hakan, ikinci kuşak gurbetçi olmanın tüm sıkıntılarını yaşamış. Gençliğinde hapis yatan, başı beladan kurtulmayan Killa, ‘O günlerden ders almasam bugün sizinle konuşmazdım” diyor.
- Killa, ayrımcılığın âlâsını yasamış. Mesela “Disko yasaktı bize” diyor... Pek çok arkadaşını çete çatışmalarında ve uyuşturucu yüzünden kaybettiğini anlatıyor.
- Gurbetçiler için çok şey değisti, dönmeyi düşünen yok gibi, ama her şey güllük gülistanlık değil. “Vatanınız olmadığını belli ederler. Rastgele gençleri vuruyorlar” diyor Hakan.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları