Öldürülüyor, çünkü kendi kararını veriyor

Tarih: 17.09.2012

Mehveş Evin yazdı, ''Türkiye'deki 'erkek' sorununun tüm çabalara, yasalara rağmen aşılamadığı görülüyor...''

Kadın cinayetlerinde yedi yılda yüzde 1400 artış olduğu, artık eski bir bilgi... 2009’da Adalet Bakanlığı’nca doğrulanan bu verinin üzerine devlet, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerle ilgili bir açıklama yapmadı. Geçen üç yılda, defalarca bunun gerekliliği ve önemine dikkat çektim. Sivil toplumun bu talebi yenilemesine rağmen derin sessizlik sürüyor.

İşte size örnek: Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2008-2011 yılları arası verilere ulaşmak için Adalet Bakanlığı, dönemin Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’ndan bilgi edinme kanununa dayanarak veriler istedi. Ancak resmi kurumlardan, “elimizde böyle bir veri yok” cevabı gelmiş!

Anlayacağınız devlet kadın cinayetlerini yok saydığı için, ancak basına yansıyan cinayetler ve sivil platformlara yapılan başvurulardan durumu anlamaya çalışıyoruz... KCD Platformu, 2008-2011 verilerini böyle toplamış. 2012’nin ilk altı ayına dair cinayet rakamları, bilgileri ve gözlemleri yansıttıkları rapor ise malum ortamda fazla ilgi görmedi.

Katili tanıyoruz

Madem elimizde resmi veya bilimsel veri yok, o zaman var olanın üzerinden meseleyi tartışalım...

1) Ocak’ta 14, Şubat’ta 13, Mart’ta 12, Nisan’da 21, Mayıs’ta 17, Haziran’da 15 kadın öldürüldü. Yani ilk altı ayda toplam 92 kadın hayatını kaybetti. (Platforma göre Mart’tan Nisan ayına geçişte kadın cinayetlerinde iki kata yakın artışın nedeni, 8 Mart’ta çıkan yasanın gerçekte uygulanmaması. )

2) Kadınların öldürülme sebeplerindeki en büyük oran, “kendi hayatına dair karar verme” yerini yüzde 53 oranıyla koruyor. Bunun dışında bir önceki raporda başka bir kadını ya da çocuğu korumak için öldürülme yokken, bu oran şimdi yüzde 6.

3) Kadınların öldürülme sebeplerinde yer alan başka yüksek bir oran ise yüzde 28.5 ile ayrılma ve boşanma. Kıskançlık yüzde 22, reddetme ise yüzde 8.

4) 2008-2011 veriler raporunda kadınların yüzde 88’i tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyordu, bu oran şimdi yüzde 100’ü buldu.

5) 2008-2011 veriler raporunda kocası ya da eski kocası tarafından öldürülen kadınların oranı yüzde 47’ydi, şimdi yüzde 69.

6) Koruma talep eden kadınların yüzde 75’ine tedbir kararı çıkarıldı. Ancak bunlar gerçek koruma olmadığı için kadınlar öldürüldü. (Örnek: Platformun takip ettiği Dilber Keskin davası).

7) Sığınma evine yerleştirilen kadınların yüzde 37.5’i öldürüldü.

Göreve çağrı

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun, 2012’nin ilk ayındaki kadın cinayetlerini tek tek inceleyerek, bir kısmını bizzat dava aşamasında takip ederek ve geçmiş yıllardaki rakamlarla kıyaslayarak derlediği bu rapor, Türkiye’deki “erkek” sorununun tüm çabalara, yasalara rağmen aşılamadığını gösteriyor... Kadının öldürülmesinde en çok karşılaştığımız nedenin “Kendi hayatına dair karar vermesi” olarak çıkması, durumun vahametini ortaya koyuyor.

Kimse, böylesine derin bir toplumsal sorunun bugünden yarına düzelmesini beklemiyor! Ancak kadınların daha fazla katledilmesini istemiyorsak, bir yerden başlayabilmemiz lazım... Bunun için de cinayetlere dair temel bilgileri tüm çıplaklığıyla bilmek, kamuoyunda tartışmak zorundayız. Devletin ilgili kurumlarını, en başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı bir kez daha göreve davet ediyoruz.

Yarın, KCD Platformu’nun bu cinayetlere dair yayınladığı çarpıcı verilerine yer vermeye devam edeceğim. Üçüncü sayfa haberlerinin ötesinde, 2012 Türkiyesi’nin kanlı bir portresi olacak.

Her sınıf, her ilden olabiliyor

- 2012’nin ilk altı ayında öldürülen kadınların maddi durumlarına bakıldığında en çok gelir düzeyi asgari ücretin altında olan ve orta-alt sınıftan olan kesimin etkilendiğini görüyoruz.

- 2012 yılının ilk altı ayında bu oran %31. Ancak öldürülen kadınlar her sınıftan, her yaşamdan, her ilden olabiliyor...

- Gelir düzeyi yüksek ve orta üst sınıftan kadınların öldürülme oranı % 12 ile, 2008-2011 raporuna göre % 2’lik bir artış gösteriyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları