Tarih:
01.10.2012
Necdet’in hikayesi
Mehveş Evin yazıyor, ''Dördüncü yargı paketiyle birlikte önümüze atılan kemik, mahkuma eşiyle buluşma hakkı...''
Dördüncü yargı paketiyle birlikte önümüze atılan kemik, mahkuma eşiyle buluşma hakkı. İnsan hakları açısından elbette çok önemli bir konu... Ancak cezaevlerinde temel hak ihlalleriyle ilgili o kadar çok sorun var ki!Daha da vahimi, yargısı tamamlanmadan, suçu ispatlanmadan hapse atılanların durumu. Aralarında hayati sağlık sorunları yaşamasına rağmen tutukluğu devam edenler de var, hakkında öne sürülen delillere dair ciddi itirazları olanlar da...
Bugün, medyanın çoktandır unuttuğu bir davayı hatırlatacağım sizlere... Necdet Öztürk’ün hikayesi bu.
Öztürk’ü tanımıyorum. Ancak başına gelenleri dinleyince vicdanım el vermedi. Devrimci Karargah davasından yargılanan Necdet Öztürk, örgütle bağlantısına dair somut delil olmamasına rağmen tam 3.5 yıldır Tekirdağ F-Tipi Cezaevi’nde.
İntihara kalkıştı
İntihara kalkıştı
Öztürk’ün arkadaşı, sanatçı İlkay Akkaya, “Hukuk, biz insanlar için adaleti sağlayacaksa bunu kimse akıl sağlığını yitirmeden önce yapmak zorunda” derken çok haklı. Yakınları, uğradığı haksızlık nedeniyle akıl sağlığıyla ilgili sorunlar yaşadığını söylüyor. Öztürk, tutukluluğunun ilk yılında intihara kalkıştığı için bir süre Bakırköy’de müşahade altına alındı.
Gelelim Necdet Öztürk’ün neden 3.5 yıldır içeride tutulduğuna... Polis, 28 Nisan 2009’da Bostancı’daki bir eve baskın düzenledi. Çıkan çatışmada, evde daha sonra Devrimci Karargâh örgütü lideri olduğu açıklanan Orhan Yılmazkaya, bir sivil ve başkomiser öldü, 4 polis yaralandı.
Bu korkunç olayın üzerine, Yılmazkaya’yla bağlantısı olduğu düşünülen pek çok arkadaşı, gözaltına alınıp tutuklandı. Bazıları tahliye oldu, 11’i tutuklu 16 sanığın yargılanmasına ise devam ediliyor.
Bostancı’daki ev
Bostancı’daki ev
Necdet Öztürk, Bostancı’daki o evin kiracısıydı. Orhan Yılmazkaya, eski karısı Sevim’in üniversiteden arkadaşıydı.
Aile, Yılmazkaya’nın herhangi bir örgütle, hatta politik akımla bağlantısı olduğuna dair şüphe duymamıştı, hatta onu “tırsık biri” olarak tarif ediyorlardı. Bir gün Orhan, Necdet’e parasız kaldığını ve evinde kalıp kalamayacağını sorduğunda o da “elbette” demişti.
Necdet Öztürk, gemi kaptanı olduğundan sık sık yurtdışına seyahat ediyordu. Baskının olduğu gün de Ukrayna’da iş seyahatindeydi. Olayı öğrenince, arkadaşlarının da tutuklandığını bildiği halde yetkililere başvurdu ve 14 Mayıs’ta
Türkiye’ye gönüllü olarak döndüğünde tutuklandı.
Ancak dönüşü, medyada “yurtdışına kaçarken yakalandı” diye duyuruldu. Oysa Dışişleri’nden mahkemeye yazılan belgede, Öztürk’ün bizzat başvurduğu kanıtlandı.
Limondan elektrik
Limondan elektrik
Mahkeme, Yılmazkaya’yı tanıyan diğer arkadaşlarını ve eski karısını tutuksuz yargılamak üzere serbest bıraktı. Fakat Öztürk, hakkında mahkûmiyet kararı bulunmamasına rağmen halen içeride.
Kızkardeşi Nigar Öztürk’le konuştuğumda, “Abim suçlu olsa zaten Türkiye’ye gelmezdi. Onu suçlayacak hiçbir şey yok. Evinde, çocuğunun ‘limondan elektrik üretmek’ için getirdiği okul deneyi aletine bile bomba düzeneği denildi...
Eğer gerçekten bir şey yapmış olsaydı, 42 yaşından sonra mı bu işlere girerdi? Hakkında hiçbir yasadışı kayıt yok!
Kullanıldığı için isyan ediyor, bizler de her duruşmada bir kez daha yıkılıyoruz. İyilik suçsa, abim suç işledi” dedi.
Necdet’in hikayesi kısaca böyle... Onun ve ailesinin geleceği, sadece vicdanlara kalmış bir karar. Bir sonraki duruşma ise 5-8 Ekim’de.
AOÇ için imza vakti
* Mimarlar Odası, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki tahribat ve Başbakanlık binasının yapılması planıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir mektup yazdı.
AOÇ için imza vakti
* Mimarlar Odası, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki tahribat ve Başbakanlık binasının yapılması planıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir mektup yazdı.
* Manevi-tarihi değerinin yanı sıra AOÇ, Ankara’nın temiz hava koridoru. Birinci derecede tarihi ve doğal SİT alanı olan AOÇ, dünyada şehir planlamasında artık “trend” olan kentsel tarımın da en iyi örneklerinden.
* AOÇ’ye Başbakanlık binası planı, hem doğal ve tarihi özelliklerinin bozulması, hem kapılarının halka kapanması demek * “AOÇ hepimizin” diyenler kampanyaya katılabilir: http://www.mimarlarodasiankara.org/index.php?Did=4681
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları