#istanbulhepimizin #türkiyehepimizin

Tarih: 01.02.2014

Mehveş Evin; İmar planlarında yapılan usulsüzlükler yolsuzluk skandalının merkezinde yer alıyor.

İmar planlarında yapılan usulsüzlükler yolsuzluk skandalının merkezinde yer alıyor. TOKİ ve kentsel dönüşümün başındaki Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar’ı dahi istifa ettiren ve derin sessizliğe gömen olayların ardındaki gerçekleri öğrenmekten hâlâ uzağız.
Dünya kenti İstanbul’un rant uğruna nasıl yok olma noktasına getirildiğini anlamak için başınızı kaldırıp şöyle bir bakmanız yeterli: Sulukule, Emek, Çamlıca, Yenikapı, Fatih, Taksim, Belgrad Ormanları, üçüncü köprü, kanalistanbul derken Polonezköy bile “muhteşem dönüşüm”ün tehdidi altında.
İstanbul sözleşmesi, çığırından çıkmış betonlaşma, plansızlık ve hukuksuzluğa karşı yükseltilen ortak bir ses. Aynı zamanda hangi partiden olursa olsun, yerel yönetimlere halkın “söz ve sorumluluk sahibi” olmak istediğini haykıran bir belge: http://www.change.org/IstanbulHepimizin

Bize hesap verin!

İmzacısı olduğum sözleşme çok önemli, çünkü;
- Yeni bir yerel yönetim anlayışına had safhada ihtiyacımız var,
- Yaşadığımız şehrin yönetimine katılmak temel hakkımız,
- Her kent yönetimi şeffaf ve hesap verebilir olmalı,
- Nüfusu 16 milyona dayanmış bir dünya şehrinin bütçesinde İstanbullular da söz sahibi olmalı,
- Konut, sağlık, ulaşım, eğitim, kültüre kolaylıkla ve az maliyetle ulaşma hakkına herkes sahip. Adaylardan bu sorumluluğu almalarını bekliyoruz,
- Afet risklerine karşı eylem planlarının hazırlanması şart,
- Kentsel dönüşüm projeleri kâr amacıyla değil, hak sahiplerinin katılımı ve onayıyla yapılabilir,
- Kadınlar kamusal alanda özgürce yer alabilmeli, ayrımcı anlayış son bulmalı,
- Çocuk, engelli ve yaşlıların haklarını hiçe sayan, yaşamlarını zorlaştıran uygulamalara son verilmeli,
- Her türlü ayrımcılık ve şiddetle mücadele yerelin de görevi,
- Projeler para değil, kamusal yarar gözetilerek yapılmalı,
- “Dünya mirası” İstanbul’un tarihi, kültürü ve doğası ancak evrensel standartlarla korunabilir...

Her şehir hazırlamalı

İstanbul’un geleceği için hayati olan bu talepleri, yerel yönetime aday olanların sahiplenmesinden başka yolu yok! “Söz” istiyoruz ve takipçisi olacağız...
Dilerim İstanbul sözleşmesi, her kent için bir başlangıç olur. Tıpkı Gezi’de olduğu gibi, kente, demokrasiye, haklara sahip çıkma ruhu, her yere yayılır...
Usulsüz nükleer santral inşaatının acısını taşıyan Mersin’den radyasyon sızıntısıyla boğuşan Manisa’ya... Ilısu Barajı’yla son günlerini yaşayan Hasankeyf’ten kömür santrali tehdidi altındaki Konya ve Muğla’ya...
Ormanı, suyu, kültürü, yapay TOKİ alanlarına ve şirket ihalelerine feda edilen her kent, kendi taleplerini yüksek sesle duyurmalı.
Aksi takdirde çocuklarımıza bırakacağımız miras, felaket olacak.

TÜRKİYE’NİN CANI

* WWF-Türkiye, biyoçeşitliliği korumayı amaçlayan yerel sivil toplum projelerini desteklemek için “Türkiye’nin Canı Programı”nı yürütüyor.

* Yarışan dokuz adayın heyecanına bizzat tanık oldum: Türkiye’nin her yerinde nesli tehlike altında tür var ki, keşke hepsini destekleyebilsek dedik...

* Bu yıl hibe desteği alacak projeler seçildi: Trabzon’daki Ağaçbaşı Turbalıkları, Gediz Deltası’ndaki Tepeli Pelikanlar, Muş’ta Toy ve Telli Turnalar ve Kırklareli’nde Akkuyruklu Kartallar ve Kuğular...

Mehveş Evin - Milliyet