Tarih:
14.11.2013
Kim, Kimi yediriyor?
Mehveş Evin, ''Bizim çocuklar”ın dünyasında işler zor, işler sert ...''
“Bizim çocuklar”ın dünyasında işler zor, işler sert ... Arıza çıkaran, hata yapan küfrü yiyor. Ama “düşmana” karşı yekvücutlar: Baba’ları onları yedirmiyorArtık iyiden iyiye boğuluyorum. Kendimi, “Kurtlar Vadisi”ndeki gibi kaba saba mafyatik adamların hükmettiği bir dünyaya sıkışmış gibi hissediyorum. Üçüncü sınıf bir Hollywood filmini aratmayan kötü performansları izlerken “Yok artık bu kadarı da olmaz” demekten, bitkin düştüm. Bana kâbusun resmini çizebilir misin Abidin? İşte buyur, kâbus bu...
Yetişkin insanların nasıl ve ne şekilde yaşayacağı gibi en temel konularda, hukukçuların açıklama yapmak zorunda kalmasından hicap duyuyorum. 14 yaşında bir çocuk, Berkin, aylardır komada yatarken hâlâ utanmadan onu kriminalize etmeye çalışan sistemden tiksiniyorum. Kadın özgürlüğünü, sadece başörtüsü ve medeni durumuna göre tanımlayan zihniyetten dehşet duyuyorum.
Dağılın uleynnnnn
Siyasete hakim jargon öyle bir hale geldi ki... Yarın bir devlet yetkilisi çıkıp “Dağılın uleynnnn bu memleketi size yar etmicezzzz” diye böğürerek göğsüne jilet atsa, şaşırmayacağım! “Ananı al da git”ten “Yedirmeyiz”e uzanan incilere bakın... “Biz ve onlar” ne kadar keskin bir sınırla ayrılıyor, ayrıştırılıyor.
Hatta düşman olarak tarifleniyor.
Düşman, Otpor mudur, Geziciler midir, faiz lobisi midir, artık neresinden anlamak isterseniz... Birileri çok kıymetli. O kadar kıymetli ki, vatandaşına hakaret ettiği halde alenen “Yedirmeyiz, yedirtmeyiz” diye korunup kollanıyor. Laf olsun diye bile gözdağı verilmiyor. Aksine, hakareti yiyen vatandaş cezalandırılıyor!
Ülkenin dış politikasını sorgulamaya kalkınca da aynı şey... “Yedirmeyiz” deniyor, “bizim çocuklar” ne yaparsa yapsın, kalın bir koruma çemberine alınıyor.
Bizim çocukların dünyası
“Bizim çocuklar”ın dünyasında işler zor, işler sert ... Arıza çıkaran, hata yapan küfrü yiyor. Hatta sille tokat girişiliyor, küçük düşürülüyor. “Ulu Hakan” figürünü sinirlendirmek, istediklerini yapmamak kimin haddine? İşte bu düzene “ileri demokrasi” deniyor.
İleri demokraside “düşman”, AKP’li olmayan herkes...
“Hükümet istifa ” demek, hakaret değildir bir taleptir, eleştiridir...
“Allah belanı versin” demek bela okumaktır. Üstüne alınan varsa gider hakaret davası açar.
Olgun bir devlet insanı buna gülüp geçer.
Bunların hiçbiri, bir kamu görevlisinin küfürler saçıp yurttaşlarını tutuklattırmasına neden olamaz... Palalısından valisine, müsteşarından vekiline kimin yedirilip kimin yedirilmeyeceğinde ise karar, hukuğundur .
SYNTAGMA’DAN GEZi’YE
-1.5 yıl önce Atina’yı ve dünyayı ayağa kaldıran gösterileri izlemiştim. Syntagma Meydanı, Gezi Parkı’nın onda biri kadar bir alan. Yunan Parlamentosu’na taş
çatlasa 100 metre uzaklıkta.
- Düşünün: Binlerce insan burada kamp kurdu, protesto etti. Bizde bırakın parlamentonun önünde kamp kurmayı, Başbakan’ın oturduğu muhitte dolaşmak bile darbe girişimi olarak addediliyor.
- Parlamentonun önündeki parmaklıklara tırmanan gençlerin attığı sloganları ve ettiği küfürleri tercüme ettirdiğimde kulaklarıma inanamadım. Öyle havaya değil, parlamentoya girip çıkan siyasetçilerin, nöbet tutan askerlerin yüzüne karşı saatlerce bağırıyorlardı.
- Syntagma’da da gaz atıldı, polisle vatandaş çatıştı. Ama kimse küfür ettiği, slogan attığı veya protesto ettiği için tutuklanmadı, fişlenmedi, cezalandırılmadı. Demokrasi dediğiniz, budur.
Mehveş Evin, Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları