Tarih:
26.06.2012
Kürtaja ABD modeli
Kürtaj tartışması, toplumdan gelmedi! Bizzat Başbakan tarafından gündeme getirildi, “Yasa yapılacak-yaap” dendi...
Kürtaj yasaklanmıyor, ama zorlaşıyor. Mahremiyet sorunu büyürken, istenmeyen gebelikler için anne adayı “Bilgilendirilecek” deniyor. Peki nasıl bilgilendirilecek? Asıl mesele, gebelik olmadan kız ve erkek çocuklarını eğitmek değil mi?2004’te ABD’de kadınların hayatını ve kürtaj hakkını savunanlara karşılık kendine “hayat taraftarı” diyenler de sokaktaydı.
Yazıyı teslim ettiğim saatlerde, Türkiye’de bir aydır tartışılan ‘kürtaj yasası’ Bakanlar Kurulu’na sunulmamıştı. Ancak birkaç gün önce, Bilim Kurulu’nun hazırladığı raporun bir kısmı basına yansıdı. Buna göre isteğe bağlı kürtajın 10 haftayla sınırlandırılması ve yalnızca tam teşekküllü hastanelerde kürtaj uygulanması söz konusu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, çıkacak kararın ‘herkesin vicdanına’ hitap edeceğini belirtti. Biliyorsunuz Sağlık Bakanı Recep Akdağ da ‘orta yol’un bulunacağını müjdelemişti.
Mesele kürtaj olunca ‘herkesi memnun edecek karar’ veya ‘orta yol’ gibi tanımlara şüpheyle yaklaşıyorum. Neticede bu işin iki tarafı var: Kürtaj yasaklanmalı (yani Başbakan) ve kürtaj hakkı diyenler.
Zaten asıl sorun burada. Kürtaj tartışması, toplumdan gelmedi! Bizzat Başbakan tarafından gündeme getirildi, “Yasa yapılacak-yaap” dendi. Şimdi de ‘orta yolcu’ bir yasayla başta kadınlar olmak üzere, tüm topluma empoze ediliyor.
ABD yıllarca tartıştı
Kürtajla ilgili getirilecek yeni uygulamalarda ‘ABD modeli’nden bahsediliyor. Ancak bu model orasından burasından kırpılıp Türkiye’ye uyarlanırken, Amerikalar’ın, yıllardan beri hem toplumsal, hem siyaseten kürtajı tartıştığı göz ardı ediliyor! Ayrıca ABD’nin federal sistemi de göz ardı ediliyor, zira eyaletten eyalete uygulama değişiyor. Var mı bizde böyle bir durum? Yok!
İşte bu tartışmalar yokken, kimse sokaklarda “Kürtaj yasaklansın” diye sesini çıkarmazken... Dini kuruluşlar veya sivil toplum örgütleri ‘kürtaj yasaklansın’ kampanyası yapmazken... Aksine, “Kürtaj haktır” diyenler sokakta yürürken... AKP, bu konuyu seçim beyannamesinde ve 10 yıllık iktidar süresince dile getirmezken... ABD’den apartılmış bir ‘düzenleme’ biraz tuhaf değil mi?
Anladığımız kadarıyla kürtaj yasaklanmayacak ama öyle zorlu hale gelecek ki bu kararı veren kadınlar, merdiven altına yani illegal yöntemlere başvurmak zorunda kalacak. Bunun en önemli işareti GEBLİZ, yani gebeleri tespit edip devlete bildiren sistem. Mahremiyetin güya korunduğu sistemde şimdiden aile faciaları yaşanıyor. En önemlisi, kadın sağlığı yine tehlikeye atılıyor.
Anne adayına vicdan azabı
Anne adayına vicdan azabı
ABD modeli diye sunulan ‘yeni’ düzenlemede, anne adayının bilgilendirilmesi şart koşulabilir. Sadece 19 eyalette uygulanan bu sisteme göre, ‘kısa süreli terapi’ uygulanıyor. Kürtaj ve meme kanseri arasındaki bağlantı, kürtajın uzun dönemdeki psikolojik etkileri ve ceninin acı çektiği yönünde bilgiler veriliyor.
Anne adayını bilgilendirmek kulağa çok doğru gelse de, ne şekilde bilgilendirileceği çok önemli. Zira bahsedilen ‘terapi’ kadını bilgilendirmekten ziyade kadının vicdan azabı çekip kararından vazgeçmesi için kullanılan bir çeşit beyin yıkama yöntemine benziyor. Zaten yeterince ızdırap veren bir kararın arifesindeki kadına ‘kendi çocuğunun katilisin’ psikozunu yüklemek, yıllarca, belki ömür boyu sürecek travma demek! (Bu arada 10 haftalık ceninin acı çekmediği de bilimsel bir gerçek.)
Peki bunun neresi aile planlaması? Eğer gerçekten aile planlaması yapılacaksa, istenmeyen gebelikler önlenecekse, illa ABD modeli örnek alınacaksa, eğitimde yaptığı uygulansın! Kızlar ve erkekler, okulda üremeden tutun cinselliğe, doğum kontrol yöntemlerine kadar modern bilimin gerçeklerini öğrensin! Ama asıl, okula gönderilmeyen kız çocukları için bilgilendirme sağlanmalı. Nasıl ki parti tanıtımları yapılıyor, ev ev dolaşılıyor, o zaman aynı sistem ‘aile planlaması’ için kurulabilir. Var mı böyle bir irade?
ABD nasıl bugüne geldi?
* 1980’lerde ve 90’larda, anti kürtaj aktivizmini Katolik Kilisesi ve muhafazakar Hıristiyan gruplar başlattı. Hukuki tartışmalar, sokağa yansıdı.
* ‘Operation rescue- Kurtarma Operasyonu’ adlı marjinaller, kürtaj kliniklerini protesto etti, haftalarca süren oturma eylemleri düzenledi. Bazı klinikler bombalandı!
* ABD’de kürtaja karşıtları olduğu gibi, kürtaj hakkını savunan pek çok sivil toplum kuruluşu var. Bizdeyse kadın hakları aktivistlerinin dışında kürtaj konusunda görüş bildiren sivil oluşum yok.
* ABD’de kürtaj karşıtları, çoğunlukla Cumhuriyetçi. W. Bush, göreve geldiğinde kürtajı kısıtladı. Bu yüzden “Terörle savaştığı gibi kadınlarla da savaşıyor” diye eleştirildi.
* Bugün Cumhuriyetçiler’in egemen olduğu eyaletlerde ‘hayat hakkı’nı yani kürtajın günah olduğunu savunan bilgilendirme ofislerine, sokakta bile rastlayabilirsiniz.
Anne adayını bilgilendirmek kulağa çok doğru gelse de, ne şekilde bilgilendirileceği çok önemli. Zira bahsedilen ‘terapi’ kadını bilgilendirmekten ziyade kadının vicdan azabı çekip kararından vazgeçmesi için kullanılan bir çeşit beyin yıkama yöntemine benziyor. Zaten yeterince ızdırap veren bir kararın arifesindeki kadına ‘kendi çocuğunun katilisin’ psikozunu yüklemek, yıllarca, belki ömür boyu sürecek travma demek! (Bu arada 10 haftalık ceninin acı çekmediği de bilimsel bir gerçek.)
Peki bunun neresi aile planlaması? Eğer gerçekten aile planlaması yapılacaksa, istenmeyen gebelikler önlenecekse, illa ABD modeli örnek alınacaksa, eğitimde yaptığı uygulansın! Kızlar ve erkekler, okulda üremeden tutun cinselliğe, doğum kontrol yöntemlerine kadar modern bilimin gerçeklerini öğrensin! Ama asıl, okula gönderilmeyen kız çocukları için bilgilendirme sağlanmalı. Nasıl ki parti tanıtımları yapılıyor, ev ev dolaşılıyor, o zaman aynı sistem ‘aile planlaması’ için kurulabilir. Var mı böyle bir irade?
ABD nasıl bugüne geldi?
* 1980’lerde ve 90’larda, anti kürtaj aktivizmini Katolik Kilisesi ve muhafazakar Hıristiyan gruplar başlattı. Hukuki tartışmalar, sokağa yansıdı.
* ‘Operation rescue- Kurtarma Operasyonu’ adlı marjinaller, kürtaj kliniklerini protesto etti, haftalarca süren oturma eylemleri düzenledi. Bazı klinikler bombalandı!
* ABD’de kürtaja karşıtları olduğu gibi, kürtaj hakkını savunan pek çok sivil toplum kuruluşu var. Bizdeyse kadın hakları aktivistlerinin dışında kürtaj konusunda görüş bildiren sivil oluşum yok.
* ABD’de kürtaj karşıtları, çoğunlukla Cumhuriyetçi. W. Bush, göreve geldiğinde kürtajı kısıtladı. Bu yüzden “Terörle savaştığı gibi kadınlarla da savaşıyor” diye eleştirildi.
* Bugün Cumhuriyetçiler’in egemen olduğu eyaletlerde ‘hayat hakkı’nı yani kürtajın günah olduğunu savunan bilgilendirme ofislerine, sokakta bile rastlayabilirsiniz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları