Tarih:
25.06.2015
Kadın düşmanı bir “vakıf”: Sosyal Doku
Mehveş Evin; Şekerle kaplanmış isimler kullanarak suçları örtmek, yalan söylemek, bildik bir taktik.
Şekerle kaplanmış isimler kullanarak suçları örtmek, yalan söylemek, bildik bir taktik.Nasıl ki “Hayata Dönüş” operasyonu, mahkumların yanarak öldürülmesine verilen adsa...
“Yeşil Yol”un, yeşille hiçbir alakası yoksa...
“İç Güvenlik” yasası, aslında “polis devleti” anlamına geliyorsa...
“Sosyal Doku Vakfı” adıyla faaliyet gösteren kurum da toplumsal ayrımcılığı körüklemek ve kadınları aşağılamak için var.
Bu “vakıf”ın başkanı olacak zat -Nureddin Yıldız- ya ilgi çekmek için ya da içinde katılaşan kine hakim olamadığından, dini kullanarak ayrımcılığı ve şiddeti meşrulaştıran söylemleriyle devamlı gündemde...
Reçel tarifi verir gibi
Altı yaşındaki çocukların evlenebileceğini, çalışan kadınların fuhuşa destek olduğunu, “cinlerin dolaştığı” internete kadınların fotoğraf koymamasını savunan bu şahıs, şimdi de erkeğin kadını dövebileceğini açıkça söylüyor.
Reçel tarifi verir gibi, kadının yüzüne değil orasına burasına vur diyor...
Reçel tarifi verir gibi, kadının yüzüne değil orasına burasına vur diyor...
Dahası, kadınlar, erkeklere “dövme hakkı” verdiği için Allah’a yatıp kalkıp şükretmeliymiş!
Normal şartlar altında böylesine zırvalayan bir kişi ciddiye alınmaz.
Ancak, söz konusu kişi “mübarek ramazan”da 31 ulusal ve yerel kanalda kadına şiddeti salık veriyorsa...
Ve bunu, her gün kadınların dövüldüğü, ezildiği, öldürüldüğü, tecavüze uğradığı, zorla evlendirildiği bir ülkede yapıyorsa...
O zaman ne “meczup” deyip geçiştirilebilir ne de “inanç özgürlüğü”.
Dindar kadınlara çağrı
Mahkeme, Yıldız’ın altı yaşındaki çocukların evlendirilmesi hakkındaki sözlerine, “suç unsuru olmadığı için” takipsizlik kararı verdi.
Bakalım “hoca”nın televizyonlarda kadınların dövülüp üzerine şükretmesi gerektiğini söylemesi üzerine yapılan suç duyurusundan ne çıkacak?
Öldürülen kadınları neredeyse suçlu çıkaran, katil erkek olduğu zaman eli bir türlü ağırlaştırılmış müebbete gitmeyen, küçücük kızların, akli melekeleri eksik kadınların “rıza” dahilinde cinsel ilişkiye girdiği iddialarını utanmadan onayan bir yargı sisteminde, adil bir yaptırım beklemek herhalde hayal!
Kadın düşmanlara en iyi cevabı yine kadınlar verebilir.
Yıllarca başörtüsü ve kimlikleri için mücadele veren dindar/muhafazakâr kadınların din adı altında kadın düşmanlığını körükleyenlere hadlerini bildirmesi çok önemli.
Demokrasiye, eşitliğe, özgürlüklerin korunmasına inanan tüm kadınlarla birlikte!
Aksi takdirde, kadınların şiddete giderek daha çok maruz kalmasını ve erkek eliyle cezalandırılmayı bizzat onaylamış olacaklar.
YASEMİN’E ÖZGÜRLÜK!
- Kadın katliamı yapan katillerin yanına genellikle kâr kalırken, tecavüzcü ve şiddet uygulayan erkeği öldüren kadınlara reva görülen muamele, ülkedeki keskin ayrımcılığın kanıtı.
- Bugün Bakırköy Adliyesi’nde Yasemin Çakal’ın davası görülecek. Yasemin, tıpkı Nevin Yıldırım gibi, başka çaresi olmadığı için eşini öldürmüş bir kadın.
- Oğluyla birlikte, yıllarca eşi Özkan Kaymaklı’nın sistematik şiddetine maruz kalan Yasemin Çakal, eşini öldürdüğü için yargılanıyor.
- Oysa bu davanın “meşru müdafaa” olarak görülmesi gerekir. Hamileliğinde bile dayak yiyen, polise giden, koruma tedbiri aldıran, sığınağa giden Yasemin, koca şiddetinden kurtulamadı.
- Çocuğuyla birlikte kendisini boğmaya kalkan kocasını bıçaklayan Yasemin’in meşru müdafaa yaptığına dair uzman raporu alınması talebini “gerekçesiz” reddeden mahkeme, acaba öldürülen Yasemin olsaydı ne yapardı?
- Katil erkek olunca her türlü “indirim”i devreye sokan “adalet”, Yasemin’i derhal serbest bırakmalı.
Bakalım “hoca”nın televizyonlarda kadınların dövülüp üzerine şükretmesi gerektiğini söylemesi üzerine yapılan suç duyurusundan ne çıkacak?
Öldürülen kadınları neredeyse suçlu çıkaran, katil erkek olduğu zaman eli bir türlü ağırlaştırılmış müebbete gitmeyen, küçücük kızların, akli melekeleri eksik kadınların “rıza” dahilinde cinsel ilişkiye girdiği iddialarını utanmadan onayan bir yargı sisteminde, adil bir yaptırım beklemek herhalde hayal!
Kadın düşmanlara en iyi cevabı yine kadınlar verebilir.
Yıllarca başörtüsü ve kimlikleri için mücadele veren dindar/muhafazakâr kadınların din adı altında kadın düşmanlığını körükleyenlere hadlerini bildirmesi çok önemli.
Demokrasiye, eşitliğe, özgürlüklerin korunmasına inanan tüm kadınlarla birlikte!
Aksi takdirde, kadınların şiddete giderek daha çok maruz kalmasını ve erkek eliyle cezalandırılmayı bizzat onaylamış olacaklar.
YASEMİN’E ÖZGÜRLÜK!
- Kadın katliamı yapan katillerin yanına genellikle kâr kalırken, tecavüzcü ve şiddet uygulayan erkeği öldüren kadınlara reva görülen muamele, ülkedeki keskin ayrımcılığın kanıtı.
- Bugün Bakırköy Adliyesi’nde Yasemin Çakal’ın davası görülecek. Yasemin, tıpkı Nevin Yıldırım gibi, başka çaresi olmadığı için eşini öldürmüş bir kadın.
- Oğluyla birlikte, yıllarca eşi Özkan Kaymaklı’nın sistematik şiddetine maruz kalan Yasemin Çakal, eşini öldürdüğü için yargılanıyor.
- Oysa bu davanın “meşru müdafaa” olarak görülmesi gerekir. Hamileliğinde bile dayak yiyen, polise giden, koruma tedbiri aldıran, sığınağa giden Yasemin, koca şiddetinden kurtulamadı.
- Çocuğuyla birlikte kendisini boğmaya kalkan kocasını bıçaklayan Yasemin’in meşru müdafaa yaptığına dair uzman raporu alınması talebini “gerekçesiz” reddeden mahkeme, acaba öldürülen Yasemin olsaydı ne yapardı?
- Katil erkek olunca her türlü “indirim”i devreye sokan “adalet”, Yasemin’i derhal serbest bırakmalı.
Mehveş Evin-Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları