Tarih:
10.11.2012
Özer Çiller’den yaşam öğütleri
Mehveş Evin yazdı, ''En (k)anlı şanlı dönemde başbakan ol, sonra da mağduriyet edebiyatı yap!''
Ancak fikirdir varlığın, gerisi et ve kemiktir bir yığın... (Mevlana, Mesnevi)Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’a göre, 27 Nisan muhtırası, muhtıra değilmiş...
Tansu Çiller’e göreyse 28 Şubat, tamamen kendisine karşı yapılmış “sivil” bir darbeymiş!
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na ifade veren bu zatlar, Altın Portakal’lık performans sergilemiş.
Hele Tansu Hanım’ın, faili meçhullerle ilgili gözleri dolarak verdiği cevapları ziyadesiyle etkileyici buldum...
“Yeniydim... Ben nereden bileyim çete nedir? İktisat profesörüyüm. Çeteleri bunlardan öğrendim. İçişleri Bakanı, istihbarat ve güvenlik birimlerine soruyordum. İçişleri Bakanı ‘onlar birbirini öldürüyor’ diyordu.”
Madem bu kadar bihabersin ülkenden ve gündelik hayattan, neden başbakanlığı kabul ettin diyeceğiz, o da safiyane kaçacak.
Ama ben anayım!
Ama ben anayım!
Çok sıkışınca da “ben anayım” diye gözyaşlarına boğulmuş. Bayıldım doğrusu. En (k)anlı şanlı dönemde başbakan ol, sonra da mağduriyet edebiyatı yap!
Tansu Hanım’ın bu ifadelerindeki düşünce ve duygu yapısını çözümlemeye çalışırken birden aklıma mükemmel bir başvuru kaynağı geldi.
Eşi ve her daim “mentor”u Özer Uçuran Çiller’in yeni bir kitabı çıktı, adı “Düşüncenin Simyacılığı - Beyin Düşünce Üretmez” (Doğan Kitap). Yeni yayımlanan bu kişisel gelişim kitabında Özer Çiller, Hazreti Mevlana’dan Einstein’a, Carl Jung’dan The Secret kitabına, alıntılar yaparak “yaşamı sorgulamış”.
Kitabın ilk bölümü, yukarıda alıntıladığım Mevlana’nın sözleriyle açılıyor...
Yaşam düşüncedir
Yaşam düşüncedir
Özer Bey’in eminim büyük çabalarla derlediği kitabındaki düşünce silsilesini hakkınca aktarmam mümkün değil. Fakat birkaç alıntı yapmadan edemeyeceğim:
- Geniş anlamda düşünce, ruhsal hislerin bütünüdür. Bu nedenle yaşam, düşüncedir.
Güzel yaşam da güzel düşüncenin, yani olumlu düşüncenin sonucunda gerçekleşebilir. Özetle güzel yaşam, güzel düşüncedir.
- Yaşam kalitemizin niteliği, neyi nasıl düşündüğünüze bağlıdır. Yani ne düşünüyorsanız onu yaşıyorsunuz ve “o”sunuz.
- Ancak, eğer geçmişte yaşanan olumsuz emosyonlar (duygular), hatıralar, vicdan muhasebeleri var ise, bütün bu olumsuzluklar ve fobi kökenli korkular beynin limbik sistemindeki amigdala organelinde depolanır. (...) Yeterli mücadele verilmediği sürece, kişiler sağlıklı düşünce melekelerini kaybediyorlar.
Özer Bey’in aforizmalarını okuyunca kanaat getirdim:
Tansu Hanım, güzel bir yaşam sürebilmek için olumlu düşünmeye kendini epey zorluyor olmalı. Olumsuzluklarla yeteri derecede mücadele edebilmiş mi, siz karar verin!
Yol üstünde Başbakanlık bal gibi olur
- Başbakanlık’ın önünde bir kişinin havaya ateş açması, yeni bir tartışmayı ısıttı: Tarihi bina güvenlikli mi? Önündeki yolun yayaya açık olması, korunmayı zorlaştırıyor mu?
Yol üstünde Başbakanlık bal gibi olur
- Başbakanlık’ın önünde bir kişinin havaya ateş açması, yeni bir tartışmayı ısıttı: Tarihi bina güvenlikli mi? Önündeki yolun yayaya açık olması, korunmayı zorlaştırıyor mu?
- Efendim “Hangi başkentte insanlar, Başbakanlık’ın önünden bu kadar rahat geçebiliyorlar?” deniyormuş. Oysa bunu diyenler, ne Atina, ne Brüksel, ne de Washington’daki devlet binalarını görmemiş olamaz...
- Saydığım kentlerde, Meclis de, Cumhurbaşkanlığı veya Kral’ın sarayı da yol üzerinde. Atina’da gösterilerin yapıldığı Syntagma’yla Parlamento’nun arasında araç trafiğine açık bir cadde var.
- Beyaz Saray’ın önündeyse halka açık bir park bulunur. Brüksel’de ise kral ve kraliçenin sarayının önünden araçla geçilir. Hatta makamındaysa bayrak tepeye çekiliyor ve halk biliyor ki kralımız evinde! AB parlamentosu ve bakanlıklar, hakeza. Yol üstündeki kapıdan gir, X-Ray’i geç, içeridesin.
- Mantık şu: Yöneticiler halktan kopuk olmamalı. Arada yüksek güvenlikli duvarlar ve özel araziler olduğu zaman bilin ki o ülkede demokrasi de pek yok.
- Galiba asıl istenen, Atatürk Orman Çiftliği arazisine el koyup Başbakanlık için yer yaratmak...
Kurucuya saygı
Kurucuya saygı
Başka ülkelerde kuruculara gösterilen saygıya bakınca, Atatürk’le ve Cumhuriyet’le ilgili yok sayan ve sadece
kötüleyen tavırlar, bana pek acıklı geliyor.
Tamam, askeri düzenden miras kutlama şekillerine itirazımız var. Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair tartışılacak şeyler de olabilir.
Ama bu ülkenin kurucusuna, bari ölüm yıldönümünde saygıyı esirgemeyin!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları