Tarih:
21.05.2012
Şefika Etik davası: Bu hakimi alkışlayın!
Klasik politikalarla CHP’nin, Başbakan’ın memleketinde hiçbir yere varamayacağı ortada...
Kocasının hunharca öldürdüğü, ölü bedeni teşhir edildiği için medyada günlerce tartışılan Şefika Etik davasında karar çıktı: Ağırlaştırılmış müebbet!15 Mayıs’ta Manisa Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bu karar, kadın cinayetlerinde “örnek karar” olarak tarihe geçecek.
Benzer davalarda, ne yazık ki katillere “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimiyle çok daha hafif cezalar verildiğine, hatta kısa sürede serbest bile kalabildiklerine şahit oluyoruz...
Kadın cinayetlerinin korkunç boyutlara varmasında, mahkeme kararlarının topluma “erkek öldürdü ama kadının suçuydu” mesajını vermesi büyük rol oynuyor.
Oysa ceza kanunumuzda, katillerin hak ettiği biçimde cezalandırılması için gerekli maddeler var! Sorun, pek az hakimin bu maddeleri uygulaması ve genelde cezayı hafifletici seçeneklere yönelmesi...
Teşekkürler Akartuna
İşte bu yüzden, Şefika Hanım’ın katili İbrahim Etik’e hem “tasarlayarak ve canavarca” hem de “töre saikiyle” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi, fevkalade önemli!
Bu kararı veren hakim Orhan Akartuna’yı ayakta alkışlamalıyız... Adalet sistemindeki çarpıklıklara, yanlış yorumlara pabuç bırakmayan böyle hukuk insanları olduğunu bilmeliyiz.
Akartuna, 2004 yılında da müthiş bir karara imza atmıştı. Deneyimli hakim, Şanlıurfa’da 14 yaşındaki bir kız çocuğunu aile meclisi kararıyla öldürenleri en ağır cezalara çarptırmıştı. “Töre indirimi” denen seçeneği kullanmaması, bir dönüm noktası oldu.
Hakim Akartuna’yı tebrik ve teşekkür ediyoruz, ama yetmez... Sayısız kadın cinayeti, şiddet, küçük çocukları istismar ve tecavüz davası varken, bir iyi hakim, hangisine yetişebilir?
Siirt davası skandalı
Hakimin, savcıların adalet ve cinsiyet anlayışına göre verilen kararların nasıl korkunç sonuçlara yol açabileceğini, en son Siirt davasında gördük.
Günlerdir gazetemde yayınlanan gerekçeli kararı okudukça midem bulanıyor, isyan ediyorum...
Siirt davası, 36 erkek tarafından yıllarca istismar edilen dört küçük kızı perişan etmekle kalmadı! Şu anda kamuya yansımayan, bilmediğimiz, kim bilir kaç tane tecavüz, çocuk istismarı suçlusuna cesaret verdi. Adil cezalar verilmediği, “tuhaf” yorumlar yapıldığı için, kim bilir daha kaç küçük kızın başına gelebilecek felaketleri teşvik edecek...
Siirt davası, bu ülkenin en az Uludere faciası kadar üzerinde tartışması gereken bir skandal. Acep medyadaki ve devletimizdeki bu sessizlik nedendir?
Not: Gökçer Tahincioğlu’nun Siirt davasının gerekçeli kararı hakkındaki haberlerini mutlaka okuyun:
* * *
http://gundem.milliyet.com.tr/ikinci-istismarda-tehdide-ceza-yok/gundem/gundemdetay/20.05.2012/1542610/default.htm
* * *
http://gundem.milliyet.com.tr/istismar-edildi-ama-ruh-sagligi-bozulmadi/gundem/gundemdetay/19.05.2012/1542125/default.htm
* * *
http://gundem.milliyet.com.tr/iste-utanc-dosyasi/ gundem/ gundemdetay/18.05.2012/1541870/default.htm
CHP-Rize için tek umut, Ömer Şan
- Bugün CHP’nin Rize İl Başkanlığı yönetimi için seçim yapılacak... Sürpriz bir isim, Karadeniz’in en önemli halk hareketlerinden “Derelerin Kardeşliği Platformu”nun kurucularından, gazeteci-yazar Ömer Şan da aday.
- Ömer Şan’ı, Doğu Karadeniz’i perişan eden HES’lere karşı verdiği mücadelede tanıdım. Şan, bölgenin en önemli sorunu olan çay meselesine hakkıyla sahip çıkıyor. Politikacıların yapamadığını o yapıyor, ayak basılmayan köylere bile ulaşıp halkın gerçek sorunlarını dinliyor. Kadın ve gençlere destek veriyor.
- CHP, Rize’de ihtiyacı olan ivmeyi, ancak Şan gibi Çaykur’un özelleştirilmesine karşı duran, çay üreticilerin hakkını yedirmemeye kararlı, Rize’nin vadilerini, sularını korumaya ant içmiş ve ayrımcılığın her türlüsüne karşı çıkan biriyle kazanabilir.
- Klasik politikalarla CHP’nin, Başbakan’ın memleketinde hiçbir yere varamayacağı ortada. Şan’ın çağrısını okudum... Ümit vadediyor! Umarım CHP yönetimi bu ışığı görür ve kararını buna göre verir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları