Tarih:
24.01.2013
İyi adamı sevmiyor muyuz?
Mehveş Evin yazdı, Ah o basamakları çıkmak, para ve statü kazanmak uğruna ne kalpler kırılmış, ne yalanlar söylenmiş, ne pislikler yapılmıştır!
Nejat İşler’e göre “İyilik satmıyor. Ne kadınlar seviyor iyi adamı, ne de sektör.” Gerçekten öyle mi? İyiler hep kaybetmeye mahkum, kötülerse şahane pazarlamacılar olarak hep kazanan mı?Asu Maro, hafta sonunda Nejat İşler’le harika bir röportaj yapmış. Başlık, İşler’e yakışacak dobralık ve keskinlikte: “İyi adamı ne kadınlar ne sektör seviyor!”
Yekten sinirlenmek yerine şöyle bir durup düşünelim bu lafları. Zira kadınların ‘iyi adam’ı sevmedikleri tezi, sadece bu topraklarda sık sık tekrarlanmıyor. Batı (Amerikan) kültüründe ‘iyilik satmaz’ inancı gayet yerleşik.
Kaldı ki Nejat Bey’in içinde bulunduğu ortam ve sektörün de haricinde ‘iyilere ölüm yaşasın kötülük’ mottosu pek bir kabul görüyor. Çünkü ‘kötü’, amaçları uğruna her şeyi göze alır. Bu yüzden zengin insanların da temelde ‘kötü’ olduğuna inanılır.
Ah o basamakları çıkmak, para ve statü kazanmak uğruna ne kalpler kırılmış, ne yalanlar söylenmiş, ne pislikler yapılmıştır!
Satış unsuru olarak ‘iyilik’
Rekabetin yüksek olduğu sektörlerde ‘kötü’lük sahiden de geçer akçedir. Ama yine de “İyilik satmıyor” diyebilir miyiz? İyiliği bir satış unsuru olarak görürsek, belki...
Oysa iyilik, kötülüğün tersine, satış malzemesi değildir. Bu yüzden daha az görünür, bu yüzden daha az kıymeti bilinir. Zaten maksat, göstermek de değildir. İyiyseniz yapacağınız bir şey yoktur, “Hadi şimdi kötü olayım” diyemezsiniz.
Kötüyseniz ve bunun meyvelerini yiyorsanız, kötülük dozunu artırıp ‘satış’ınızı da artırırsınız. İyi de ne oldu şimdi, sattın, mutlu musun?
Gelelim “Kadınlar iyi adamları sevmez” teorisine. Üzülerek söyleyeyim ki gerçek payı var. Ama bu genellemenin özünde, erkekleri ‘kötüye’ ittirme, kötünün geçer akçe olduğunu belletme inancı yatıyor. Ve ne yazık ki bu anlayışın temelinde de ‘kadınların kötülüğü hak ettiği’ sonucu çıkabiliyor.
Öküzler neden rağbet görüyor?
Burada kötü adam derken, kadınların duygularını inciten (öküz), başkalarına asılan ve aldatan, saldırgan, alkol bağımlısı, hatta psikolojik sorunları olanlar akla geliyor.
Maalesef bu saydığım özelliklerden bir veya birden fazlasına sahip olan erkek çok. Çünkü bunlar, toplumda zaten erkeklikle eşanlamlı tutuluyor! Sorun sakın burada olmasın?
İkincisi, varlıklı ve statü sahibi erkek için de bu özellikler de facto. Ne yazık ki para, şan, şöhret, bazı kadınlar için ‘kötüyü perdeleme’ sebebi olabiliyor.
Bazı kadınlar sahiden de bu tipleri çekici bulabilir. Ama hiçbir kadının ‘kötü’ adamla uzun vadeli bir ilişki yürütebileceğini sanmam. Kadınların hatası, çekici gelen bu maço özelliklerin zamanla kabusa dönüşeceğini anlayamamaları. Gerçekten de aşkla erkekleri değiştirebileceğimize inanıyoruz.
Daha ziyade genç kadınların yaptıkları bu hata, bazen ömür boyu mutsuzluğa dönüşüyor. Bazen de belayı görünce kaçmayı öğreniyoruz.
Ezcümle, belli bir kültür, yaş ve zeka seviyesine ulaşan kadın ‘kötü adam’ı gördüğünde tanır ve işi olmaz. Biraz da bu yüzden bazı erkekler, yaşça kendinden çok küçük kadınlara düşkün olmuyor mu?
iSTANBUL’UN HANLARI
* Unutulmuş olan, çöken, bakımsız ama hikayeler ve resimlerle dolu İstanbul’un hanları, unutulmuş bir hayat barındıran bir kabuk, kayıp olacak bir dünyanın son görüntüleridir. Eminönü’nde, Büyük Pazar ve Mısır Çarşısı arasında Mercan, Tahtakale ve Beyazıt’ın yamaçlarında saklanmaktadır. Ancak, şehrin sakinlerinin çok azı bunların ne ve nerede olduğunu bilmektedir. (Aleksandros Massevetas,’Gidenlerin İstanbul’u’ 2011, Patakis Yayınevi)
* Massevetas’ın bahsettiği o güzelim hanlar, bugünlerde bir fotoğraf sergisiyle hayat buluyor. Sanatçı Athina Kazolea, İstanbul’un eski Osmanlı hanlarını fotoğraflayarak hem tarihi hem de unutulmuşluğu bize yansıtıyor.
* Selanik Fotoğraf Müzesi (S.F.M.) ve Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun işbirliğiyle düzenlenen sergi, Photo-Biennale programının bir parçası. Yer: Sismanoglio Megaro (İstiklal Cad. No 60, İstanbul) Ziyaret saatleri: Pazartesi- Cuma 15.00-20.00 , Cumartesi- Pazar 12.00-19.00
Milliyet/Mehveş Evin
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları