Tarih:
29.04.2015
Kadınlar ne mi ister?
Mehveş Evin; Güya şirin, güya komik yapmaya çalışmışlar ama tam tersi olmuş...
Güya şirin, güya komik yapmaya çalışmışlar ama tam tersi olmuş... Doğadan’ın “Kadınlar Ne İster?” başlıklı reklamı, had safhada cinsiyetçi ve önyargılarla dolu.Belki bazıları gülüp geçecek ama bence asıl sorun da burada. Zira Doğadan reklamında kadınlar daima isteyen, bekleyen, tüketmekten başka yapacak işi olmayan, tutarsız ve muhtaç yaratıklar olarak resmediliyor.
Erkek seslendirmeci, erkek kafasını birebir yansıtan sığ cümleleri kadınlar adına sıralıyor:
Kadınlar kaçmayan çorap, kırılmayan topuklu ayakkabı, daima 34 beden olmak istermiş...
Ayakkabı ister, çanta da ister, çok istermiş!..
Mükemmel erkek istermiş; şiir okusun ama bir de çanta alırsa “kalpten” severmiş...
Günaydın mesajı atsan dalga geçermiş ama gece “Uyudun muuu” diye mesaj atarmış...
Boş park yeri istermiş, yetmezmiş gibi “kendi kendine park eden araba” istermiş.
Sağlıklı, bakımlı, alımlı olmak ister, yetmez güzel de yaşamak istermiş!
Reklamı yapanın dünyası
Bak sen! Demek güzel yaşamayı istemek “yetmez” kapsamına giriyor. Tabii burada “güzel”den kasıt “zengin” yaşam oluyor...
Sahi, bu reklamları yapan, onaylayan insanların dünyası bu mu? Eğer öyleyse, hepsine yazık.
Neyse ki bizim dünyamız bu değil!
Kadınların ne istediği, “dünyanın en karmaşık sorusu” filan değil. Madem çok merak ediyorsunuz, kadınların ne istediğini ve istemediğini size tane tane anlatayım:
Kadınlar, her şeyden evvel eşit olmak ister.
Eşit işe, eşit ücret ister. Kararlarına saygı gösterilmesini ister.
Kirli çamaşırdan bulaşığa, yemekten çocuk bakımına, eve ve aileye ait tüm sorumlulukları paylaşmak ister.
İstemelere doyamayan kadınlar
Kadınlar, ne giyeceğine, nasıl güldüğüne, nereye gittiğine mütemadiyen karışılmasını istemez.
Yetmedi!!! Psikolojik, ekonomik ya da fiziksel, hiçbir şiddet türünü istemez.
Aptal bir tüketim ve seks objesi olarak sergilenmeyi de istemez.
Reklamcılıkta 1950’lerin anlayışıyla hiçbir yere varamazsınız. Hele kadın ayrımcılığının ayyuka çıktığı, her gün ortalama bir kadının öldürüldüğü, iki kadından birinin şiddet gördüğü bir ülkede bu işin şakası yok.
Kız çocuklarınızı “istemelere doyamayan pasif ve tatminsiz kadınlar” olarak yetiştirmek istiyor olabilirsiniz ama bari başkalarına kıymayın.
Reklamın kaldırılmasını talep eden imza kampanyasına katılmak için: https://t.co/o84DJ0a7u4
YALNIZ YAŞAYAN KADINLARIN EVİ!
- Üstü örtülü kadın düşmanlığı yapan reklam ve haberlerden gına geldi. Hürriyet.com.tr’den bir örnek: “Yalnız yaşayan kadınların evi görüntülendi!” (http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay/94599/4369/1/yalnizlik-rahatligi)
- Normal şartlarda Londra’da bir fotoğrafçının yalnız yaşayan erkeklerin “evleri”ni görüntülemesinin pek bir haber değeri yok. Ama konu “yalnız yaşayan kadın” olunca iş değişiyor tabii...
- Foto galeride “en çarpıcı kareler” sergilenmiş: Mutfaklar yıkanmamış bulaşıklarla dolu, banyolar pislik içinde ve odalar darmadağınık. Mesaj şu: Yalnız yaşayan kadınların evi pis, dağınık ve derbeder olur!
GÜZEL ŞEYLER KÖŞESİ
KAMİLET ZAFERİ: Artvin’in Arhavi ilçesindeki Kamilet, Doğu Karadeniz’in en güzel vadilerinden. Yıllardır HES mücadelesi veren Kamiletliler nihayet kazandı: Yapımına başlanan Taşlıkaya HES’in imar planları ‘hukuka aykırı’ olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş! Zira planlar ve yollar ÇED yönetmeliğine aykırı.
IMAGINARY SERGİSİ: Öğrenciyi matematikten nefret ettirmek, eğitim sistemimizin hasletlerinden. Matematiği sevmek, sevdirmek için fırsat: Türk Matematik Derneği (TMD) ve İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezinin (İMBM) işbirliğiyle Türkiye’de bir gezici matematik sergisi düzenleniyor. İçeriğe dünyanın her köşesinden matematikçi katkı veriyor: www.imaginary.org/tr
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları