loading
close
SON DAKİKALAR

Merkel’in partisi nasıl döndü?

Mehveş Evin
Tarih: 27.02.2013

Enerji Politikaları Koordinatörü Joachim Pfeiffer, nükleerden vazgeçişi 'tamamen zırvalık' olarak nitelendiriyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyareti öncesi, bizler Berlin’de Şansölye’nin çalışma mekanında, yani Federal Meclis’teydik.

Çevre, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra farklı partilerin temsilcileriyle Almanya’nın “yenilenebilir enerji”ye geçişini konuştuk.

Ama sanmayın ki herkes, bu değişime inanıyor. Aksine!

Merkel’in partisi Hıristiyan Demokratlar (CDU) vekili ve parlamento grubunun Enerji Politikaları Koordinatörü Joachim Pfeiffer, nükleerden vazgeçişi “tamamen zırvalık” olarak nitelendiriyor.

Geri dönüşü yok

Türkiye vatandaşı olarak şaşırıyoruz tabii... İktidar partisinin en üst düzey yetkilisi bile böyle düşünüyorsa, nasıl oluyor da muhalefetin dediği kabul görüyor?

Cevabı, demokraside saklı...

2002’de Sosyal Demokratlarla Yeşiller’in oluşturduğu “Kızıl-Yeşil” koalisyonu nükleer santrallerin kapatılmasına karar vermişti. Ancak sağ partilerden oluşan Merkel koalisyonu, nükleer lobisinin desteğiyle uzatmaları oynadı.
Fukuşima’daki felaket sonrası, anti nükleer hareketin baskısıyla Hıristiyan Demokratlar oy kaybetmeye başladı.
Ve Merkel’in partisinin fazla seçeneği kalmadı: Nükleer santrallerin tümünü 2022’de kapatmaya ve yenilenebilir enerjiye tam geçişe işte böyle, istemeye istemeye karar verildi.

Demokrasiye saygı

CDU milletvekili Pfeiffer, bu dönüşümün Alman sanayisine zarar vereceğini ve rekabet gücünün tehlikeye gireceğini düşünenlerden. Ona göre Yeşiller, gerçekleri çarpıtıyor... Pfeiffer, şahsen kararı “son derecede yanlış, rasyonellikten uzak ve duygusal” bulduğunu belirtti. Ama “demokrasinin gereği” verilen karardan artık dönüşün mümkün olmadığını da sözlerine ekliyor... 

CDU vekili, her enerjinin “riskli” olduğunu savunanlardan. Türkiye’de alışık olduğumuz bir nakarat bu.
Tabii kendisine “bir rüzgar tribünüyle nükleer santralin tehlikesini nasıl karşılaştırabildiğini” sorunca epey öfkeleniyor...
Bu örneği, “imkansız” gibi gözüken değişimlerin pekala mümkün olabileceğini... Ve iktidarda olan bir partinin, halk sesini yükseltirse her istediğini yapamayacağını anlatmak için verdim.
Tabii, demokrasilerde...

THY AŞÇI İŞİNİ ABARTTI MI?

* THY’nin yemek servisi gayet başarılı. Fakat yurtdışı hatlarda “aşçınız uçakta” havasının abartıldığını düşünüyorum.

* Artık kepli aşçıların, bizzat yemek servisi yapmasına şahit oluyoruz. Kepli aşçılar, uçağa girerken ve çıkarken de kabin ekibiyle birlikte hazır bulunuyor.

* Hostes ve hostlar sadece “güzel” yemek ve içecek servisi yapmakla yükümlü değildir. Uçuş, servis, güvenlik eğitiminden geçerler çünkü bu iş, ciddidir.

* Havacılık kuralları ne der, bilmiyorum. Ama sevimli gözükmek için kepli aşçıları uçuşta görevlendirmek, profesyonel bir görüntü sergilemiyor. Hostların görevi bu değil mi? Yoksa THY, personel açığını böyle mi dolduruyor?

* Uçuşta tam filminizi, müziğinizi ayarlamışken sanki anons verecekmiş gibi yayının kesilip THY’nin kendi reklamını döndürmesi de şık değil. Kobe’yi seyretmekten gına geldi. Zaten uçaktayız, bu neyin reklamı?

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları