Tarih:
25.01.2014
Memleket masada bile kurtulmuyor
Mehveş Evin; Ayakkabı kutularıyla para stoklayacak kadar 'becerikli' olmayan sıradan insanlar, günü kurtarmaktan başka bir şey düşünemiyor.
Koca İstanbul’da yaşamak, sosyal anlamda sayısız olanağa ulaşabilmek demek. Ancak böylesine büyük ve trafiğiyle dünya rekorları kıran bir metropolün sakini olmak, aynı zamanda izole bir hayat demek.Bu izolasyon, körleşmeyi de beraberinde getiriyor: Kendi küçük dünyalarımızı yaratıp bu baloncukların içine hapsoluyoruz. Ev-iş arasında mekik dokuyup, kalan zamanı aile ve dostlara ayırmaya çalışıyoruz.
Her zamanki gibi hararetli siyaset ve ekonomi tartışmaları yapıyoruz. Herkes birbirine “ne olacak?” diye soruyor. Kimse masada bile memleketi kurtaramıyor...
Ayakkabı kutularıyla para stoklayacak kadar “becerikli” olmayan sıradan insanlar, günü kurtarmaktan başka bir şey düşünemiyor.
Doktorundan öğretmenine, beyaz yakalısından esnafına, her gün ağırlaşan vergi yükünün altında, güvensiz ortamda yaşam mücadelesi veriliyor...
Bu arada Türkiye’nin “geri kalanında” ne olup bittiğinden pek haberimiz olmuyor. Onu bırakın... İstanbul’un farklı semtlerinde yaşamın neye benzediğini, siyasetin gündelik hayata etkisini kavramaktan çok uzağız.
Tesettür sınıfta
İtiraf edeyim: Gazetecilik amacıyla yaptığım her şehir dışı seyahatten dönüşümde, küçük çaplı bir depresyon geçiriyorum. Çünkü taşrada hayat, büyükşehirde farkına varamadığımız kadar hızlı ve radikal biçimde değişiyor.
Bazıları bu değişime “muhafazakarlaşma” diyor. Bence bu tanım yetersiz: Boğucu, tek tip, özgürlük ve çeşitliliğin bastırıldığı bir yaşam tarzının egemenliği söz konusu... Hiçbir şey şeffaf değil. Yalanın, dolandırmanın, ahlaksızlığın bini bir para.
Tesettür sınıfta
İtiraf edeyim: Gazetecilik amacıyla yaptığım her şehir dışı seyahatten dönüşümde, küçük çaplı bir depresyon geçiriyorum. Çünkü taşrada hayat, büyükşehirde farkına varamadığımız kadar hızlı ve radikal biçimde değişiyor.
Bazıları bu değişime “muhafazakarlaşma” diyor. Bence bu tanım yetersiz: Boğucu, tek tip, özgürlük ve çeşitliliğin bastırıldığı bir yaşam tarzının egemenliği söz konusu... Hiçbir şey şeffaf değil. Yalanın, dolandırmanın, ahlaksızlığın bini bir para.
Dini, insani ve ekonomik yozlaşmayı “muhafazakarlaşma” tarif etmiyor.
Geçen hafta Hatay’daydım... İki yıl içinde şehrin nasıl dramatik bir değişim yaşadığını gözlerimle görmesem inanmazdım: Gece geç saatlerde kadınların özgürce sokağa çıkabildiği Antakya merkezinde sokaklar artık bomboş...
Kaçakçılık, kanunsuzluk alenileşmiş. Herkes şikayetçi ama çoğu düzenin bir parçası olmuş.
Hatırlarsanız okullarda kılık kıyafet serbestisi, öğrencileri ve öğretmenleri “özgürleştirecek” diye sunulmuştu.
İşte özgürlük kriteri: Hatay’da bir erkek öğretmen, jean giydiği için uyarı alabiliyor. Ancak 10 yaşındaki çocukların tesettürle sınıfa gelmesine kimse ses etmiyor... Hatta teşvik ediliyor. Sorduğunuzda çocuk, “Dinimizin emriymiş” diyor.
Bize kaç yıl daha lazım?
Geçen hafta Hatay’daydım... İki yıl içinde şehrin nasıl dramatik bir değişim yaşadığını gözlerimle görmesem inanmazdım: Gece geç saatlerde kadınların özgürce sokağa çıkabildiği Antakya merkezinde sokaklar artık bomboş...
Kaçakçılık, kanunsuzluk alenileşmiş. Herkes şikayetçi ama çoğu düzenin bir parçası olmuş.
Hatırlarsanız okullarda kılık kıyafet serbestisi, öğrencileri ve öğretmenleri “özgürleştirecek” diye sunulmuştu.
İşte özgürlük kriteri: Hatay’da bir erkek öğretmen, jean giydiği için uyarı alabiliyor. Ancak 10 yaşındaki çocukların tesettürle sınıfa gelmesine kimse ses etmiyor... Hatta teşvik ediliyor. Sorduğunuzda çocuk, “Dinimizin emriymiş” diyor.
Bize kaç yıl daha lazım?
İnanç özgürlüğü bu mu? 10 yaşındaki çocuklar, kendi kararlarıyla mı kapanıyor? Yoksa aileleri ve toplum mu onları zorluyor?
Din dersinden muaf gayrimüslim çocuklara bile SBS’de “sıfır” verilirken herhangi bir öğrencinin bu dersi seçmeme şansı olabilir mi?
İşin acısı, bu zihniyeti sorgulamak bile “din düşmanlığı” olarak lanse ediliyor... “Batı alerjisi” zaten vardı, artık en tepeden keskin bir “Batı düşmanlığı” aşılanıyor.
Kendi neslim için hak, özgürlük, demokrasi adına bir şeylerin değişebileceğinden umudum yoktu. Bizden sonraki nesil kurtarır, diyordum. Artık o da kalmadı.
ÇEVRENİN NABZI
- 15 çevre örgütü ortak açıklama yaptı: Musluklarımızdan arsenikli su akıyor, siyanürlü hava soluyoruz, tarladan ürün alamıyoruz. Hak-hukuk mu dediniz? Yok ki!
-Çevre katliamı, Çevre Bakanı’nın değişmesiyle hız kesecek değil: Tonya’da halka açık merada 17 adet taşocağı ve çimento fabrikası yapılmak isteniyor... Munzur, madencilikle boğuşuyor... Sivas-Kangal’da siyanürlü altın aranmak isteniyor.
-İstanbullu farkında mı: Yenikapı sahili betonla dolduruldu... Kuzey ormanları hızla yok oluyor, köyler istimlak ediliyor. Bugün Ağaçlı, Yeniköy, İhsaniye sakinleri saat 12:00’de Ağaçlı’da eylem yapacak.
-“İstanbul Hepimizin” kampanyası Change.org’da. İstanbul sözleşmesini okuyun. Ben imzaladım.
Mehveş Evin - Milliyet
Din dersinden muaf gayrimüslim çocuklara bile SBS’de “sıfır” verilirken herhangi bir öğrencinin bu dersi seçmeme şansı olabilir mi?
İşin acısı, bu zihniyeti sorgulamak bile “din düşmanlığı” olarak lanse ediliyor... “Batı alerjisi” zaten vardı, artık en tepeden keskin bir “Batı düşmanlığı” aşılanıyor.
Kendi neslim için hak, özgürlük, demokrasi adına bir şeylerin değişebileceğinden umudum yoktu. Bizden sonraki nesil kurtarır, diyordum. Artık o da kalmadı.
ÇEVRENİN NABZI
- 15 çevre örgütü ortak açıklama yaptı: Musluklarımızdan arsenikli su akıyor, siyanürlü hava soluyoruz, tarladan ürün alamıyoruz. Hak-hukuk mu dediniz? Yok ki!
-Çevre katliamı, Çevre Bakanı’nın değişmesiyle hız kesecek değil: Tonya’da halka açık merada 17 adet taşocağı ve çimento fabrikası yapılmak isteniyor... Munzur, madencilikle boğuşuyor... Sivas-Kangal’da siyanürlü altın aranmak isteniyor.
-İstanbullu farkında mı: Yenikapı sahili betonla dolduruldu... Kuzey ormanları hızla yok oluyor, köyler istimlak ediliyor. Bugün Ağaçlı, Yeniköy, İhsaniye sakinleri saat 12:00’de Ağaçlı’da eylem yapacak.
-“İstanbul Hepimizin” kampanyası Change.org’da. İstanbul sözleşmesini okuyun. Ben imzaladım.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları