Mesele futbol değil

Tarih: 24.09.2013

Mehveş Evin; 34. Dakikada tezahüratları sansürleyip yerine başka maçların tezahüratını yayınlamış, orası net.

Yeşil sahaya fırlayan bir takım adamlar... Havada uçuşan plastik sandalyeler... Şaşkınlıkla 76 bin kişilik stada bakan futbolcular... O da ne, oyunu terk ediyorlar. Rezalete bak!

Sanki yüzler, binler sahaya akıyor. Güvenlik görevlileri nereye koşacağını bilemiyor. Sahada ne futbolcu kalıyor, ne futbol. Neden sonra çevik kuvvet iniyor sahaya. Bir adet coplama sahnesi.

Ekrana, kamerasını ve kendini bu hengamede korumaya çalışan kameramanın bir sağa, bir sola korkuyla bakışı geliyor defalarca.

Neler oluyor? Bilmek, anlamak mümkün değil. Yayın yapan kanal, 34. Dakikada tezahüratları sansürleyip yerine başka maçların tezahüratını yayınlamış, orası net.

Nasıl hazırlandılar, nasıl bir maharet ve akılla bunu yaptılar? Belirsiz. Ama tezahürat belli: Her yer Taksim, her yer direniş.

Derbide olanların sorumluları mı aranıyor? Mesele, her şeyin giderek siyasallaşması. Mesele, bir toplumun korkunç bir şekilde kutuplaşması. Ve sansür...

Tarihin en acayip olaylarından biri

Maçı sunan spiker dilini yutmuş vaziyette. Muhtemelen çok acayip şeyler oluyor. Söylemese bir türlü, söylese bin türlü.

Neler oluyor? Yayın tekeli var, farklı bir açıyı ya da anlatımı dinlemek mümkün değil.

Sosyal medyada bunun büyük bir provokasyon olduğu, asla Çarşı grubunun böyle bir rezalet çıkarmayacağı yazılıyor.

Herkes şaşkın, herkes kızgın. Maçın cezası ne olursa olsun Beşiktaş’a büyük zarar vereceği ortada. Galatasaraylılar bile #çarşınınyanındayız diyor. Bir milletvekili, bazı yazarlar olaylar daha büyümeden faturayı “çapulculara” kesmiş bile!

Televizyon kanallarındaki yorumcular, saatlerce konuşup hiçbir şey anlatmıyor. Futbol değil, tarihin en acayip olaylarından biri yaşanırken Olimpiyat stadında neler olduğunu bize kimse aktaramıyor.

Yayınlar gülünç. Devamlı kırmızı kart ve gol sahnelerini gösterip, üzerine laf geveliyorlar.

Sansür, sansür, sansür

Bir yorumcu, saatler sonra “ne oldu da taraftar sahaya atladı” minvalinde soru sormaya “cesaret” ediyor. Ama cevabını veremiyor.

İki takım o gece basın toplantısı yapmıyor. “Futbol adına üzücü sahneler” lafları, “dünyaya rezil olduk” söyleminden başka bir şey yok.

Ne futbol meraklısıyım, ne de uzmanıyım. Heyecanlı bir derbiyi izlemek için 40 yılın başı maç izlemeye kalkan bir vatandaşım.

Ama mesele futbol değil ki... Mesele, her şeyin giderek siyasallaşması, baskının ve haksızlıkların insanları çıldırtması ve bu durumdan istifade etmeye kalkanlar. Mesele, tezahüratı teröre bağlayan zihniyet, bir toplumun korkunç bir şekilde kutuplaşması ve sansür, sansür, sansür...

Bunu anlamak için futbol seyircisi olmak gerekmiyor. Ortalama bir zeka yeter.

SORU SORMA SERBEST Mi?

* Olimpiyat stadının “güvenlik” önlemleri bu mu?

* Çevik Kuvvet, onlarca insan sahaya dökülürken ne yapıyordu?

* Dört savcının maçta olduğu söyleniyor, acaba neden?

* “Siyasetine göre” maçta tezahüratı yasaklamak, “sporda şiddet”i engelliyor muymuş?

* 1453 BJK grubu nedir, olaylardaki rolü ne?

* Maça bedava biletle, kontrol edilmeden alınanlar kim? Çarşı mı?

* Olaylı biten maç, neye yol açacak ve kimlerin işine yarayacak?

* Sahi... Olimpiyatlara aday mıydık biz?

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları