loading
close
SON DAKİKALAR

Peki bu kadınlar terörist mi?

Mehveş Evin
Tarih: 26.09.2012

Mehveş Evin yazdı, ''Balyoz davası daha çok tartışılacak, belli ki 'ete soğan doğrayanlar'dan geçilmeyecek...''

Balyoz davası daha çok tartışılacak, belli ki “ete soğan doğrayanlar”dan geçilmeyecek. Uluslararası standartlarla uyumlu, adil yargılama süreçlerinden halen uzak olduğumuzdan, akla kara yine birbirine karışacak.

Ne yazık ki benzer durum ve itirazlar, Ergenekon, Oda TV, “askeri casusluk” ve evet, KCK davaları için de geçerli...

Dikkatimi çeken bir ayrıntı: Balyoz davasında kararın verildiği cuma günü mahkeme heyeti, 70 jandarmayla önlem alınca sanıklar, “Biz KCK’lı değiliz, terörle mücadele ettik” diye tepki gösterdi.

Oysa ilginçtir, KCK’lı olmakla suçlananların da yargılanma sürecine ilişkin itirazları, temelde Balyoz sanıklarından çok farklı değil...

Kamuoyuna pek az yansıyan bir örnek vereyim: KESK ve ona bağlı sendikaların 9 kadın üyesi, 13 Şubat’ta gözaltına alınarak hapishaneye konuldu.

Delil bilgisayardan


Bazısı sekreter, bazısı eğitimci olan sendikalı kadınlar, KCK üyesi olmak ve bu yönde propaganda yapmakla suçlanıyorlar. İddianamede gösterilen delillerin başında, KESK’e göre “nasıl oluşturulduğu ve ne şekilde ele geçtiği belli olmayan” bir bilgisayar çıktısı var.

Bir başka önemli “kanıt”, 2009’da Diyarbakır’da gerçekleştirildiği iddia edilen iki toplantı. Oysa Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden mahkemeye gelen yazıda, bu tarihlerde herhangi bir toplantı yapılmadığı belirtilmiş.

“Suç unsuru” oluşturan iddialar, üyesi oldukları Ankara Kadın Platformu’nun düzenlediği eylemler!..

Kadın eylemleri


Peki neymiş bunlar?

1- Ankara Barış İçin Kadın Girişimi’nin 28 Haziran 2009’da yaptığı “Söyleyecek Sözümüz, Çözümü Geliştirecek Gücümüz Var” toplantısı.

2- 8 Ağustos 2009’da Hakkari’de Barış İçin Kadın Girişimi’nin düzenlediği ve Türkiye’nin farklı bölgelerinden kadınların katıldığı “barış nöbeti” eylemi. (İddianameye göre bu, “canlı kalkan” eylemi.)

Suç olarak sıralanan toplantı ve eylemlerin, “demokratik açılım” günlerine denk geldiğini, Kürt sorununun, o günlerde çok daha özgürce ve herkes tarafından konuşulduğunu not düşelim.

KESK Kadın Meclisi’ne göre “İktidar, kendisine muhalefet eden herkesi, bazen varlık nedenlerini oluşturan en doğal eylem ve etkinliklerini suç sayarak, bazen de suç yaratarak bu eylemlilikleri kriminalize ediyor ve itibarsızlaştırmak istiyor.”

Bugün Türkiye’de bambaşka görüş ve altyapılara sahip insanların, haksız yere tutuklandığını söyleyen, adil yargılanmadığını iddia edenlerin benzer sözleri söylemesi, ironik değil mi?

Sahi... Kim terörist, kim değil?

Kartpostal yollamak suç

Sendikacılara 25 Haziran’da düzenlenen son KCK operasyonunda ise beş kadın üye daha tutuklandı. İddianamede yer alan suçlamalar çok düşündürücü. Eğitim-SEN Genel Kadın Sekreteri Sakine Yılmaz’a yöneltilen suçlamalar şöyle:

Eğitim-SEN üyelerinin protestosu için Başbakanlık’ın önüne siyah çelenk koymak... Prof. Büşra Ersanlı’yla birlikte 
KCK’dan gözaltına alınmaları, PTT’nin önünde basın açıklaması yaparak ve kartpostal yollayarak protesto etmek... 
4+4+4 eğitim yasasına karşı eylem düzenlemek, 8 Mart Kadınlar Günü’nde mitinglere katılmak.

Toplam 76 tutuklu

- 25 Haziran’da KESK ve ona bağlı sendikalara yapılan üçüncü ve son operasyonla birlikte, sendikalı tutukluların toplam sayısı 76’ya çıktı. Bunların 17’si kadın.

- Sekiz aydır tutuklu olan dokuz sendika üyesi kadının ilk davası, 4 Ekim’de Ankara’da görülecek.

- KESK, tutuklu kadın üyelerinin ortak özelliğinin “Kürt, örgütlü emekçi ve kadın” olduğuna inanıyor.

- Türkiye’de sendikalı kadın oranı yüzde 20, KESK’te yüzde 50. Yöneticilik kademelerindeki oran, Türkiye genelinde yüzde 2, KESK’te yüzde 40.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları