Tarih:
02.12.2013
Sacha’ya malzeme bizden!
Mehveş Evin; Bazen kendimi 'Diktatör' filmini izliyormuşum gibi hissediyorum...
Bazen kendimi “Diktatör” filmini izliyormuşum gibi hissediyorum...Sacha Baron Cohen’in 2012 filmi “Diktatör”, hayali bir Kuzey Afrika ülkesinin hayali liderini anlatır... Gerçek hayatta, ilham verecek örnek çok.
Baron’un kara mizah anlayışı bu:
Irkçılık, cinsiyetçilik, İslamofobi, antisemitizm, nefret söylemi gibi konuların üzerinde tepiniyor. “Politik doğruculuk” kavramına hiç takmadan...
Dünyanın gelmiş geçmiş en çatlak diktatörlerinden “Kim Il Song’a ithaf”la başlayan film, sadece Ortadoğu ve Asya’daki otoriter rejimlerle değil... ABD’nin “demokrasi” adı altındaki vahşi neoliberal politikalarına da çomağını sokup bir güzel karıştırıyor.
Herkesle papaz ülke
Herkesle papaz ülke
Gerçek hayatta, Sacha Baron’un abuk filmlerini aratmayacak absürt olaylara ve yönetim biçimlerine tanık oluyoruz.
Hele Türkiye’nin son dönemde tartıştığı konular, mizahın özgürce yapılabildiği bir ülke için sonsuz, nefis malzeme demek.
Bakınız dış politika...
Cengiz Çandar geçen haftaki yazısında, “Hem İran ve hem İsrail, hem Mısır ve hem Suudi Arabistan ve Suriye ile, hepsiyle birlikte kopuk ya da kötü ilişkiler akıl alır bir dış politika değil” diyen bir siyasetçiyi alıntılıyor.
Kötü ilişki listesine Moskova ve Washington’ı da ekleyin!
“İyi komşu”lar listemizde bir tek Kuzey Irak kaldı. O da Kürtlerle barıştan ziyade, petrol anlaşmasına dayanıyor...
Komik değil, acıklı
Komik değil, acıklı
Baron’un tuhaf karakterlerine altyapı sağlayacak örneklerle dolu her günümüz:
Tayyar-Baransu atışmasındaki seviyesizlikten, Kamer Genç’in Emine Erdoğan’a yaptığı terbiyesizliğe...
“Çevreciyiz be!” diyerek orman, dere, hava bırakmayanlardan “kadın-erkek eşitliği”ni telaffuz dahi edemeyenlere...
Bırakın telaffuzu, Meclis’teki Fırsat Eşitliği komisyonunu bile “aile” komisyonuna çevirmelere...
Öğretim elemanı ilanında, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne “alınacak” öğretim üyelerinin ismini “yanlışlıkla” veren... Skandala rağmen torpilli akademisyenleri işe aldığı ortaya çıkan üniversitelere...
Eylemde müzik yapanı, kırmızı fular takanı veya avukatları hapse atan... Ancak cinsel istismarcılara, dayaktan öldüren polislere kol kanat geren “hukuk” anlayışına...
Örnekler say say bitmez! Alınmayın, gücenmeyin:
Sacha Baron’un filmlerine rahmet okutacak bir ortamda yaşıyoruz. Ne yazık ki gerçek hayatta komik değil, acıklı oluyor.
BENİM ACAYİP ÜLKEM
Son birkaç haftada gündeme gelen olaylar üzerine bile kara mizah filmi çevrilir:
BENİM ACAYİP ÜLKEM
Son birkaç haftada gündeme gelen olaylar üzerine bile kara mizah filmi çevrilir:
* Özel tiyatrolara verilecek yardım için “ahlaklı” olması kriterinin getirilmesi.
* Gezi direnişini kriminalize etmek için “darbe girişimi” suçlamasına hazırlanılması...
* Türkiye’de her yıl HIV vakalarında ortalama % 143.16 artış yaşanırken, Sağlık Bakanlığı’nın hiçbir şekilde harekete geçmemesi... Türklerin yüzde 90’ının HIV nedir, bilmemesi...
* Türkiye’de her yıl HIV vakalarında ortalama % 143.16 artış yaşanırken, Sağlık Bakanlığı’nın hiçbir şekilde harekete geçmemesi... Türklerin yüzde 90’ının HIV nedir, bilmemesi...
* İstanbul’un kuzey ormanlarının üçüncü köprüyle talan edilmesi yetmeyip, yapılaşmaya izin vererek bir“Tabiat Parkı”na dönüştürülmesi...
* Mars’a gitmek için başvuran Kayserili öğrencinin, abisi tarafından “Türkiye neyine yetmiyor” diye dövülmesi...
* Yaralılara ilk yardım müdahalesinde bulunan doktor ve sağlık görevlilerinin hapisle cezalandırılmasının gündeme gelmesi.
Mehveş Evin - Milliyet
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları