Tarih:
24.12.2014
Marmara, ekolojik yıkıma karşı birleşiyor
Mehveş Evin; Adaletsizliğin, sürdürülemez ekonominin yarattığı olağanüstü yıkımı artık gözlerimizle görüyor, sağlığımızla bedelini ödüyoruz.
Ankara merkezli gündem başka, halkın derdi başka: Türkiye’de nüfusun % 56’sı “şiddetli maddi yoksunluk” içindeyken nüfusun en zengin kesimi, son 10 yılda ülke servetinden aldığı payı yüzde 43 artırdı.Adaletsizliğin, sürdürülemez ekonominin yarattığı olağanüstü yıkımı artık gözlerimizle görüyor, sağlığımızla bedelini ödüyoruz.
Oysa çok değil, 40 yıl önce Marmara sahilleri Gökova’ya benzerdi. Dilovası’nda kanser değil üzüm yetişirdi. Sanayi atıkları, kontrolsüz yan sanayi derken Marmara, Türkiye’nin çöplüğü haline geldi...
70’li yıllarda İstanbul’da başlayıp Marmara’ya yayılan ekolojik yıkım, 2000’lerde yeni bir döneme girdi. “Türkiye büyüsün” diye yapılan ve hiçbir kanuna-kontrole tabi olmayan yatırımlarla artık “ikinci ekolojik yıkım”ın eşiğindeyiz.
Malum İstanbul, mega projelerle tarumar ediliyor. Yetmedi Çanakkale, “İkinci İstanbul” olarak planlanıyor. Kocaeli-Sakarya, yeni bir Dilovası’na dönüştürülüyor. Kalan son tarım arazileri de iç edilecek. Kuzey Marmara otoyolunun yapılmasıyla yıkım süreci hızlanacak.
28 Aralık’ta Kadıköy çağrısı
İstanbul Kent Savunması ve Kuzey Ormanları, Marmara’da yaşayan herkesin havasını, suyunu, gıdasını, sağlığını birebir etkileyecek bu korkunç yıkıma karşı dayanışmaya çağırdı. Bu defa İstanbul forumlarıyla birlikte Marmara’nın her yerinden, hatta Yırca ve Fatsa’dan da katılım olacak.
İstanbul Valiliği Kadıköy’de bu amaçla yapılacak mitinge yasak getirdi. Ancak İstanbul forumları, Bahariye’den pazar günü bir yürüyüş yaparak basın açıklaması yapacağını açıkladı.
Peki, Marmara’yı bekleyen yeni tehlikeler nedir?
- İğneada: Kuzey ormanlarının sınır kapısı İğneada’da bir termik, bir nükleer santral planlanıyor. Var olan 78 maden ocağına ek olarak altın madeni de yolda. Istıranca’nın dereleri, İstanbul’un su sorunu için kurutuluyor.
- Trakya: Ergene ve Çorlu nehirleri zehir akıyor. Kanser vakalarında ciddi artış var. Zengin tarım toprakları, içme suyunu yağmalayan fabrikalarca zehirleniyor.
- Kocaeli: İstanbul sanayinin kent dışına kaydırılması, Dilovası benzeri organize sanayi bölgeleri Kocaeli-Sakarya aksına yayılıyor. Bu da yeni bir “kanser üretim alanı” anlamına geliyor: Türkiye genelinde yüzde 13 olan kanser ölüm oranı, Dilovası’nda % 33, İzmit’te ise % 18...
- Sapanca: Şu şişeleme ve sanayi tesisleri gölün suyunu kuruttu. Yetmezmiş gibi, barajlarda su bitince aşırı miktarlarda su çekilip İstanbul’a taşındı. Gölün içindeki oksijen seviyesi tükenmeye başladı; yani bir göl daha ölüyor! Tarım havzaları, yeni sanayi tesisleri ve kum ocakları yüzünden Sapanca can çekişiyor. Son yeşil alanlar da otelcilere tahsis ediliyor.
Bursa küle boğulacak
- Şile-Ağva: Karadeniz Sahil Yolu ve Melen suyunu İstanbul’a taşıma projeleri bölgeyi mahvetti.
- Bursa: Yeni tehdit, kentin içinde yapılması planlanan termik santral. Çarpık sanayileşmenin ceremesini çeken “Yeşil” Bursa, şimdi de kül ve zehir soluyacak.
- Çanakkale-Balıkesir: Yeni çevre düzeni ve imar planlarında yok, yok! Edremit zeytinlikleri, Bozcaada ve Gökçeada’nın imara açılması... 12 yeni termik santral... Bandırma bölgesi-Erdek Körfezi’nin ülkenin en büyük kimya sanayi, diğer tarım alanlarının OSB haline getirilmesi... Ve Lapseki-Gelibolu arasına bir boğaz köprüsü yapılarak, kıyıların “kentsel gelişim alanı” olarak yağmalanması.
Kent Savunması ve Kuzey Ormanları, çağrı metninde “Çaresi yok” diyor: “Zeytinini, suyunu, korusunu koruyanlar; ormanına, bostanına, tarım arazisine sahip çıkanlar... Doğayı, kentleri, emeği, İstanbul’u ve Marmara’yı savunmak için bir araya gelecek. Hep birlikte haykıracağız: Bir aradayız, Marmara’yı ve yaşamı birlikte savunacağız!”
28 Aralık Pazar günü saat 12’de Bahariye’de buluşup Kadıköy’e yapılacak yürüyüşe dair gelişmeler için @marmarayısavun ve şu Fb hesabını takip edin: https://www.facebook.com/MarmarayiSavunuyoruz
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları