loading
close
SON DAKİKALAR

Osmanlı kolonyalizmi nasıl bir miras bıraktı?

Mehveş Evin
Tarih: 25.08.2014

Mehveş Evin; Ortadoğu ülkeleri halen otoriteryen rejimlerle yönetiliyor ve halkın gelir seviyesi, petrol zengini ülkelerde bile düşük...

Kendimi bildim bileli Ortadoğu “kan gölü ”. Hoş, yüzyıllardır böyle. Sadece bu da değil; Ortadoğu ülkeleri halen otoriteryen rejimlerle yönetiliyor ve halkın gelir seviyesi, petrol zengini ülkelerde bile düşük.

İyi de neden?

Bazı teorisyenler bunu dine bağlıyor , bazılarıysa coğrafya veya kültüre... Ekonomi profesörü Daron Acemoğlu ve James Robinson, “Ulusların Düşüşü” adıyla Türkçeye çevrilen kitapta, neden bazı ülkelerin daha refah olduğunu tarihten örneklerle açıklıyor.

Şu sıralar büyük ilgiyle okuduğum kitap, Kuzey Kore’nin neden Güney Kore’den kat kat fakir olmasından tutun...
 
Arjantin’in neden ha bire ekonomik krizle çöktüğünü, ekonomik kurumların yapısıyla anlatıyor.

Elbette ekonomik kurumlar, siyasetten bağımsız değil...

Mutlakıyetçilik bitmedi

Acemoğlu&Robinson’a göre, Ortadoğu ülkelerinin bir türlü kalkınamaması ve gelir adaletinin sağlanamamasının din, kültür veya coğrafyayla pek ilgisi yok.

Mısır’dan Türkiye’ye, başarısız ve kırılgan ekonomilerin yaratılmasındaki en büyük pay, Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası.

Evet, şu günlerde kültüründen politikasına büyük bir nostaljiyle bahsedilen Osmanlı’nın otoriter bir rejim olduğunu unutma eğilimi mevcut.

Oysa tıpkı İspanyol kolonyalizminin Latin Amerika’yı sömürdüğü gibi, Ortadoğu da Osmanlı mutlakıyetçiliğiyle şekillendi.
Osmanlı Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya toprak fethetti, ancak padişahın gücü mutlak, ekonomik kurumları ise dışlayıcıydı:
“Özel mülk yoktu, her şey devlete aitti. Vergi ve savaş ganimeti, devletin ana gelir kaynağıydı. Osmanlı, fethettiği toprakları yönetemediğinden vergi gelirlerini toplamak için temsilciler seçti. Çiftçiler, ürettiklerinin çoğunu bu güçlü kişilere vermek zorundaydı. Kanunsuzluk ve eşkıyalık yaygındı.”

Sanayi devrimi neden ıskalandı?

Osmanlı şehirlerinde de ticaret, tekellerin ve ayrıcalıklı esnafların elindeydi. Osmanlı, Sanayi Devrimi’ni dışlayıcı ekonomik kurumları yüzünden ıskaladı ve geç gelen reform çabaları yetersiz kaldı.

Sadece o mu? Matbaanın bile Avrupa’dan yüzyıllar sonra bu topraklara gelişi, özgür düşünce ve fikirlerinin gelişmemesine, dolayısıyla rekabetin ve eşitliğin gelişmemesine neden oldu.

Ortadoğu’nun bugünkü sancılarını hep Avrupa kolonyalizmine atfetme eğilimi var. Ancak yüzyıllarca bu topraklarda hüküm süren Osmanlı’nın hatalarından nedense ders alınmıyor!

Türkiye’de Cumhuriyet ilan edildi ancak şu güne kadar Osmanlı’dan miras mutlakıyetçilikten tam olarak kurtulamadık:
Hem ekonominin kırılganlığı sürüyor, hem de zenginlik belli bir gruba; yani iktidarla iyi geçinenlere mahsus bir alan.
İyi de demokrasimiz var, sandığa gidiyor ve seçiyoruz , diyeceksiniz...

Acemoğlu&Robinson’ın bunu nasıl açıkladığı da başka bir yazıya... (Ulusların Düşüşü, Doğan Kitap)

PR ARACI OLARAK ALS

Amerika’dan yayılan “Ice Bucket Challenge”, ALS hastalığına farkındalık yaratmak ve bağış toplamak için yapılan bir tür meydan okuma. Ne var ki Türkiye’de bu kampanyanın bile suyu çıkarıldı.

Neslihan Acu, Türkiye’deki “buz dökme” yarışında ünlülerden pek bağış toplanamadığına dikkat çekip, verilen video mesajlarında da kimsenin ALS’ten bahsetmediğine değinmiş. (Yeni Asır)

Çok yakın bir arkadaşımın babası, ALS teşhisinden sonra birkaç yıl içinde vefat etti. Yani bu işin ne şakası, ne de eğlenceli bir tarafı var. Tamam; kafanızdan aşağı buzlar döktüğünüz videoyu paylaşın, ama bunu kişisel bir PR’a veya siyasi malzemeye çevirmeyin. Ayıp oluyor.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları