loading
close
SON DAKİKALAR

Neden hırsızlığa göz yumuluyor?

Mehveş Evin
Tarih: 04.01.2014

Mehveş Evin; İktidardan nemalanan çevrelerin yolsuzluğa karşı geliştirdiği savunma mekanizmasının temelinde, kendi çıkarları var.

Memlekette her gün, birden fazla skandal patlarken “gündem” de bunlara göre şekilleniyor.

Sokaktaki insanın gündemindeyse para var. Yolsuzluk soruşturması engellendiğinden, herkes kimin, ne kadar “götürdüğünü” konuşuyor.

“Yok canım, bu hükümet kirli işlere asla girmedi, girmez” diyene rastlamadım. Hayalleri zorlayacak miktarda kara para aklandığı, rüşvet verildiği ve tüm bunların sistematik hale geldiğinden şüphe duyan yok gibi.

İktidardan nemalanan çevrelerin yolsuzluğa karşı geliştirdiği savunma mekanizmasının temelinde, kendi çıkarları var. 

Peki ya seçmenin motivasyonu ne?

Her şeyden önce, “Onlar yemezse başkası yiyecek” inancı geliyor. Hatta “hep başkaları yedi, biraz da bizimkiler yesin” şeklinde düşünenler çok.

Yolsuzluk normalleşti

Dışarıdan bakan biri için bu davranış şekli anlaşılmaz, hatta utanç verici olabilir... Ancak yakın tarihimizde yolsuzluk, rüşvet, kirli para, çıkar ilişkileri hiç eksik olmadı.

Devletin “usulsüz işleri” Özal devrinin hayali ihracatçılarından Susurluk’a kadar, adil biçimde cezalandırılmadığı ve hesaplaşılmadığı için de “normalleşti.”

Bu nedenle;

1- İster adı Adalet ve Kalkınma Partisi olsun, ister Dürüstlük ve Ahlak Abidesi Partisi; TC vatandaşı devletin şeffaf, hesap verebilir olabileceğine zaten inanmıyor.

2- Her zamanki gibi “kötünün iyisi” arasında seçim yapmak durumunda hisseden halk, kimin yöneteceğine göre değil... Kendi cebine kaç para gireceğine, hayatını nasıl etkileyeceğine göre kararını veriyor.

3- Mesele sadece yakacak kömür bulmak veya karın doyurabilmekten ibaret değil. Mesele kimin ne kadar çaldığı da değil. Pek çok insan için oğlunu askere, dağa yollarken artık cenazesini karşılama riskinin çok uzak bir ihtimal olması bile yetiyor. “Buna da şükür” diyen çok.

Paçayı kurtarma umudu

Siyaset, demokrasi, adalet, şeffaflık ve dürüstlükten beklentilerin en altta olduğu bir toplumda yaşıyoruz.

Değil ayakkabı kutusunda para görmeyi, kutu içinde ayakkabı alamayan çoğunluk, belki de AKP’yi kendi için bir umut görüyor. Günün birinde, belki ben de paçayı kurtarırım umudu...

Yok El Kaide’yi besliyormuşuz, yok dünyayla küsmüşüz, yok yargı bağımsızlığı kalmamış, yok çalıyorlarmış...
Bunlar, hayatta kalma mücadelesi veren çoğunluğun umurunda mı?
NOT: Milliyet Cadde’ye artık yazmıyorum, okurların ilgisi için teşekkürler.

CİN ALİ’NİN DÖNÜŞÜ

* Aldığım en yaratıcı yılbaşı hediyesi, gıcır gıcır bir Cin Ali seti oldu! Kimbilir kaç nesil Cin Ali ile yetişti, kaçımız Cin Ali ile okumayı öğrendi...

* Rasim Kaygusuz’un hikayelediği, Selçuk Seymen’in resimlediği Cin Ali, ilk kez 1968’de yayınlanmış. İlköğretim müfredatından 2005’te kaldırılan Cin Ali’nin eski baskılarını sahaflarda bile bulmak zor.

* Neyse ki 10 hikayelik Cin Ali serisi, internet üzerinden 15 TL’ye satılıyor! www.cinali.com.tr’den kitap siparişi yapabilirsiniz. Bir dönem çocuklara nelerin, nasıl öğretildiğini anlamak açısından da bulunmaz bir hazine.

VİVAHİBA İLE MOBİL GAZETECİLİK

* İsmi gibi kendi de eğlenceli ve kullanması kolay... Gazeteci Hıdır Geviş’ın kurucu ortakları arasında bulunduğu “vivaHiba” yurttaş gazeteciliğini cebe taşıdı.

* Uygulamayı ücretsiz olarak telefonunuza indirip, istediğiniz haber, fotoğraf ve görüntüyü paylaşın... Sansür yok, yazı karakter limiti ise 2500.

* Vivahiba, gazeteciliğe adım atmak isteyen ve “merkez medya bizi duymuyor” diyenler için bir fırsat. Kullanıcılar doğrudan destek de alabiliyor.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları