Tarih:
06.12.2014
Okuyucu, her şeyden evvel doğru haber ister
Mehveş Evin; Basının demokrasi mücadelesinde önemli bir yeri olan Tan gazetesi sergisini (*) dolaşırken geçmişle bugün arasında açılan bir zaman tünelindeymişim hissine kapıldım.
Basının demokrasi mücadelesinde önemli bir yeri olan Tan gazetesi sergisini (*) dolaşırken geçmişle bugün arasında açılan bir zaman tünelindeymişim hissine kapıldım.Ne tuhaf: Tarihler, isimler, siyasi taraftarlıklar değişiyor ama bir yandan da basın tarihindeki demokrasi ve ifade özgürlüğü mücadelesinde fazla bir şey değişmemiş.
Misal; 1940’ların Cumhuriyet gazetesi, 2. Dünya Savaşı’nda Almanya yanlısı tutumu, tek particiliği, muhafazakâr ve devletçi yayınlarıyla bugünün propaganda gazeteleri gibi...
1935’te Atatürk’ün talimatıyla yayın hayatına başlayan Tan gazetesi ise savaşta müttefiklerden yana aldığı tutum, devletten ve devletçi yayınlardan gördüğü baskıyla, yayın yasaklarına direnen ve muhalif duruş sergileyen bugünkü Cumhuriyet’e daha çok benziyor...
Kadınlı erkekli kaleme sarılmışlar!
Ahmet Emin Yalman, Zekeriya Sertel ve Halil Lütfü Dördüncü ortaklığında 1936 yılında Tan gazetesini satın aldı. Cumhuriyet’in Alman propagandalarını kendi görüşleri gibi aktarmasına karşılık Yalman, gazetenin “Dr. Goebbels’in avukatlığını” üstlendiğini yazdı.
Cumhuriyet’in Yunus Nadi önderliğinde karşı saldırısı, Tan’ın “solcu”luğuna ve hatta Yalman, Serteller ve Dördüncü’nün Selanik kökenlerine yönelikti:
“Artık ipin ucunu kaçırdılar; bir yaygaradır gidiyor. Gazeteleri Yahudi havrasına döndü. İrili ufaklı, kadınlı erkekli hepsi kaleme sarılmışlar, avaz avaz haykırıyorlar.”
Nasıl, çok tanıdık değil mi?
Kavgaya Atatürk el koydu ve iki başyazar, “son bir yazı yazmak suretiyle münakaşayı keseceklerini ve emirlerine itaat edeceklerini” bildirdi.
Ne var ki Yalman 1938’de Atatürk’ün sağlığının kötüye gitmekte olduğu hakkında duyduklarını “sütunlarına taşıma cüretini” gösterince kıyamet koptu. Başbakan Celal Bayar emriyle gazeteye 3 ay yayın cezası verildi!
Balyozlarla matbaaya saldırdılar
Yalman ayrıldıktan sonra Tan, Zekeriya Sertel başyazarlığında yeniden yayımlandı... Sabiha Sertel’le birlikte Nazizm ve faşizme karşı duruşlarını, savaş karşıtı ve demokratik tavırlarını ortaya koydular. Karşılığında Sabiha Hanım’a yağdırılan hakaretler korkunçtu: “Bolşevik dudusu”, “eli maşalı
Tan, Sovyet dostu tutumunu ve tek parti yönetimine karşı duruşunu gizlemiyordu. Ancak Celal Bayar ve Menderes’in ikinci bir parti kurmasına verdiği destek, çok acı olaylarla sonuçlandı.
4 Aralık 1945’te komünistlikle suçlanan Tan gazetesi başta olmak üzere, pek çok matbaa ve yayına, sivil polis önderliğinde “sağcı üniversite gençliği” baskın düzenledi. Balyoz ve baltalarla matbaalar kırıldı, döküldü... Sertellerin evine kadar gidildi.
Olayın sorumlusu olarak kim yargılandı ve hapse atıldı dersiniz? Tabii ki Serteller...
Bugün gazeteciliği taraftarlıkla, hükümet propagandasıyla karıştıranlara Tan’ın 1 numaralı yayın ilkesini hatırlatarak bitireyim:
“Okuyucu, bir gazeteden, her şeyden evvel ‘doğru haber’ ister.”
(*) Yokuşun Başı: Demokrasi Mücadelesinde Tan Gazetesi (1935-1945) sergisi, Sirkeci’de Halil Lütfü Dördüncü İşhanı’nda görülebilir.
HAFTANIN ÜÇLÜSÜ
GALA: Usta yazar ve düşün adamı Aziz Nesin’in doğum günü, Tiyatrokare’nin sahnelediği ‘Zübük’ün gala gecesiyle kutlanacak. Gecenin tüm geliri Nesin Vakfı’na bağışlanıyor. (15 Aralık, Fulya Sanat Merkezi)
KAMPANYA: Kadınlar 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’la eşit yurttaşlık haklarına sahip oldu. Siyasi iktidarın eşitliği yok sayan söylemlerine karşı İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, “Medeni kanuna sahip çıkıyoruz” imza kampanyasını başlattı.
SERGİ: Ayşegül Dinçkök’ün “Derin Tutku-Air” başlıklı su altı fotoğraf sergisi Tophane-i Amire’de. İklim değişikliğine dikkat çeken Dinçkök’ün fotoğraflarından oluşan kitabın geliri Akdeniz Koruma Derneği’nin ‘Denizin Korucuları’ projesine bağışlanacak.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları