Tarih:
18.05.2012
Günaydın Yeni CHP
Yeni anayasanın bir “AKP anayasası” olduğu gerçeğinin halktan gizlenmesine sundukları katkının günahından sıyrılmaya çalışacaklardır...
“Biz bu süreci TBMM Başkanı’nın yönettiğini sanıyorduk, yanıldık. Mide bulandırıcı bir samimiyetsizlik ve ahlaki bir problemle karşı karşıyayız. AKP’nin zalim ve despot yüzü görüldü.”Başbakan Erdoğan, tutuklu milletvekilleri konusunda oynadığı tiyatroya son verip kapıyı kapatınca CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan tepkisini yukarıdaki sözlerle dile getirdi.
Bilindiği gibi CHP, Anayasa değişikliği konusunda da süreci TBMM Başkanı’nın yönettiği düşüncesiyle görüşmelere katılıyor. Çok muhtemeldir ki CHP yöneticileri önümüzdeki günlerde yukarıdakine benzer sözleri, Anayasa görüşmeleri için de söyleyecek, “AKP bizi yine aldattı” diye masayı gözyaşları içinde terk edecektir...
Böylece yeni anayasanın bir “AKP anayasası” olduğu gerçeğinin halktan gizlenmesine sundukları katkının günahından sıyrılmaya çalışacaklardır.
Oysa CHP’nin zaten tutuklu vekiller serbest bırakılmadan o masaya oturmaması gerekirdi.
Adalet Bakanı HSYK’nın başında kalacak, başkanlık sistemine geçilecek gibi dışardan okunan gazeller de masadan kalkmak için yeterli sebepti. Ama ağalar yapıştı masaya...
* * *
Kaleminden bal damlayan sevgili Bekir Coşkun tiyatroyu en kısa ve veciz şekilde anlatıyor:
“Anayasayı yazmaya ortasından başladılar...
Çünkü anlaşamadıkları; devletin temel esasları, laiklik, Türklük, Atatürk ilkeleri baş kısımda... Çağdaş yaşam ilkeleri sonlarda...
Ortası kalıyor...
Ortasını yazdıktan sonra, sıra iki ucuna geldiğinde, CHP, peşinden MHP anayasa uzlaşı komisyonunu terk edecekler...
Çünkü... Figüranlık rolleri bitmiş olacak...
AKP, kurduğu düzenin anayasasını tek başına yapacak...”
Kaset darbesi boşuna yapılmadı...
Bombeli süt!
Manisa’nın Salihli ilçesinde titiz, dikkatli bir grup öğretmenin önlediği faciayı CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz dün Meclis’teki basın toplantısında anlattı:
“Bu öğretmenlerimiz çocuklara dağıtılmak üzere kendilerine teslim edilen bazı sütlerin kutularının bombe yaptığını görünce kuşkulanmışlar. O sütleri çocuklara vermedikileri gibi durumdan velileri haberdar etmişler. Birkaç veli söz konusu sütleri tahlil için laboratuvara götürdüklerinde aldıkları yanıt, tahlile hiç gerek yok, kutusu bombe yapmış süt kesinlikle bozuktur, olmuş.”
Sakine Öz de bir veli olarak gıda analiz laboratuvarını aramış. Aldığı yanıt:
- Kutusu bombe yapmış süt bozuktur, analize gerek yoktur.
Sakine Öz, basın toplantısında çektiği bombe yapmış süt kutularının fotoğraflarını gazetecilere gösterdi. Kutuların üzerinde yanıltıcı şekilde son kullanım tarihi 5 Eylül 2012 yazıyor... Hükümet bombeli (ya da bombalı) sütü devlete satan firmalara işlem yapıyor mu? Hiç duymadık... Hükümet yok böyle bir şey diyor, ne soruşturması... Sakine Öz, süt dağıtımı derhal durdurulmalı, okulların yeniden açılacağı sonbahara kadar bu iş yeniden ciddi bir şekilde gözden geçirilmeli, diyor. İsabetlidir.
Olaylı derbinin ardından gözaltına alınan
47 kişi serbest bırakıldıktan sonra ailelerinin ekranlardaki sevinci görülmeye değerdi.
Nasıl sevinmesinler.. Bu zamanda içeri giren
bir daha çıkamıyor.
Hele bir de davayı Ergenekon davası ile birleştirirlerse yandı gülüm keten helva.!
Ülkü Çetinkanat
Ninem derdi: “Eşeksen; binene kızmayacaksın; değilsen sırtında tutmayacaksın...”
Halil Arık
GMT 3
Türkiye’yi Suudi Arabistan’la aynı saat dilimi içine koyacak yeni saat ayarı yeni bir şey mi?
Okurumuz Tuncer Yakut unutulan geçmişe dikkatimizi çekiyor:
“1978 yılında 2153 sayılı yasa ile ülkemiz saati bugün önerildiği gibi GMT + 3 olarak belirlendi. Tam altı yıl böyle yaşadık. Yani bugünkü yaz saati altı yıl süre ile normal saatimiz oldu. 31 Ekim 1984’te GMT + 2’ye dönüldü. Çünkü bu saat uygulaması verim sağlamadı. Geçmiş unutuldu... Şimdi yeniden deneniyor...”
19 Mayıs kutlamalarında “birdirbir” oyunu da oynanacakmış.
Yetmez... “Uzun eşek” de olsun, kutlamalar daha ciddi havaya bürünsün...
Haldun Ertem
Kayısı
CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba, AKP’nin kayısı üreticisinin sorunlarını çözmediğini anlattıktan sonra diyor ki:
“‘Kayısı için AKP’den sonraki en büyük tehlike don ve doludur. Don ve dolu tehlikesine karşı saatlik bilgiler dahi çok önemlidir ama AKP, sağ olsun, Malatya’daki Meteoroloji Bölge Müdürlüğünü kapattı. Niye kapattığını hiçbir Malatyalı anlayamadı, mantıklı bir açıklaması da yok... Bir de TARSİM adı altında bir soygun düzeni oluşturuldu. TARSİM, Malatyalı yoksul kayısı üreticilerini sömürmektedir. Devlet derhâl TARSİM’i sağlıklı hâle getirmelidir...”
Ağbaba okullarda ve askeri birliklerde süt gibi kayısı da dağıtılmasını öneriyor. Kayısı ilaç gibi bir ürün. Neden olmasın?
Gaziantep Üniversitesi, Gaziantepli Bakan Fatma Şahin’in
annesini “Yılın
Annesi” seçmiş.
Özal sağ olsaydı ne derdi? Benim
üniversitem işini bilir!
Fahrettin Fidan
Dönüşüm
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “İktidarı kaybetmek pahasına bunu yapacağız” dediği, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini düzenleyen yasa TBMM’den geçti. CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel şu noktaya değindi:
- İktidar partisi yasaya büyükşehir belediye meclislerinden geçmek kaydıyla ibadethaneleri ve yurtları istedikleri yerde yapabilecekleri yönünde madde eklemiştir. Taksim’e caminin de önü açılmıştır...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları