Tarih:
19.11.2012
Kadınlar için kumbara
Mehveş Evin yazıyor, ''Kadın meselesini çözmediğimiz sürece hiçbir sorunumuzu halledemeyeceğiz...''
İsveç’in başkenti Stockholm’deyim... İz Tv ekibi, “Coşkun Aral’la Avrupa Notları” belgeselinin son bölümü olan “Kadın hakları ve Eşitlik” konusunu bu kentte çekti. Ne de olsa İsveç, dünyada kadın hakları konusunda en ileri memleket sayılıyor. Kanunlar, sistem, eğitim, kısaca her şey kadın erkek eşitliğini hedefliyor. Sadece mecliste değil, özel sektörde ve kamuda bir “fırsat eşitliği komisyonu”nun kurulması şartı var mesela...Buna rağmen kadına şiddet dahil, sorunlar tamamen çözülmüş değil. Tabii Türkiye’deki durumla kıyaslayınca “Acaba ayrı bir gezegende mi yaşıyoruz?” dedirtecek kadar ilerideler... Ne demek istediğimi önümüzdeki günlerde ayrıntısıyla yazacağım.
Sığınma evleri yetersiz
İlk ve en çarpıcı örneklerden biri, kadın sığınma evleri. Bir tanesini ziyaret ettik. 1.5 milyonluk kentte nüfusa oranla 15 tane kadın sığınma evi var. Sadece binaya bakarak şunu söyleyeyim: İstanbul’da olsa, emlakçılar ve inşaatçılar boş durmaz, içinde 50 daire yapıp satar. Böyle bir binanın ‘sosyal hizmet’ için ayrılması düşünülemez bizde!
Tabii ki devlet bu teşviği veriyor, imkânı sağlıyor. Sosyal hizmet anlayışının temeli bu. Ama kadın sığınma evlerine her yıl 20 euro kadar katkıda bulunanlar da var.
Oysa Türkiye’de şiddetten zarar gören binlerce kadın, yeterince korunamıyor. Koca ülkede, bakanlığın 2011 verilerine göre toplam 47 sığınma evi bulunuyor!
Mesele sadece sayı da değil. Kadınların kendilerini güvende hissedebilecekleri, destek ve eğitim görebilecekleri, çocuklarına bakabilecekleri tam teşekküllü mekânlara ihtiyaç var.
Özel sektör yapabilir
Sığınma evi açmakla yükümlü olan belediyeler bu sorunu çözmek için yeterli iradeyi göstermiyor. Peki, neden özel sektör bu can alıcı soruna el atmasın?
Mesela Turkcell, Van depreminden sonra harika bir işe imza attı. “Van için Türkiye kumbarası” projesini başlattı. Kısa sürede 9.5 milyon TL toplandı. Bu parayla Van’da bir öğretmen kampusu ve öğrenci yurdu inşa edildi. Proje, geçenlerde BM ödülü aldı.
Bu örnek projenin bir benzeri, neden şiddet gören kadınlara yardım amacıyla uygulanmasın? Neden halktan bağış toplayarak kadın sığınma evi sorununa katkıda bulunulmasın?
Kadın meselesini çözmediğimiz sürece hiçbir sorunumuzu halledemeyeceğiz. Demokratik bir ülke olamayacağız, ekonomide ne yaparsak yapalım, gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşamayacağız. Hiçbir zaman huzurlu bir ülke olamayacağız. Öyleyse, daha ne bekliyoruz?
Şiddet tanımı farklı
* İsveç’te kadına şiddet tanımı bizdeki gibi fiziksel şiddetle sınırlı değil. Erkek cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet uyguladığında da “kadına şiddet” sayılıyor.
* Sığınma evlerine başvuran kadınların, bu şiddet türlerinden birine uğraması yeterli. Ölüm tehdidi almaları, dayaktan perişan olmaları gerekmiyor.
* Sığınma evlerine başvuran kadınlar, çocuklarıyla birlikte dairelerde kalabiliyor. Gönüllüler de çalışıyor, maaşlı personel de var.
* Şiddet gören kadınların masraflarını sosyal sigorta ödüyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları