Tarih:
17.01.2015
İfade özgürlüğünün sınırları
Mehveş Evin; Türkiye Cumhuriyeti, laik bir devlet olduğuna göre, tüm inançlara eşit mesafede durmak zorunda.
Elmayla armudun birbirine karıştığı, insanların fikir beyan ederken gölgesinden korkar hale geldiği bir ortamda, Noam Chomsky’den alıntı yaparak başlayalım:“Nefret ettiğiniz insanların ifade özgürlüğüne inanmıyorsanız, ifade özgürlüğüne hiç inanmıyorsunuz demektir.” Charlie Hebdo saldırısı, Paris yürüyüşü, Cumhuriyet gazetesine baskın ve protesto hadiseleri, farklı endişe ve korkulara neden oldu... Aynı zamanda Türkiye’de temel hak ve özgürlükler, ifade özgürlüğü ve laiklik kavramlarının yine, yeniden tartışılmasına yol açtı.
Temel kavramlar bazen bilerek, bazen de bilmeyerek birbirine karıştırıldığından tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var:
1- İnsan hakları hukuku, bireyi korur. İnsan hakkı hukuku herhangi bir kişinin kimliği, ırkı, cinsiyeti veya fikri nedeniyle ayrımcılığa veya saldırıya uğramasına karşı geliştirilmiştir.
2- Bu minvalde birey, azınlıkta olandır. Hukukçu Murat Sevinç’in sözüyle “bireyin korunduğu, çoğunluğun inancı (yani hâkim olan), siyasi görüşü ve uygulamaları”dır.
3- “Çoğunluğun hakkı ihlal edilebilir” anlamına gelmiyor bu. Aslolan, önceliği her durumda ‘ifade özgürlüğü’ne vermek.
AP’den sert uyarılar
Türkiye Cumhuriyeti, laik bir devlet olduğuna göre, tüm inançlara eşit mesafede durmak zorunda. Hoş, bir siyasetçi 90 yıllık laik yönetimi “reklam arası” olarak değerlendirebiliyor. Ne trajik! Cumhuriyet sayesinde bu sözleri sarf edebildiğinin, milletvekili olabildiğinin ve haklarının teminat altında olduğunun farkında bile değil.
Avrupa Parlamentosu’ysa, Türkiye’de ifade özgürlüğüyle ilgili bir tasarıyı oyladı. Medyaya yönelik baskı ve sansüre yönelik eleştiriler ağırlıkta. Özetle, Türkiye hükümetine özgürlükleri, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıyı garanti altına alacak reformlar üzerinde yoğunlaşması çağrısı yapılıyor.
Hükümetin bu rapora tepkisinin ne olacağını tahmin etmek güç değil. Başbakan Davutoğlu, Cumhuriyet gazetesini “Basın
özgürlüğü hakaret etme özgürlüğü değil” diye eleştirdi. Hatta iki yazarın Charlie Hebdo’nun kapağını, kendi inanç ve ifade özgürlüğü çerçevesinde yayımlamasını “Gelin bize saldırın diye tahrik oluşturuluyor” şeklinde yorumladı.
Kişisel olarak Cumhuriyet’in yayın politikasını beğenmeyebilir, rahatsızlık duyabilir, eleştirebilirsiniz. Ancak kim veya hangi gerekçeyle olursa olsun, hayati tehditle karşı karşıya olanı suçlamanın faydası yok, zararı var...
Dink’in ölüm yıldönümünde...
Basın ve ifade özgürlüğü üzerinden taraf tutmanın yanlış ve tehlikelerine hepimiz şahit olduk. Bu ülkede Madımak böyle yaşandı, gazeteciler, Hrant Dink böyle bir sürecin sonucunda öldürüldü. Bugün adalet yerini bulmadığı gibi çoğunluğun azınlığın üzerindeki tahakkümü yeni infiallere, huzursuzluklara ve bir ihtimal saldırılara yol açabilir.
Pazartesi günü, Hrant Dink suikastı sekizinci yılını dolduracak. Bir kez daha kol kola girip katillerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasını, nefret söylemine son verilmesini ve farklılıklarımıza rağmen birlikte, barış içinde yaşama isteğimizi yüksek sesle söyleyeceğiz.
Öteki hakkında ne düşünürsek düşünelim, şiddete kucak açan her türlü beyanatı, davranışı reddediyoruz. Meslektaşlarımıza ve mesleğimize “ama”sız sahip çıkacağız. Yarın bir başka gazetenin önünde tehdit savrulacak olursa, bulunduğumuz yer ve savunduğumuz ilkeler değişmeyecek.
En doğrusu, hür ifade ve basın özgürlüğünün bir demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu, teminatının da laik cumhuriyet olduğunu bıkmadan, usanmadan yazmaya devam etmek...
GÜZEL ŞEYLER KÖŞESİ
- Mezunu olduğum İstanbul Lisesi’yle gurur duyuyorum: Okulun Bilimsel Etkinlikler Komitesi 19-21 Ocak tarihleri arasında 5. Numune-i Terakki Bilim Günleri’ni düzenliyor.
- “Numune-i Terakki”nin manası, aydınlanmışlık örneği. İstanbul Lisesi’nin ilk ismi ve döneminde Osmanlı’nın ilk öğrenci ve ikinci bilim dergisi olma özelliğini taşıyan dergiye ithafen Bilim Günleri’ne adı verilmiş.
- Bilim Günleri’nde “Dünya Dışı Yaşam”, “Evrende Madde ve Enerji, Karadelikler”, “Oyunlar Kuramı”, “Kuantum Mekaniği” gibi başlıklar konuşulacak. Etkinlik, beş uzmanın yer aldığı “Evrim” paneliyle son bulacak. Yaşasın ifade özgürlüğü, yaşasın bilim, yaşasın bu ülkenin zihni açık, barışçıl gençleri!
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları