loading
close
SON DAKİKALAR

Muharrem Ayvalıtaş: Çok yalnız kaldık

Mehveş Evin
Tarih: 13.01.2014

Mehveş Evin; Beş kişilik aileden geriye baba Ali Ayvalıtaş ve iki çocuğu, Gül ile Muharrem kaldı.

Ayvalıtaş ailesinin acısı büyük: Mehmet, Gezi eylemlerinde can verdi. Annesi öldü, baba Ali Ayvalıtaş by-pass oldu. Ailenin büyük oğlu Muharrem’le konuştuk

Mehmet Ayvalıtaş, Gezi protestolarındaki “ilk kayıp”tı: Ümraniye’de yolu trafiğe kapayan yaklaşık bin kişilik bir grubun içindeydi. İki aracın kalabalığa dalmasıyla meydana gelen kazada can verdi. Aile, adalet arayışını sürdürürken 13 Aralık’ta anne Fadime Ayvalıtaş’ın da ölüm haberi geldi.

Beş kişilik aileden geriye baba Ali Ayvalıtaş ve iki çocuğu, Gül ile Muharrem kaldı.

Kalp hastası Ali Bey, dört damarındaki tıkanıklık nedeniyle birkaç gün önce başarılı bir by-pass ameliyatı oldu. Altı ay içinde önce kardeşini, sonra annesini kaybeden Muharrem’le hastanenin bahçesinde buluştuk. İlk cümlesi “Çok yalnız bırakıldık” oldu. Gözlerindeki acıyı, içindeki öfkeyi, ellerindeki çaresizliği gördüm... Bütün üzüntüsüne rağmen güçlü olmak için kendini zorladığını, dik duruşundan taviz vermediğini de. Mehmet’in kaybı, mahkemede yaşananlar, son olarak da annesinin ani ölümü, aileyi fazlasıyla hırpalamış. Muharrem anlatıyor:
“Annem, Ethem’in davasında iki kez bayılmış. Doktor kalpten şüphelenmedi, beyin EMAR’ı çekildi. Sonuçlar geldiğinde artık çok geçti... Ona en çok ihtiyacımın olduğu zamanda gitti...”

Basit bir kaza gibi

Muharrem daha 23 yaşında. Kaybettiği kardeşine karşı kendini borçlu hissediyor: “Ben okudum, o çalıştı. Ona hep, ‘bir şekilde sana geri ödeyeceğim, diyordum... Nasip olmadı.”

İTÜ Makine Mühendisliği’nde burslu okuyan Muharrem, kimseden yardım istemiyor. Part-time iş bulup geçimini sağlamaya ve zor koşullarda da olsa kardeşinin anısını yaşatmaya kararlı.

Ancak ilk zamanlar yanında duranlar; örgütler, dayanışma, siyasetçiler bir bir kaybolmuş. Bu süreçte bazen kendisinin de kırıcı olduğunun farkında. “En anlamlı destek Kadıköy forumundan geldi. Kadıköy, Ataşehir belediyeleri söz vermişti.. Pazar yerine kardeşimin adını vereceklerdi. Ne oldu bilmiyorum.” Muharrem’in acısı, adil yargılanma ihtimalinin azalması nedeniyle katlanarak artıyor: “Ali İsmail’i döverek, Ethem’i silahla öldürdüler. Bunlar kabul edilemez. Bizim karşımızda devlet, polis yok ama belki arkalarında var. Bilmiyoruz ki! Amaç, olayı basit bir trafik kazası gibi göstermek. Süreci uzatacaklar. Sonra unutulacak...”

Çocuk işçilere yardım

İnsanların samimiyetine inancının kalmadığını söylüyor ve isyan ediyor Muharrem: “Niye kimse Mehmet için bir şey yapmıyor? Görmezden gelmeleri normal bir durum değil!”
Hiçbir şey Mehmet’i ve annesini geri getiremeyecek. Peki ne olsa, Ayvalıtaş ailesi az da olsa bir teselli bulabilir?
“Adını yaşatacak bir şey olsa keşke... Okul yapmak istedik, annem ‘para toplamak bize yakışmaz’ dedi. Çalışarak para biriktirip, kendim yapmak istiyorum.
İhtiyacı olanlar için burs verecek bir vakıf, dernek olabilir... Küçük yaşta çalışmak zorunda kalanlara yardım için. Mehmet’e borcumu ancak böyle ödeyebilirim” diyor ve umutsuzca soruyor:
“Ama o zamana kadar çok geç olur mu, kardeşimi hatırlarlar mı?”
Tabii ki hatırlayacaklar, diyorum... Adalet elbet bir gün tecelli edecek, etmeli...

AYVALITAŞ DAVASI

* 2 Haziran gecesi, Gezi eylemlerine destek vermek için Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde Mehmet Ayvalıtaş’ın (20) da olduğu bir grup, yolu trafiğe kapatmak istedi.

* İddianameye göre, sanık Mehmet Görkem Demirbaş’ın aracı ile diğer sanık taksi şoförü Cengiz Aktaş’ın aracı önlerindeki araçların durmasıyla ani fren yaptı.

* Demirbaş’ın aracı Aktaş’ın aracına çarptı. Bu çarpışmanın etkisiyle her iki araç da yoldaki Ayvalıtaş ile kuzeni Seyit Kartal’a çarptı. Ayvalıtaş yaşamını yitirdi.

* Sanık Demirbaş ve Aktaş hakkında “taksirle adam öldürme ve yaralama“ suçlamasıyla 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

* 21 Kasım 2013’te Kartal Adliyesi’nde görülen ilk duruşmada olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Salona girmek isteyen kitleye polis biber gazıyla karşılık verdi. “Yer yok” gerekçesiyle basın bile alınmadı.

* Sanık Demirbaş havanın yağmurlu, görüşün düşük olduğunu iddia etti. Görgü tanığı Kartal ise “Ortalık gayet aydınlıktı, görüş mesafesi 1 kilometreydi. Yağmur yoktu. Araçlara montlarımızı sallayarak uyarı yapıyorduk. Mehmet de yanımdaydı. Bir araç bana çarptı, yere yıkıldım. Yere düşünce az ileride yerde yatan Mehmet’i gördüm.”

* Sanıkların tutuklu yargılanma talebi reddedildi. İkinci duruşma 5 Şubat 2014’te görülecek.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları