Kazıkçı taksicilerle başa çıkma yolları

‘Taksici kazıkları’ yazısına gelen şikayet ve öneri mailleriyle devam...

Pazar günü, takside başıma gelen bir kazıklanma macerasını yazdım. Okurlardan o kadar çok eposta geldi ki bugün de İstanbul’un taksi sorununu yazmaya devam ediyorum.
Her şeyden evvel, taksicilerle ilgili şikayetlerinizi karakola değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Beyaz Masa’ya yönlendirmeniz gerekiyor. eposta adresi: beyazmasa@ibb.gov.tr
İkincisi, taksi kontrol merkezinin nihayet kurulacağı haberi. Hoş, bunu üç yıl önce de söylüyorlardı!
İBB, bu merkezin kurulması için İSPARK’a Meclis kararıyla yetki verdi. İhale için dört firma yarışıyor. Eğer bir aksilik olmazsa 6 ay içinde tüm İstanbul taksileri merkezi bir çağrı sistemine bağlı çalışıp kontrol edilecek.
Taksi Turk’ten Cihat Zerger, böyle bir sistemle yolcuların interaktif LCD ekranından sürücü performansını da değerlendirebileceğini, tek butonla çağrı merkezine bağlanabileceğini söylüyor ki bu, taksiciler için kabus olabilir!
Umarız böyle bir sistem, bir avuç iyi taksicinin aleyhine işlemez ve sorunu kökten çözer...

Şikayet sonuç veriyor mu?
Belediyenin bu sistemi hayata geçirmek için neden bu kadar isteksiz davrandığı, en basitinden taksiyle ilgili bir şikayet hattı kurmaması, ayrı bir muamma. Çağrı sistemi kurulana kadar taksi müşterileri çok dikkatli olmak zorunda...
Okurların önerdiği ‘garanti’lerden biri de, taksiciden fatura talep etmek. Özellikle binmeden bu pazarlığı yapmanız, fatura vermeyecekse binmemeniz, aracın binildiği andaki km.’si ve ödenen ücretin yazılması tavsiye ediliyor.
Pek çok okursa taksicilerden yaka silktiklerini, bu yüzden korsan taksi kullandıklarını belirtiyor. Çin’den örnek veren bir okurum, her taksinin şikayet numarasının olduğunu, istenirse İngilizce olarak da şikayetlerin iletilebildiğini anlatmış...
Yani büyük ihaleler, ultra elektronik sistemler olmadan da taksilerin kontrol edilmesi mümkün.

O taksi bulunamadı
Mustafa Efe, bir taksiyi her yere şikayet ettiği halde sonuç alamadığını anlatıyor:
“31.03.2011 tarihinde saat 11.00 civarı Piyalepaşa Bulvarı’ndan bindiğim 34 TFA 76 plakalı araç inmek istediğim yere gelince verdiğim 100 TL’yi 20 TL’yle değiştirdi.
Taksiden indiğimde durumun farkına vardım. Durumu 155’i arayarak polise bildirdim. Ama sonuç alamadım. Nişantaşı polis merkezine giderek ifade verdim, yine sonuç çıkmadı.
Bununla yetinmeyip İstanbul Taksiciler Odası’na şikayet etmek istedim fakat ilgilenen olmadığı gibi bu konuyu İBB’ye iletmemi söylediler.
İBB’ye dilekçe verdimse de, 34 TFA 76 plakalı araç bir türlü bulunamadı! Bu duruma sinirlenip, Başbakanlık’a, İçişleri Bakanlığına ve Asayiş Genel Müdürlüğü’ne durumu anlatan bir eposta yazdımsa da nafile.”

Euro taksimetresi!
Mustafa Bey yalnız değil... Bir başkası, 34 TEK 33 plakalı taksinin ‘euro fiyatlı taksimetre’ ayarladığını, ayrıca verdiğiniz 50 TL’yi hazır bulundurduğu 5 TL’yle değiştirip “Bunu verdiniz” diye yanılttığını anlatıyor... Bu olayı yaşayan Y. Delitaş, polise ifade verip internetten şikayetçi olduğunu fakat ‘delil yetersizliği’ yüzünden dava açamadığını yazmış.
Delitaş’ın önerisi, emniyete de ‘40-50 dalgalı operasyon’ yapılması!
İstanbul’da taksi sorunu, daha çok su kaldırır. Ülkemizi ziyarete gelen her turist, “İstanbul is very nice... But crazy taxi drivers!” diye başlarına gelenleri anlatıyor.
Bir de büyük Türkiye olduk diye böbürleniyoruz ya, hayret doğrusu!

Havaalanında taksi terörü devam
“Sevgili Mehveş Hanım,
Ben Atatürk Havalimanı’nda çalışmaktayım. Turistler her zaman bana “Burası ne kadar tutar” diye sorarlar, ben de ortalama fiyat söylerim çünkü taksiciler çok fazla para alıyorlar. Yeri geldi mi 20 TL yazınca 20 euro vermek zorunda bırakıyorlarmış.
Benim evimi havalimanına yaklaşık 3 km. uzaklıkta, 10 TL tutuyor. Havalimani taksisi bizi almıyor! Neymiş efendim arkamda 1000 tane araba varmış “Yakın yere götüremem” diyor. Yoldan geçen taksiye binince arabanın önünü çeviriyorlar, buna binemezsin diye!
Nasıl bir hizmet anlayışı, anlam veremiyorum. Sonra “Korsan taksiye hayır” diye, açız diye yırtınıyorlar...”