Tarih:
15.09.2013
Koşun, şehre Bienal geldi
Mehveş Evin; 13. İstanbul Bienali tam da bu konuyu gündeme getiriyor. Paralel sergiler de Bienal’i besliyor...
Sokakla sanat, birbirini besler... Kamusal alan tartışmalarının doruğa çıktığı zamanda, 13. İstanbul Bienali tam da bu konuyu gündeme getiriyor. Paralel sergiler de Bienal’i besliyor...İstanbul’un sadece sokakları, parkları değil... Sanat mekanlarında da heyecanlı bir hava hakim. Hoş, kimine göre İstanbul “bienalin en güncel hali”ni haziranda Gezi Parkı’nda yaşadı.
Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen İstanbul Bienali, dün resmen açıldı... Fakat geçen haftadan itibaren pek çok mekan sergiler ve paralel etkinliklerle açılış yaptı. “Anne, ben barbar mıyım?” başlıklı bienal, 20 Ekim’e kadar sürecek ve ücretsiz gezilebilecek... Bienalin mekanları, Tophane Antrepo 3, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER ve SALT Beyoğlu. Ancak İstanbul’un farklı müze, galeri ve mekanları da “paralel” etkinliklerle bienale ve şehre göz kırpıyor.
Büyücü Kapoor
Bunlardan en çarpıcısı, İstanbul’a ilk kez gelen Anish Kapoor. Taş, metal, mermer gibi maddelere bambaşka bir ruh veren sanatçının işleri kaçmaz... Kapoor’la, Chicago’da, şehrin merkezindeki Milenyum parkının ortasındaki “Bulut Kapısı” heykeli vasıtasıyla tanıştım. Nutkum tutuldu! 10’a 20 metrelik bu tuhaf, mantarımsı biçimli çelik heykel, hem gökyüzünü, hem de şehrin silüetini tuhaf şekillerde yansıtıyordu. “Keşke” dedim, “Ah keşke İstanbul’da da böyle bir heykel, meydanda kalıcı olarak sergilense...”
Böyle bir vizyondan ne yazık ki uzak yöneticilerimiz. Meydan dediğin beton, heykele, sanata, yani insana yer yok... Madem öyle, bari sergiyi gezelim! Kapoor’un eserleri 5 Ocak’a kadar SSM Emirgan’da görülebilir.
Önce çocuklar ve kadınlar
Önce çocuklar ve kadınlar
Bienale paralel etkinlikler arasında Kalliopi Lemos’un “Ben Benim, Dünyalar ve Gölgeler Arasında” sergisi özellikle kayda değer. Yoakimion Fener Rum Kız Okulu’ndaki sergi de Lemos’un farklı tekniklerle yaptığı yedi heykeli yer alıyor. Sanatçı, insan kaçakçılığından en çok zarar görenleri konu alıyor. Yani çocuklar ve kadınları ... Tabii mekan çok anlamlı, zira yıllar evvel “öğrenci kalmadığı” için kaderine terk edilen bir okul bu. Lemos için göç konusu yabancı değil.
Anneannesiyle dedesi, İzmir’den Yunanistan’a göç etmiş. İstanbul Art News’ta yayınlanan röportajında, yarı insan, yarı hayvan formları yaratarak özellikle kadınların acılarına dikkat çektiğini anlatmış. 10 Kasım’a kadar açık sergi, Pazartesi dışında her gün 11.00-18.00 saatleri arasında gezilebilir.
Hotel Italia
Hotel Italia
İstanbul’un Tophane’deki çok amaçlı sanat mekanı Mixer enteresan bir proje ye ev sahipliği yapıyor: Hotel Italia. Merkezi Palermo’da bulunan sanatçı kolektifi Nostra Signora, şehir ve mekanlar arasındaki diyaloğu artırmayı amaçlayan projeler üretiyor. Hotel Italia resim, fotoğraf, heykel, video ve enstalasyondan oluşan disiplinlerarası bir grup sergi. Proje, Tomtom Yokuşu üzerinde terk edilmiş ve harap bir otelin ruhunu yeniden canlandırmayı amaçlıyor.
UTANÇ MÜZESi iSTANBUL’DA
* Devrimci 78’liler Federasyonu İstanbul grubu, 12 Eylül cuntasının 33. yılında çok anlamlı bir sergi açtı.
UTANÇ MÜZESi iSTANBUL’DA
* Devrimci 78’liler Federasyonu İstanbul grubu, 12 Eylül cuntasının 33. yılında çok anlamlı bir sergi açtı.
* 12 Eylül sonrasında öldürülen, kaybedilenlerin eşyaları Utanç Müzesi’nde sergilenecek. Bu serginin bienalle ilgisi yok, fakat tıpkı Auschwitz gibi bir insanlık dramını hatırlattığı için önemli.
* Akatlar Kültür Merkezi’ndeki “Tarihe Bak Anlarsın” sergisi, Türkiye’nin “daimi bienali”. Gidin, görün...
Mehveş Evin - Milliyet
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları