Tarih:
22.09.2014
İki 'devlet' anlaşmış
Mehveş Evin; Kilit cümle şu: 'Tahliye planı hayata geçirilmedi.' Peki neden ve kimin emriyle konsolosluk çalışanlarının hayatı tehlikeye atıldı, hâlâ cevap yok.
Musul Konso-losluğu’nda esir alınan 49 kişiden 46’sının kurtulup Türkiye’ye dönmesi, müthiş sevindirici bir haber!Rehinelerin anlatabildikleri kısıtlı; çünkü hem İD’nin elinde kalmanın yarattığı psikolojik korku ve muhtemelen savrulan tehditler (ne de olsa Türkiye’de fink atan cihatçı çok) sözkonusu.
Tabii devletin şanı şerefi de...
Kurtarılan özel harekât polislerinin anlattığına göre, saldırıya uğranacağı ve tehlikenin büyük olduğu anlaşılmış. Başkonsolos ve siviller için tahliye planı hazırlanmış .
Kilit cümle şu: “Tahliye planı hayata geçirilmedi.” Peki neden ve kimin emriyle konsolosluk çalışanlarının hayatı tehlikeye atıldı, hâlâ cevap yok.
İD, TC için bir ‘devlet’
Gelelim herkesin merak ettiği, “pazarlık neydi” sorusuna...
Malum İD, fidye verilmeyince yabancı rehineleri propaganda için infaz ediyor. Hatta Avrupalı rehineler fidyeyle kurtarılırken ABD’nin “teröristlerle pazarlık yapmayız ” demesi de tartışıldı...
İD’in yayın organı Takva, “iki devletin” müzakeresi sonucunda rehinelerin bırakıldığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, “operasyonun merkezinde siyasi ve diplomatik pazarlık vardı” diyerek müzakereyi doğruladı.
Bu sözlerden TC’nin, İD’yi bir devlet olarak muhatap aldığını anlıyoruz. Diyeceksiniz ki 49 can için pazarlık yapılır. Elbette yapılır!
Ancak iki “devlet”in (Yeni Türkiye ve İslam Devleti ) arasındaki “siyasi” pazarlığın içeriği, hayati önemde... Kaldı ki anlaşmanın merkezi siyasi ise periferinde ne olabilir?
Karşılığında ne verildi?
İD’nin Türkiye’den fidye istemekten çok daha hayati talepleri olabilir:
Ele geçirdikleri petrolü satabilmek... Silah ve askeri malzeme ikmalini sürdürmek...
Cihatçıların aileleri ve çocuklarına “sosyal yardım” yapmak , okul açmak, yaralanınca tedavi olabilmek...
Sınır şehirlerinde “turist” olarak dolanabilmek, tutuklanmamak... Türkiye’nin her yerinde İD’nin yuvalandığı artık sır değil. Gazeteciler bile İD’nin nerelerde yapılandığını biliyor, hatta İD üyesi olanlara ulaşabiliyor.
Şakası yok: Emniyet, 81 ilde İD saldırısına karşı uyardı ve 22 bombalı aracın olduğunu açıkladı. (18 Eylül, T24)
Acaba milli istihbaratımız bu hücrelere “dokunmama” sözü vermiş olabilir mi?
Kobani bilmecesi
Diğer taraftan İD’nin önündeki en büyük askeri engel , Batı’dan destek alan YPG ve PKK gerillaları...
Dün, Urfa’nın Suruç ilçesinin yakınındaki Kobani’yi kuşatan İD’yle savaşmak için sınırı geçmek isteyenlere güvenlik birimleri su ve gaz sıktı.
Acaba “siyasi pazarlık”ın bir maddesi, Kobani’nin İD’nin eline geçmesine göz yummak olabilir mi?
Bu arada kurtarma operasyonunun tamamen “milli” olduğu vurgulanıyor. Yabancı istihbarattan alınan yardım da “milli” parantezine girdi galiba!
Şimdi ABD, rehineler kurtarıldığına göre Türkiye’den İD’ye karşı daha aktif davranmasını bekliyor.
Türkiye’yi yönetenler ikili oynamaktan vazgeçip, hangi tarafta olduğuna bir an evvel karar verse iyi olacak: İslam Devleti mi, Batı mı?
Manzaraya bakın, cevap ortada.
BARİ BUGÜN ARABASIZ YAŞA!
- Her yıl 22 Eylül, “Arabasız dünya günü” kutlanıyor. Deli mi ne bunlar diyeceksiniz. Ama bu insanların amacı, araba bağımlısı kültürün delilik olduğunu anlatabilmek...
- Neden mi? Her gün sayısı katlanarak artan özel araçların yakıtı, iklim değişikliğinin en büyük nedenlerinden olan petrol... Daha fazla araba, daha fazla kirlilik, sıkışıklık, ölümcül kazaların artması ve daha sağlıksız bir hayat demek.
- Avrupa’dan ABD’ye, dünya metropolleri sürdürülebilir ulaşım için çareler arıyor. Toplu taşıma ve bisikletin ulaşım sistemine entegre olması için çok etkili uygulamalar hayata geçirildi.
- İnanmayacaksınız ama Türkiye’de bile bisikletli yaşamın tohumları atılıyor: EMBARQ Türkiye Sürdürülebilir Ulaşım Derneği, “İstanbul’da Güvenli Bisiklet Yolları Uygulama Kılavuzu Projesi” hazırladı.
- İstanbul Kalkınma Ajansı ve Büyükşehir Belediyesi de bu vizyonu destekliyor. Tarihi yarımadanın yayalaştırılmasıyla İstanbullu en azından burada bisikletle dolaşabilme özgürlüğüne kavuşabilir.
- Sadece İstanbul değil, Kocaeli, Konya ve Seferihisar belediyeleri de güvenli bisiklet yolları için kolları sıvamış vaziyette.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları