Tarih:
16.06.2016
Liseler tek tek boğulurken siz neredeydiniz? Utanın!
Mehveş Evin; Eğitimdeki ‘imam hatipleşme’ sorununun derinleştiğini biliyorduk. Yeterince sorgulayamadık, ses çıkaramadık.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, peş peşe gelen lise bildirilerini “O çocuklar bizim gururumuz” diye sahiplendi. Normal şartlarda “Ne güzel” deyip geçerdik ancak liselilerin aktardıkları, ‘Türkiye’nin en müstesna okulları’ üzerinde oynanan oyunların karşısında muhalefetin de ne kadar aciz kaldığının göstergesi.Çocuklar aydınlanmayı, çağı yakalamayı istiyorlarmış… Karanlığa teslim olmak istemiyorlarmış… Cumhuriyeti onlarla büyütüp geliştirecekmişiz.
Kemal Beyciğim, bunlar güzel ve doğru sözler de… Ana muhalefet partisi lideri olarak “Şimdiye kadar nerdeydiniz” diye sormaz mı bu çocuklar? Kaldı ki 16-17 yaşındaki çocuklara muhalefet etme görevini vermek fazla ağır bir yük değil mi?
Hoş, CHP’nin gençlik kollarına bıraksanız, eminim mevcut kadrolarınızdan çok daha etkili eğitim politikaları, muhalefeti geliştirirdi.
Ama siz liselerde ‘proje’ dönüşümü yaşanırken sesinizi çıkartmıyorsunuz. Ancak liselilerin çıkışını, Erdoğan’a karşı muhalefet malzemesi olarak kullanıyorsunuz. “Birilerinin uykusu kaçmış” diye adeta eğleniyorsunuz.
Anne babalar şimdiye kadar ne yaptı?
Oysa ben, ortada ‘eğlenecek, dalga geçecek hiç birşey göremiyorum.’
Aksine, bu çocuklara layık olamamış siyasetçilerden, iş dünyasından, anne babalarından, meslektaşlarımdan ve kendimden utanıyorum.
Madem gazeteciyiz, aramızda bizzat o okullardan mezunlar var, bu kadar önemli bir meselenin farkına şimdi mi varacaktık?
Eğitimdeki ‘imam hatipleşme’ sorununun derinleştiğini biliyorduk. Yeterince sorgulayamadık, ses çıkaramadık.
Çocuklar, yıllardır gelenekselleşen müzik festivallerini dahi düzenleyemez hale getirilirken, kız öğrenciler tacize varan ayrımcılığa uğrarken, kılık kıyafette keyfi kısıtlamalar yapılırken ve eğitim sinsice kadükleştirilmeye çalışılırken ayakta uyumuşuz.
Anne babalar adına da utanıyorum.
Yüz binlerce liseli benzer düşünceyi paylaştığına göre, anne babaları ‘şimdiye kadar ne yaptı’, merak ediyorum.
Bilmiyorlar mıydı? Yoksa sahipsiz kaldıkları için “Sus çocuğum, başına iş alma, mezun ol” diye tembihlediler mi?
Aralarında elbet ‘etkili ve yetkili’ meslek sahibi olan ebeveynler vardır. İstisnalar hariç, çocuklarının yaşadıklarını bile bile, korkmaktan, ses çıkarmamaktan, kaçmaktan başka ne yaptılar?
Hala paçayı kurtaracağınızı mı sanıyorsunuz?
Şimdi yüklenin bakalım 16-17 yaşındakilerin omuzlarına. “Benimki mezun oldu, ondan sonrası tufan” deyin. Bilin ki tam da böyle diyerek bu noktaya gelinmesinde sizin de payınız büyük.
Peki ne olacak, hali hazırda o okullarda okuyan, henüz mezun olmayan liselilere?
Mesela ne olacak, TEOG’da karar verme aşamasındaki öğrencilere? Parasız eğitim, imam hatipleşiyor diye hepsi özel koleje kaysın, oradan da ‘hadi bakalım yurtdışına…’ Sen sağ, ben selamet. Ya imkanı olmayan yüz binlerce parlak çocuk ne yapsın?
Bu mudur? Evet, görebildiğim kadarıyla budur.
E harika. Tam da tüm bunların sorumlusu olarak gördüğünüz çakma padişahın ekmeğine yağ sürüyorsunuz işte.
Kürtleri bombalıyor, Ermenileri kan testine çağırıyor zaten; sıra Alevilerde, laik ve sosyal demokrat kesimde.
Adam kendi kopyalarından, uşaklarından başkasını istemiyor. Sizi, ‘hele çocuklarınızı hiç istemiyor.’ Yaşam tarzınızı kabul etmiyor.
Ne o, kendi köşelerinizde saklanarak hala paçayı kurtaracağınızı mı sanıyorsunuz?
Cahilliğin egemenliğine sırtımızı dönelim
12 Eylül darbesi döneminde İstanbul (Erkek) Lisesi’nde okudum. Bugün aktarılan tarzda bir baskı, fişleme, ötekileştirmeyi sıkıyönetimde bile görmedik.
Mesele sadece eğitimin ‘İslamileştirilmesi’ değil… Zır cahilliğin egemen hale gelmesi.
Böylesine karanlık bir ortamda seslerini çıkarıp ‘birlik olmayı gösterdikleri’ için bu çocuklarla gururlanalım. Ama biraz da dönüp kendimize bakalım: Hakikaten “Elimizden geleni yaptık” diyebilecek durumda mıyız?
Çocuklarınızı iyi dinleyin. Zihinleri daha açık, daha cesurlar: Toplanın, örgütlenin, durun kol kola, diyorlar…
Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa, diyorlar…
‘Eşitlik, özgürlük, laiklik’ diyorlar…
Yıllarca zihinlere zerk edilmiş kutuplaştırmaları, siyasi çekişmeleri bir kenara bırakmayı bari onlardan öğrenelim. Gerçekten çocuklarımıza, bu vatana değer veriyorsak, biz de el ele durmayı ve karanlıklara sırtımızı dönmeyi becerelim.
Mehveş Evin - Diken
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları