loading
close
SON DAKİKALAR

Oğlum için

Mehveş Evin
Tarih: 06.10.2012

Mehveş Evin yazdı, ''Asker, sınırötesine yollanmayacak mı? Peki bunun adı savaş olmayacak mı?''

Savaşa hayırcılar, teskin edilmeye çalışılıyor: Merak etmeyin, savaş falan olmaz... Merak etmeyin, savaşa meraklı değiliz... Sorsanız kimse savaş istemiyor!

İstemiyor da... Ankara’da savaş karşıtı eylemcilere ve Akçakale’de hükümet konağına yürüyen vatandaşa biber gazı sıkılıyor.

Sınırın öte yakası, top atışına tutuluyor. Özgür Suriye Ordusu’nun “komutanı” askeri üniformasıyla İstanbul’dan yayına katılıyor.

(Bir başkası, geçen hafta Hatay’da CNN kameralarına “bi savaşıp gelicem” demişti!)

Bu arada “yabancı ülkelere” asker göndermek için alelacele tezkere hazırlandı, kapalı kapılar ardında oylandı. Suriye’den başka nerelere gidilecek? Afganistan mı mesela?

Bunun adı savaş

Akçakale’de beş vatandaşın ölmesine sebep olan, aylardır bilerek, isteyerek hasmane tavrını sürdüren Suriye, elbette gereken cevabı almalı.

Ama bu, silahla mı olmalı? Bu şekilde mi olmalı?

Suriye’deki savaşın uzun zamandır tarafıyız... Bu arada sadece sınırın ötesi değil, memleketin güneydoğusu yangın yeri... Çocuklar okula gidemiyor, hayat durmuş vaziyette.

Her gün kalkan cenazeler hayatımızın doğal bir parçası haline geldi.

Hal böyleyken... Atılan adımlarda, verilen kararlarda, yürütülen politikalarda daha dikkatli davranmak gerekmez mi? 
Bugün olmasa yarın, kazayla veya kasti, Suriye’den yine bir havan topu uçsa...

Asker, sınırötesine yollanmayacak mı? Peki bunun adı savaş olmayacak mı? Yoksa “operasyon” deyip geçecek miyiz?

Yürekten diliyorum

Albert Einstein, “Aynı anda hem savaşa hazırlanıp, hem de savaşı önleyemezsiniz” demişti.

Biraz tarih okuyup savaşların nasıl ve neden patladığını, nasıl felaketlere yol açtığını ve şu anda varolan riskleri gözden geçirsek... Savaş hakkında bu kadar kolay konuşmaktan vazgeçebiliriz belki. “Bişeycik olmaaaz!” diyebilmeyi ve rahat bir nefes almayı ben de isterim. Askerlik çağına gelmiş kendi oğlum ve milyonlarca genç insan için bunu yürekten diliyorum.

Ama ah, bu işler sıradan insanların, hele kadınların dilekleriyle hiç yürümüyor.

Türkiye bataklığı

Sokaktaki gösterilere ve tepkilere burun kıvıranlar, muhalefetin ve solcuların sloganlarını küçümseyenler, belki uzmanları dinler...

Michigan State Üniversitesi uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Muhammed Ayoob’ın dün, The Guardian’a yazdığı yazıdan:

“...Başbakan’ın danışmanı ‘savaşa meraklı değiliz’ dedi. Ancak Türkiye, yeterince düşünmeden ve sonuçları belirsiz bir bölgesel çatışmaya sürüklenme riskine atılıyor.

Suriye muhalefetinin esas destekçileri Suudi Arabistan ve ABD, ülke tamamen anarşiye boğulduğunda eve gitme lüksüne sahip. Ama komşu Türkiye değil. Bu yüzden Ankara çok dikkatli olmak durumunda. Aksi takdirde Suriye bataklığı, Türkiye bataklığı halini alabilir.”

Yalnızca erkekler mi?

Suriye konusu sosyal medyada tartışılırken, savaş karşıtı eylem yapılırken askerlik meselesi ön plandaydı.

Taksim’deki savaş karşıtı eylemde atılan sloganlardan biri, “Ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz... Kimsenin askeri olmayacağız” idi.

Evet, savaş öncelikle askeri, cepheye gidenleri, yani erkekleri ilgilendiriyor. Ama savaş, kadın ve çocukların da canının yanması demek. Bunun türlü ve çok dramatik versiyonlarını gördük, görüyoruz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları