loading
close
SON DAKİKALAR

İfade özgürlüğü herkese lazım!

Mehveş Evin
Tarih: 26.11.2014

Mehveş Evin; En önemlisi, ifade özgürlüğünü koruyan, destekleyen yeni bir anayasa ihtiyacı.

Havuz medyasının ahtapot gibi kollarını sardığı, sansür ve otosansürün yaygınlaşıp sıradanlaştığı; ayrımcılığın, yalan haberin, hedef göstermenin eksik olmadığı Türkiye’de, ifade ve basın özgürlüğü hızla erozyona uğruyor.

Medya çalışanları elbette durumun farkında. Ama akvaryumdaki balık misali, havanın bitmeye yüz tuttuğunu, yani vaziyetin vahametini algılamak için dışarıdan bir bakışa ihtiyaç var.

Friedrich Ebert Stiftung, Afrika’dan Asya’ya pek çok ülkede yaptığı “Medya Barometresi”ni (*) Türkiye’de de uyguladı. Dün duyurulan medya analizi, mevcut siyaset ve medya yapısı içinde ne yazık ki basında fazla yer bulmayacak. Bunun bir diğer nedeni, gazetecilerin kendilerini eleştirmeye pek gönüllü olmaması.

Vaziyet vahim

Türkiye Medya Barometresi’nde ortaya çıkan genel sonuç (5 üzerinden 2.1), medya ortamının “endişe verici” olduğu. Bana göre, hafif bile kalıyor. Üzücü, utanç verici hatta vahim diyebilirim...

İfade ve basın özgürlüğünde AB ve BM standartları üzerinden tartışılan ana maddeler, değerlendirme ve benim notlarım kısaca şöyle:

1 “Basın özgürlüğü dahil, ifade özgürlüğü güvence altına alınır ve teşvik edilir” başlığını, mevcut Anayasa çerçevesinde değerlendirince fena değiliz. (Ortalama: 2.7) Ancak gerçek hayatta
yasaların çiğnenmesi, uygulamadaki çifte standartlar, muğlak yorumlar nedeniyle bu alanda çok daha beter durumdayız.

2 “Medya dünyası çeşitlilik, bağımsızlık ve sürdürülebilirlik kavramlarıyla nitelendirilir”: Genel ortalama
1.6 ile diplerde. Burada en çok tartışılan ve görüş birliğine varılan konu, otosansürün artık gazeteciliğin bir parçası haline geldiği. Sadece editörler değil, köşe yazarları ve muhabirler de “haber refleksleri”ni kaybetmenin eşiğinde. En dehşet verici tespitlerden biri, yurttaşların ifade özgürlüğünün sınırlarını çizmeye başlaması, bir çeşit polisliğe soyunması. Oysa ifade özgürlüğü herkese lazım!
Medyada kadın ve erkeğin eşit olarak temsil edilmediği, farklı etnik, dini, siyasi ve kültürel gruplara ayrımcılık uygulandığı da çıkan önemli sonuçlardan biri.
“Meslek ilkelleri”

3 “Yayın yönetmenleri şeffaf ve bağımsızdır, devlet yayın kuruluşları gerçek bir kamu hizmeti kuruluşu haline gelmiştir”: Barometre ortalaması 2.7. Ancak özellikle TRT yayınları ve RTÜK yapısının ele alındığı maddeler vahameti göz önüne seriyor. Alternatif seslerin medyada yer almasının önündeki engeller çeşitliliğe engel.

4 “Basın ileri düzeyde meslek ilkelerini uygular”: 1.6’lık skor herhalde yeterince açıklayıcıdır. Medya gruplarının pek çoğu kendi yayın ilkelerini bile açıklamış değil. İlan edenler neye, ne kadar uyuyor o da belirsiz. Bağımsız, güvenilir özdenetim mekanizmaları eksik. Bir diğer sorun, gazetecilerin kendini geliştirmek için meslek içi eğitimlere katılmaması.

Son olarak: Gazetecilere ve ifade özgürlüğüne değer veren herkese tavsiyem, raporu baştan sona dikkatlice okumaları.

İNTERNETE UCUZ ERİŞİM İSTİYORUZ

Medya Barometresi (*), Türkiye’deki medya ve sivil toplumdan oluşan 10 kişilik bir uzman panelist grubuyla, Kadir Has İletişim Fakültesi akademisyenlerinin moderatörlüğünde hazırlandı. Barometrede tespitlerin yanı sıra öneriler de var:
* En önemlisi, ifade özgürlüğünü koruyan, destekleyen yeni bir anayasa ihtiyacı. Tabii yasaların yapım sürecinde aktif ve örgütlü katılımın güvence altına alınması şartıyla...
* Toplumun, ifade özgürlüğü sorununun herkesin sorunu olduğunu anlamaya ihtiyacı var.
- İnternetin özgürlükçü yapısı çok önemli; şirket ve devlet hegemonyasından korunması gerekiyor. İnternete erişim ucuzlamalı.
* AA bağımsız haber yapmalı!
* Bağımsız ve hesap verebilir denetleme kurullarının oluşturulması.
* Gazetecilerin çalışma şartla-rı iyileştirilmeli, 212 uygulanmalı.
* Sendikalaşma ve profesyonel kurumlara üyelik teşvik edilmeli.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları