Tarih:
02.11.2013
Pavey’e saldırının asıl nedeni
Mehveş Evin; Boşuna daha fazla kadın Meclis’te olmalı demiyoruz!
AKP’li dört kadın vekilin türbanla Meclis’e girdiği gün, sadece kılık kıyafet ve inanç özgürlüğü açısından değil... Muhalefetin artık daha olgun, daha etkili siyaset yapabileceğine şahit olduğumuz için “tarihi”.Boşuna daha fazla kadın Meclis’te olmalı demiyoruz!
İki gündür başta Şafak Pavey, muhalif kadın vekillerin kürsüdeki performansları konuşuluyor. AKP’nin “zafer günü”nde CHP ilk kez rol çaldı.
Neden? Çünkü “klasik CHP” kalıplarını kullanmadan, asıl sorunlara -yani hak ve özgürlüklere vurgu yaparak- etkili siyaset yapılabileceğini gösterdi Pavey.
Üstelik bunu, artık hayata ve siyasete hakim “şiddet dili”yle değil, incelikli, zeki bir dil kullanarak yaptı. Zaten herkesi hayran bırakan veya “çıldırtan” da bu oldu.
Seküler endişeye cevap yok
CHP vekilinin başarılı bir çıkış yaptığı, yöneltilen eleştirilerden de anlaşılabilir. Muhafazakarlar, “çirkin”, “üstenci” hatta “oryantalist” buldular Pavey’in söylediklerini.
Bu minvaldeki tartışma ve tepkiler, konuşmanın özünde sekülarizm endişesi olmasından kaynaklanıyor...
İnanç özgürlüğünün sadece başörtüsüyle sınırlı olmadığını... Azınlık hakları sorunları, hukuk ve bilimdeki sıkıntıları... İnanç özgürlüklerinin Diyanet’in emanetinde olmasını...
Ve kadın haklarındaki utanç verici konumumuz hakkındaki sözlere gelince kimseciklerin ağzını bıçak aç(a)mıyor!
Bunların yerine, Pavey’in “parkın kuytularında öpüşen başörtülü genç kızlar” ve “vitrin vekiller” demesi ön plana çıkartılıyor.
İşi Pavey’e karşı iğrenç bir özel hayat saldırısına dökenleri, seviyesizlikte rekora koşanları “nefret dili uzmanları”na havale edelim.
Dekolteye sesiniz çıkmadı
Evet, daracık pantolon iması gereksiz. Ama “kuytuda öpüşmeyi bir AKP’li söylese, kıyamet kopardı” karşılaştırması saçma...
Saçma, çünkü: Bu ülkedeki genç kızlar, ister başörtülü ister başörtüsüz olsun, kuytularda öpüşmeye, buluşmaya mahkum zaten.
Öpüşmeyi, mini eteği, pantolonu, dekolteyi “ahlaksızlık” olarak niteleyen siyasetçiler sorun olmuyor da... “Özgürlük” olarak niteleyenin söylemesi mi kınanıyor?
“Dindar gençlik yetiştireceğiz” veya “Kadınla erkek eşit değil” demek, aynı çevrelerce suskunlukla karşılanıyor da... “Türbanlı kadın polis değil, polis şiddeti sorundur” diyen mi ayıplanıyor?
Yoksa asıl sıkıntı, başörtülü veya başörtüsüz, kadının bugünkü özgürlüğünü, laik Cumhuriyet sayesinde elde ettiğinin hatırlatılması mı?
Türbanlı vekillerin, şimdiye kadar başkalarının özgürlüğü için tek bir kelime sarf etmemiş olduğu gerçeği mi?
VİTRİN VEKİLLER
-Nimet Baş neden “vitrindeki başı açık vekil” tanımlamasını üstüne alındı, anlamadım. Çocuk gibi” sensin vitrin” demek mi siyaset?
- Pavey, açıkça AKP’yi iktidara taşıyan kadınların Meclis’te hak sahibi olduğunu söyledi. Teşkilatlarda çalışıp, büyük emek veren kadınlarını liste dışı bırakılmasını muhafazakarlar dahi eleştirmedi mi?
- Ne Güler Samancı’nın, ne de diğer başörtülü vekillerin adını şimdiye dek duymamış olmamız, acaba bizim hatamız mı? Yoksa “vitrin” gerçeğini mi doğruluyor?
-İcraatını beğenirsiniz, beğenmezsiniz: Fatma Şahin, Halide İncekara, Fatma Salman Kotan gibi aktif isimlerin haricinde, pek çok AKP’li kadın vekilin Meclis’te veya seçim bölgesinde varlık göstermediğini herkes biliyor.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları