Tarih:
20.03.2013
Nevruz’da barışı kutlayacaklar
Mehvaş Evin, ''Diyarbakır’da çocuklar baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramı için hazırlıklarını tamamladı''.
Diyarbakır’da çocuklar baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramı için hazırlıklarını tamamladı.Diyarbakır “tarihi Nevruz”a büyük bir heyecan ve umutla hazırlanıyor. Sokaklara “Newroz Piroz Be” afişleri asılmış... Çarşıda sarı-kırmızı-yeşil renkli şallar, geleneksel elbiseler ve “Biji Amed- Yaşasın Diyarbakır” yazılı atkılar asılı. Hatta üzerinde Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş’ın portrelerinin işlendiği “Demokrasi Kahramanları” yazan atkılar bile üretilmiş.
Valiliğin önünde henüz Nevruz afişi yok ancak, Çanakkale Zaferi için Türkçe ve Kürtçe yazılı bir afiş göze çarpıyor:” Yiğidin harman olduğu Çanakkale’de senden de bir parça var.”
Beş ay önce, açlık grevleri sürerken geldiğim gerilimli, bıçak sırtındaki Diyarbakır sanki uçup gitmiş... Yerine umut dolu, coşkulu bir Diyarbakır gelmiş!
Nasıl olmasın ki? Kürtler, barışın hiçbir zaman olmadığı kadar yakında olduğuna inanıyor. Bazılarına göre “zaten başka çare yoktu”, bazılarına göreyse Öcalan’dan önce Diyarbakır’a Tayyip Erdoğan’ın heykeli dikilecek.
Gerçek bayram havasında
Doğrusu Diyarbakır’a gelişim buruk oldu. Bu topraklara barış ve demokrasinin gelmesi için onca eleştiriye rağmen yıllardır yazan, konuşan... Bunu başkaları gibi oturduğu yerden ahkam keserek değil, bölgeye defalarca gidip gelerek, insanları dinleyerek yapan meslek büyüğüm Hasan Cemal’in de burada olmasını çok isterdim.
Diyarbakırlıların büyük çoğunluğu, gerçekten bu defa barışın geleceğini düşünüyor. Mali müşavir ve ekonomi yazarı Şükrü Adanır, daha evvel de girişimlerin olduğunu, ama ilk defa geniş katılımlı bir süreç yaşandığı söyleyip “Şahsen çok umutlyum” diyor.
Adanır, ufak tefek sorunlar olsa da Diyarbakır’da çok iyi bir hava olduğunu, Batı’daki Nevruz kutlamalarının olaysız geçmesini çok iyi bir işaret olarak değerlendiriyor: “Nevruz genelde tepki havasında olurdu. Bu defa bayram havasında.”
Mevcut politikalarla bir adım daha gidilemeyeceğine inanan Adanır, sorunun kendi çözümünü yarattığına inanıyor.
Adalet olmayan yerde kan olur
Diyarbakır’ın ilk sanayici ailelerinden Hüseyin Pervani, Başbakan beş yıl önce şehre geldiğinden beri beklentinin oluştuğunu, AKP’ye oy verenlerin bu ümitle verdiğini ve Türkiye’nin kurtuluşunun barıştan geçtiğini söylüyor ancak...
“Bütün halkı kapsayan bir hukuk sistemi olmazsa, gene çatışma, gene haksızlıklar olur. Halkın tümünü içine alacak bir Anayasa şart. Anayasada eşitlik olsun, PKK kalmaz. Devlet sistemdir, halkın aynasıdır. Kendini bu aynada göremeyen birey, yabancılaşır. Adalet olmayan yerde gözyaşı, kan olur.”
Peki Abdullah Öcalan’ın Nevruz’da vereceği mesajdan beklenti ne?
“Öcalan’ın mesajı Kürt halkı için çok önemlidir. Ama bölge halkı sadece Öcalan için değil, kendi istediği için farklı bedeller ödedi. Bu ülkeyi son 170-180 yıldır yönetenlerin mezartaşına ‘ Zalim ve katil’ diye yazmalı. Ki sonraki nesiller bu yanlışları yapmasın. Bu sorunu bu noktaya getirenler politikacılar, yönetenlerdir.”
Ben bölücü değilim!
Anavatan döneminde siyasetde yapan Pervari’nin bir oğlu önemli bir iş adamı, küçük oğlu ise Dersim’de Nevruz’a katıldıktan sonra gözaltına alınmış, öğrenci derneğine kayıtlı olduğu gerekçesiyle tutuklanmış.
Gür sesiyle “Ben bölücü değilim. Zalim yönetimin karşısındayım! Halkın refahı ve mutluluğu için çalışanlar başım üstüne!” diyor Pervari.
Bölgede benzer durumda olan kaç aile vardır, acaba hiç hesaplandı mı: Kaç ailenin bir akrabası KCK’dan tutuklu?
Kaç ailenin bir oğlu dağda, bir oğlu askerde? Kaçı, boşaltılan, yakılan bir köyden geliyor? Kaçı, sırf Kürtçe konuştu diye öğretmeninden, askerden dayak yedi?
Ama Kürtler, bütün bunları geride bırakmaya hazır. Yeter ki dahafazla kan dökülmesin istiyorlar. Esnaf İrfan Tapancı’nın deyimiyle, 20 yıl önce barışın gelmesi gerekiyordu: “Kürt halkı da Türk halkı da artık bitsin istiyor.
Diyarbakır esnafı, maddi ve manevi, barışın gelmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazır. Nevruz, barış için güzel bir vesile olacak.”
‘Yaz bunu anlasınlar’
‘Yaz bunu anlasınlar’
Bünyamin Ceylan, Nevruz öncesi geleneksel giysilere, sarı-kırmızı-yeşil renkli aksesuvarlara ilginin büyük olduğunu söylüyor. “Bana nerelisin diye sorsalar Türkiyeliyim, her yerliyim derim...
Kürt sorunu çözülsün, bombaya tanka giden para devletin cebinde kalsın” diyerek bir yandan keyfinden halay çekiyor.
Babası Şükrü Ceylan da “Yaz bunu, anlasınlar” diyerek şöyle söylüyor: “Başka devlet sana savaş açarsa ayrım yapar mı? Kürt, Türk, Laz diye ayırır mı?
Yapmaz. Meclis de bunu düşünsün, vekiller de!”
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları