'İstanbul, Tekbir Sesleriyle Fethedilecek'

Mehveş Evin; Bu cümle, IŞİD’in Türkçe yayımladığı ilk dergi ''Konstantiniyye''nin 1’inci sayısından (Şaban 1436/Haziran 2015) alındı. Kapağın konusu: ''Konstantiniyye’nin fethi''...

Bu cümle, IŞİD’in Türkçe yayımladığı ilk dergi “Konstantiniyye”nin 1’inci sayısından (Şaban 1436/Haziran 2015) alındı. Kapağın konusu: “Konstantiniyye’nin fethi”...
Duyduk duymadık demeyin! Kıyamet yaklaşıyor, hemen öncesinde ise IŞİD, İstanbul’u alıp, Beyaz Saray’ı havaya uçurup Roma’dan önce Paris’i yakacak...
Kapak yazısında 1453’te Kostantiniyye’nin daha önce fethedildiğini ama asıl fethin daha gerçekleşmediği belirtilmiş; “Nitekim bu fetih kıyamete yakın bir zamanda gerçekleşecek, savaşılmadan sadece tekbirlerle fetih edilecektir”.
Yazı, “Bu güne kadar İslam Devleti’ne (IŞİD) km’lerce alanı savaş ve silahla bahşeden Rabbimizden derginin adını verdiğimiz Kostantiniyye’yi, savaşsız ve kansız bize kapılarını açmasını diliyoruz” sözleriyle bitiyor.
IŞİD propagandası yapan El Hayat Medya’nın çıkardığı dergiyi gazeteci Hilmi Hacaloğlu haberleştirdi. (Amerika’nın Sesi)
Haçlı seferi mi dediniz?
Dergi, kafa kesen bir örgütün propagandasını yapmamak adına medyada daha geniş yer bulmamış olabilir.
Ancak Türkiye’de son zamanlarda el üstünde tutulan birtakım yayınların çizgisine bakacak olursanız, bu sessizliğin farklı manaları olabilir.
Zira Batı, laik, Alevi, Kürt, Yahudi, Ermeni, Rum, kadın, LGBTi, ateist düşmanlığını yayın politikası
haline getiren İslamcı radikal yayınlar, IŞİD’e duyduğu sempatiyi gizleme gereğini bile duymuyor.
İstanbul, onların gözünde de tıpkı Konstantiniyye’nin isimsiz şairinin dediği gibi; “Sokakları haramla dolan” ve “despotlara, zalimlere, kâfirlere teslim olmuş bir kent değil mi?
Seçim öncesinde “Haçlı ittifakı” başlıklarını ve atıflarını hatırlıyor musunuz? Buyrun, ilginç bir benzerlik daha:
İstanbul’u fethetmek adına dergi çıkaran bu zihniyet, IŞİD’e karşı bir Haçlı Savaşı yapıldığını iddia ediyor. Kim peki savaştıkları?
“Yahudiler, Haçlılar, Rafıziler, ateistler.”
Sadece dün Tel Abyad’ın IŞİD’den temizlenip PYD ve ÖSO’ya geçmesinin nasıl yorumlandığına bakmak, İstanbul’un “yeniden fethi” hayalleri açısından da ipucu verebilir...
Demokrat AKP’lilere
Başta Kürtler, tüm Müslümanları IŞİD saflarına davet eden dergide Türkiye’deki seçimlerin boykot edilmesi de istenmiş zira demokrasi düşman ilan edilmiş:
“Asla ama asla demokrasi İslam’la bağdaşmamaktadır. Bunlar ayrı iki dindir.”
Fanatizm böyle bir şey işte. Hangi ucunda yer alınırsa alınsın, hastalıklı, ötekiden nefret ve zorbalık üzerine kurulu. AKP iktidara geldiğinde benzer tepkiyi ulusalcı/laik kesimden görmüş, “İslam’la demokrasi bağdaşır mı” tartışmaları yıllarca yapılmıştı.
Bal gibi bağdaşır, yeter ki dinle siyaset birbirine karıştırılmasın. Ancak son beş yıllık tecrübe, bu ülkede demokrasinin din değil; çıkar ve güç için nasıl çiğnenebildiğini gösterdi.
Demokrat AKP’lilere tavsiyem, Konstantiniyye’yi satır satır okumaları. Çünkü IŞİD’in hedefinde olan, sadece “gayrimüslim”ler veya “AKP’li olmayanlar” değil. Bir avuç fanatik dışında, herkes.

BAKARA’LI GÖNDERME
Al Monitor’da çıkan bir analize göre dergi, IŞİD’in Türkiye hakkındaki “stratejik vizyonu” hakkında önemli ipuçları veriyor.
Dergi, henüz Türkiye’yi açıkça “düşman” ilan etmiş değil. Al Monitor’a yazan Gürcan, IŞİD’in Türkiye’ye “temkinli” yaklaşımını şöyle değerlendiriyor: “Türkiye savaş alanı değil, zengin bir insan kaynağı olarak görülüyor. Tüm Müslümanlar, özellikle mühendis, sağlık, eğitim ve askeri alanda çalışanlar IŞİD’e davet ediliyor.”
Gürcan, “Mürted Kime Denir” makalesinin Türkiye’deki karar vericilere, özellikle AKP elitine yönelik “gizli bir tehdit” olabileceğini öne sürüyor. Bakara Suresi’nden alıntıyla başlayan yazıda, “Bizimle uğraşmazsan biz de sana bulaşmayız” mesajı veriliyor.
“İlk kez IŞİD’in, Türkiye’deki siyasi İslam’ı ne denli yakından takip ettiğini ve bu dönüşümde kendine biçtiği görevi anlıyoruz” diye yazan Gürcan, örgütün Türkiye’de İslamcı-Osmanlıcı ideolojiyi harmanlayıp “yeni” bir radikal İslamcı akımı hayata geçirmeyi hedeflediğini belirtiyor.

Mehveş Evin - Milliyet