Tarih:
17.06.2012
Hani bana verdiğin o güzel sözler
İlki 20 yıl önce düzenlenen ‘Çevre ve Kalkınma’ konferansından bu yana verilen sözler havada kaldı...
Rio+20 başlıyor... İlki 20 yıl önce düzenlenen ‘Çevre ve Kalkınma’ konferansından bu yana verilen sözler havada kaldı. Yine de gezegenin geleceğini konuşmak, fırsattırBM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı, bu yıl 20-22 Haziran’da, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenleniyor... Kısaca Rio+20 denen devasa buluşma için dünyanın her tarafından siyasetçiler, şirketler ve çevre örgütleri katılacak.
Katılacak da ne olacak? Doğa Derneği’nin web sitesinde, Rio’nun geçmişi ve bugünü hakkındaki yazı herşeyi çok güzel özetliyor:
‘Sürdürülebilir Kalkınma’, ‘Yeşil Ekonomi’, gibi kavramlar, ilk defa bundan 20 yıl önce yine Rio’da yapılan BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda ortaya atılmıştı.
1992’daki bu konferansın ardından pek çok devlet ‘çevre’ye karşı sorumlu politikalar izleme sözü vermiş, özel sektör temsilcileri ‘yeşil’ yatırımlar yapacağını açıklamış, sivil toplum örgütleri de sürecin takipçisi olacaklarını bildirmişlerdi.
Ne yazık ki geçen 20 yılda ne devletler, ne şirketler sözünü tuttu...
Yeni çağ
Ban Ki Moon, The New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde durumun anlam ve önemini şöyle anlatmış: “Artık yavaş yavaş yeni bir çağa adım attığımızı fark ediyoruz. Bazıları buna, insanların Dünya’nın kendi devinimini kökten değiştirdiği yeni bir jeolojik devir bile diyor.”
Oysa bilimsel veriler, BM Genel Sekreteri kadar iyimser değil. Ne hükümetler tarafından 20 yıl önce verilmiş sözler tutuldu ne de ‘yeşil ekonomi’ doğayı kurtaracak bir toplumsal dönüşüm yarattı. Sürdürülebilir kalkınma toplantıları, artık devletlerin imaj yarışına girdikleri arenalara dönüştü.
Bu yüzden her yıl yapılan ‘iklim değişikliği konferansı’ndaki gibi, Rio+20 buluşmasından da olağanüstü bir sonuç çıkmasını beklemek hayalperestlik olur.
Yemyeşil projeler
Türkiye hükümeti de Rio+20 öncesi yürüttüğü projeyle ülke çapında hayata geçirilen en iyi ‘yeşil’ projeleri topladı.
Doğa Derneği’ne göre, “Kalkınma Bakanlığı bu projeler için 450 bin 250 dolar ayırdı. Anlaşılan o ki HES projeleriyle darmadağın olan Anadolu nehirlerinden, sular altında bıraktıkları Allianoi’den, kuracakları nükleer santrallerden, Hasankeyf’den, ‘tabiat’ kanunundan ve diğer ‘yeşil’ projelerinden bahsetmeyecekler.”
Bu durum Türkiye’ye has değil, bütün hükümetler Rio+20’ye az ya da çok, bu çerçevede hazırlanıyor. Diğer yandan herkes ekolojik krizden bahsediyor, çünkü ‘çevre sorunları’ artık hayatımızın göbeğinde... Eskiden savaşlar yüzünden yerlerinden edilen insanlar, şimdi ekolojik sorunlar nedeniyle perişan oluyor.
Karar vericiler, ne yazık ki önlem almakta, sözlerini tutmakta çok yetersiz... İyi niyetli çabalar var ve takdir edilmeli. Ama çözüm üretmekten maalesef çok uzağız.
BALIK AĞLARINDAN HALI YAPANLAR
Rio+20’de ele alınacak yedi başlıktan biri de ‘okyanuslar’. Dünyada milyarlarca insan, denizlerden geçimini sağlıyor ve besleniyor.
Ancak buna rağmen balık türleri hızla azalıyor, denizler kirleniyor. Rio+20’de ‘Geleceğin Okyanusları’ başlıklı bir etkinlik düzenleyen Londra Zooloji Derneği, şirketlere de bu anlamda danışmanlık veriyor.
Dernekle işbirliği yapan dünya çapındaki firmalardan biri de karo halı üreticisi Interface... Net-Works projesiyle, atık ağları toplayarak yerel balıkçıların geçimine katkı sağlanacak. Elde edilen geri dönüşümlü malzemeyi de halıda hammadde olarak kullanacak.
Genellikle naylon tiplerinden üretilen balıkçı ağları, sık sık aşınma ve yıpranma yüzünden değiştiriliyor. İşte bu atıklar da halıda kullanılabiliyor.
Atık balık ağları, dünyada kıyı kirliliği yaratan en önemli faktörlerden biri. Bu nedenle Interface, Londra Zooloji Derneği ile Filipinler- Danajon Bank bölgesinde bu pilot projeyi başlattı. l Şirketin amacı, 2020’ye kadar ‘çevreye 0 zarar veren’ bir noktaya gelmek.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları