loading
close
SON DAKİKALAR

Kim bu insanlar?

Mehveş Evin
Tarih: 09.06.2013

Mehveş Evin, ''Cuma gecesi, yine Gezi’nin yolunu tuttum''...

Cuma gecesi, yine Gezi’nin yolunu tuttum... Bir gece önce, Başbakan’ın İstanbul’a geleceğini bileydim -uçağı Ankara’ya inecek diye biliniyordu- oraya da gider, kalabalığın nabzını tutmak isterdim.

Gezi Parkı’nda geçen haftadan beri nöbet tutan vatandaşlardan biriyle sohbet ederken tesadüfen önceki gece havaalanına gittiğini öğrendim. Erkan adlı bu genç profesyonel, perşembe günü Facebook’tan Gezi Parkı’nda olan biteni öğrenip atlayıp gelmişti:

“Yeşil alanın savunması bana masumane geldi... Sonra hükümet istifa etsin noktasına gelindi ama hedef bu değildi. Aslında artık buraya gelmeye de taraf değilim... Buradan dağılıp bu işi sosyal yaşama dökmek lazım. Çoğunlukla insanların burada ne olduğundan haberi bile yok.”

Peki Yeşilköy’de gördüğü neydi Erkan’ın? “İnanılmazdı. Buradaki gibi değildi ortam. Göğsünü bağırını açıp, Erdoğan’ın bir parmak işaretiyle Taksim’e koşacak insanlar vardı... ‘CHP’liler gaz yiyormuş, beter olsunlar’ diyenler de.”

Erkan, öyle otobüse doldurulup getirilen insanların çok az olduğunu, çünkü E-5’in park edilmiş özel araçlarlarla dolu olduğunu anlattı.

Taksim’de başlayan hareketin dinamiğinde ne var? Kim buraları her gece dolduran insanlar? Biri profesyonel, diğeri öğretmen iki genç yetişkin, neden orada olduklarını anlattı...



Fotoğraflar, Nar Photos

Savaş havaları

“Çobançeşme’den itibaren yüzlerce araç park etmişti. Yenibosna’dan gelen metrobüs durdurulmuştu. Girişte iki TOMA bekliyordu. Çevik kuvvet de ancak 15-20 kişiydi, polisler olay olmayacağından o kadar emindi ki... İnsanlar sahneyi iyi görsünler diye merdivenler konmuştu...”

Kalabalıkta “Din elden gidiyor, bir şeyler yapalım” havasının hakim olduğunu anlatan Erkan, “Son model arabasıyla gelmiş purolu adamlar da, çok genç, parlak insanlar da gördüm... ‘Taksim’dekiler, neredesiniz?’ diye bağıranları da.”

Ne farkı vardı bu kitlenin Taksim’den? “Savaşmaya gelmiş gibiydiler. Hırs gördüm orada... Taksim’deyse ‘Yakalım, yıkalım’ diyen çok azdı. Burada o hırs yok.

Orada lider var, burada yok...” 

Merdivenlerde oturan bir başka gençle tanışıyorum:

Öğretmen Ali. Bir partiye üye değil, CHP’nin sosyal demokrat olamadığını özellikle belirtiyor. Muhalefetin olmamasından şikayetçi: “Mecliste Türk milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği, Atatürk milliyetçiliği var... Ama ekolojik muhalefet yok! Merkezdeki dayatma neyse o uygulanıyor.”

Ben öğrencimi dövebilir miyim?

Ali bey, 1980 doğumlu. “Bizim annelerimiz babalarımız belki eski alışkanlıklarıyla ordudan medet umardı. Beni sevindiren, umutlandıran şey, buradakilerin öyle olmaması. Kimse ‘Ordu göreve’ demedi, demiyor. Bakın ben memurum.... Bir öğrenciyi hastanelik etsem, tutuklanırım. Polis de memur. Bunları yapmaya ne hakkı var?”

Hukuk dışına çıkmadan, şiddete ve hakarete başvurmadan demokratik muhalefet yapılırsa, çok güzel bir yere gidileceğine inanıyor Ali. Mantığı şöyle: “Belediye bir vapur için anket yaptı, değil mi? Niye park için, şehir için yapmıyorlar? Niye dört parti başkanının atadığı memurların
kararlarıyla oluyor bu işler?”

Öğretmen Ali, çadırlara ilk müdahaleyi internetten takip ettiği haberlerden öğrenmiş... “Geçen Cuma buraya geldim. Sabahın köründe çadırı yakan, emri verenler neden görevden alınmıyor? Polis, başörtüsü eylemi için sokağa çıkana bunu yapsa, kabul edecek miyiz?”

“Mustafa Kemal’i severim ama ulus devlet inşa etmek adına bir toplum yaratıldı... Aleviler, gayrimüslimler, Kürtler, mütedeyyinler tektipleştirilmek istendi. İktidar, devletin imkanlarını, aileyi, eğitimi kullanarak otoriter tavrını sürdürüyor. Kendi kafasındakini, toplum mühendisliğinin inşası için kullanıyor.”

Ali, Gezi Parkı’nda yeni bir zihniyetin doğduğuna inanıyor: “Düşünün, bir babanın 5 çocuğu var. Aralarından birini seçip, ‘Hepiniz bunun gibi olacaksınız’ diyor. Hangi çocuk buna dayanabilir ki?”

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları