loading
close
SON DAKİKALAR

Son Raja moda tasarımcısı oldu!

Mehveş Evin
Tarih: 05.03.2013

Güneyin en şen, renkli ve ilginç şehirlerinden biri Mysore!

Güneyin en şen, renkli ve ilginç şehirlerinden biri Mysore! Yüzyıllarca şehri yöneten hanedanın son temsilcisiyse kendi ipek markasını yaratmış. Ne de olsa ipeğin, sandal ağacının ve tütsünün merkezi burası...

Derler ki, Mysore’u görmediysen güney Hindistan’ı görmüş sayılmazsın... Haksız değiller. 600 yıllık bir geçmişi olan bu tarihi şehir, Hindistan’ın en çarpıcı yerlerinden.
Altıncı gün, Kerala’yı geride bırakıp Karnataka eyaletindeki Mysore’a varıyoruz. 128 bin km2’lik bir alana yayılan kentin nüfusu 1 milyon bile değil.
Mysore Krallığı’nın 1947’ye kadar hüküm sürdüğü şehir, aynı zamanda tütsü, sandal ağacı ve ipeğin merkezi... Yoga ve ayurveda konusundaki uzmanlıkları da dünyaya nam salmış. Şehirde pek çok yoga okulu bulunuyor. Ama turistlere değil, ciddi yoga yapacaklara açık kapılar.
Otellerin sıralandığı Harsha Road’a adımınızı atar atmaz turistleri gezdirmek, dükkanlara pazarlara götürüp komisyon almak isteyen genç adamlar birbiriyle yarışıyor.
Meydanlarla birbirine bağlanan sokaklarda başta şaşıracak, yönünüzü bulamayacaksınız. Sorun değil, adım başı tuk-tuk bulunuyor. Tek şart, mesafelerin ne kadar tuttuğunu öğrenmek.
Yolculuk boyunca elinde “Lonely Planet” ile dolaşan turist olmaktan çekinmeyin, bizim için “altın kitap” görevini yaptı. Otelden nerede kahve içebileceğinize, herşey gayet isabetli ve ayrıntılı anlatılmış. Ne yazık ki Hindistan hakkında bu kadar detaylı bir Türkçe rehber yok.

100 bin ampulle aydınlatılıyor

Mysore’da gezecek yer çok! Şehrin merkezindeki Deveraja Pazarı, Tipu Sultan döneminden kalma, kıpır kıpır bir baharat-çiçek-meyve-sebze pazarı. Taze çiçekler, bindi için kullanılan rengarenk pudralar (kumkum) ve koku çeşitleri baş döndürücü.
Deveraja’da çiçek ve ağaç özleri kokularını satanlar da var. Bazıları sulandırılmış versiyonları, dikkat. Ama günümüzde en ünlü markalar, bu esanslardan parfüm yapıyor. “Jean Paul Gaultier” veya “Hugo Boss” diyerek şişeleri burnunuza uzatacaklar. Haksız da değiller; lotus, yasemin, kavun, sedir, dilediğiniz her koku burada bulunur.
1399’da Wadiyar Hanedanı Mysore Krallığını kurmuş. Hanedanın uzun yıllar yaşadığı, Hindistan’ın en görkemli yapılarından olan Maharaja Sarayı, müzeye dönüştürülmüş.
Binbir Gece Masalları burada yazılmış olmalı. Saraya, ayakkabı çıkartılarak giriliyor ve fotoğraf kesinlikle yasak. Tapınakların içinde de bu yasak uygulanıyor.
Raja’nın misafirlerini ağırladığı ve halkın huzuruna çıktığı avlu, tek kelimeyle muhteşem: Aynalı camlar, olağanüstü ahşap işçiliğiyle oyulmuş kapılar, mozaikle bezeli koridorlar ve Raj’ların yağlıboya tablolarıyla süslü duvarlar...
Resmi tatiller, haftasonları ve Ekim ayındaki Dasara festivali esnasında Saray, 100 bin ampulle aydınlatılıyor.

Son Raja’nın varisi yok

Wadiyar Hanedanı’nın son Raja’sı hayatta... Srikanta Wadiyar (60), 1974’te babasının ölümüyle hanedanın başına geçmiş. Siyasetten uzak durmayan Wadiyar, Mysore parlamentosunda iki kez görev yapmış. Ancak son seçimlerde Hindistan Ulusal Kongresi’nden aday olduğu halde başarısız olmuş.
Raja, “Royal Silk of Mysore” (Mysore’un Kraliyet İpeği) markasının kurucusu, zaten kendisi de bir moda tasarımcısı... Ancak oğlu yok ve öldüğünde kızkardeşlerinin çocukları hanedanın başına geçecek.
Mysore’un en önemli anıtlarından biri, 1062 metre yüksekliğindeki Chamundi tepesindeki tapınak. Sri Chamundeswari Tapınağı’na hacılar, 1000 basamağı yürüyerek çıkıyor. Şubat gibi sıcak aylarda hiç tavsiye edilmiyor.
Tapınağın 40 metrelik giriş kapısı, masmavi gökyüzüne tezat, sapsarı renk ve şekillerle parlıyor. Ayakkabınızı çıkartıp, kuyruğa girin.
Chamundi’de belki bini bulan ziyaretçinin ritüellerini izlemek bile çok ilginç...
Kendini yere atanlar, rahibe dua okutanlar, bileğine ip bağlatanlar ve okunmuş su içenlerin ritmik devinimi arasında, muhtemelen ağzınız açık bir şekilde kalacaksınız. Rahibin kutsaması için sıraya girmek serbest, 20-30 rupi vermek adetten. Tabii çıkışta alnınızda küçük bir kırmızı leke (bindi) parlayacak!

Kadının omuz ve dizleri kapalı

Önemli bir hatırlatma: Tapınak ziyareti için kadınların omuzlarını ve dizlerini örten kıyafet giymesi gerek. Karnataka eyaletinde bazı tapınaklarda erkekler üstünü çıkararak girebiliyor, turistler alınmıyor.
Zaten sokakta, kadınların geleneksel kıyafetlerinde de bu kurula uyulduğunu göreceksiniz. Ancak Goa gibi turistik yerlerde ve plajda şortlu, askılı, mayolu dolaşılıyor. Haricinde Hintliler, cıbıl turistlere karışmasa da bazen “rahatsız” oluyorlarmış.
Gerçi ben kimsenin kimseye terslik veya taciz ettiğini görmedim. Olsa olsa sizi uzun uzun incelerler. “Beyaz insan”lar genelde ilgi çekiyor. Gençler cesaretini toplarsa sizinle resim çektirmek istiyor. Bizler Hintlileri merak ettiğimiz kadar, onlar da bizi merak ediyor. Sohbet açtığınız anda sizi tanımak için soru soruyorlar.
Türkiye’yi, İstanbul’u pek bilmiyor Hintliler. Ancak “Türki, Türki” deyince bir anlam ifade ediyor. Ama ülke hakkında genelde hiçbir fikirleri yok.

Mysore kralları sanata düşkündü

* Mysore Krallığı 1399’da kuruldu. Wadiyar (Wodeyar) hanedanının yönettiği krallık, bağımsızlığını 1565’te ilan etti.
* Krallık, gücünün doruğuna 18.yüzyılda Haydar Ali ve oğlu Tipu Sultan döneminde ulaştı. İngizlerle dört kanlı savaş yapıldı. Son ikisinde yenilen Krallık, Tipu Sultan’ın ölümüyle inişe geçti.
* İngilizler, birlik kurarak Wodeyar’lara tahtlarını iade etti. Mysore artık bir prenslik statüsündeydi. Wodeyar’lar, Hindistan’ın bağımsızlığını ilan ettiği 1947’e kadar “Deccan platosu” denilen İngilizlerin hamiyetinde yönetti.
* Mysore eski dönemde de Hindistan’ın en modern şehirlerindenmiş... 1799-1947 arasında Hint sanatı ve kültürünün en önemli merkezlerinden oldu. Mysore krallarının sanata ve edebiyata düşkünlükleri, günümüzde bile etkisini sürdürüyor.
* Şehirdeki sanat galerileri ve müzelere gelince: 1861’de inşa edilen Jaganmohan Sarayı, kraliyet günlerinden kalma kitsch objelerle dolu.
* İsmi İndira Gandhi ama Gandhi’yle alakası olmayan nefis bir müze, Rahstriya Manav-Sangrahlaya. Hindistan’ın yerel sanatından örnekler ve çok eğlenceli bir maske koleksiyonu var.

İpeğin başkenti

* Hindistan alışverişkolikler için bir cennet. İpek sari, şal veya kumaş almak isteyenler için Mysore bir numaralı adres.
* Devaraj Urs Caddesi’nde ipekçiler dizili. K.R. Meydanındaki Sukris Silk Emporium’da genç tezgahtarlar kumaşları cömertçe açtıkça kendinizi kaybedebilirsiniz.
* Devlete ait ipek fabrikasının girişindeki dükkan, en ucuz ve iyi çeşitleri satıyor. 5 metrelik ipek kumaşı, işlemesine göre 30 ila 60 TL arasında alabilirsiniz.
* Sandal ağacı tükeniyor, bu nedenle sandal ağacından yapılan hediyeliklerin fiyatları yüksek. Mysore’daki sandal ağacı fabrikasını ziyaret edenler, sandal ağacı tütsüleri ve sabunları satın alabiliyor.

Wayanad’da adını, kokusunu, tadını hiç bilmediğiniz meyveleri Milli Park’ın kapısında deneyebilirsiniz: Çiko (sapota), hatachakal ve süper leziz muzlar...

Safari için Wayanad

* Hindistan’da her zevke göre gezip, görülecek yerleri var. Mistikler için tapınaklar, güneş tutkunları için plajlar, doğal hayat meraklıları içinse safari.
* Pi’nin Yaşamı’ndan etkilenip kaplan göreceğim derseniz, kolay değil. Kaplanların soyu tehlike altında, bazı milli parklarda korunabiliyor. Madya Pradesh&Chaattisgarh ve Assam, Asya kaplanının memleketi.
* Fili doğal ortamında görmek isteyenler, Kerala’daki Wayanad Doğal Hayat Parkı’na gidebilir. Wayanad’a ulaşmak için, önce Alleppey’den trene binip üç saatte Calicut’a varacaksınız... Her sınıfta yolculuk mümkün.
* Calicut, Vasco de Gama’nın 1498’de ayak bastığı şehir. Oyalanmayıp ya otobüse binin, ya turizm ofisinden araç kiralayın. Her şehirde bulunan, hükümete bağlı turizm ofislerinin (DTPC) ulaşım, otel, gezilecek yerler ve en önemlisi, fiyat önerilerine güvenebilirsiniz.
* Wayanad Milli Park’ın yakınındaki Kalpetta’ya giden yol, Doğu Karadeniz’e rahmet okutur. Calicut’ten 1.5 saatte, virajları tırman tırmana 2 bin metreye çıkılıyor. Cangılın içinde vızır vızır işleyen trafik eksik değil!
* Kerala’dan Tamil Nadu eyaletine yayılan Wayanad Milli Parkı, 345 km2. Her sabah ve öğledensonra (hayvanların çıktığı saatler), 1.5 saatlik cip safari düzenleniyor. Kişi başı 18 TL.
* Fil gördük, ama civardaki bir otelde kalırsanız maymun dahil, çok daha fazla canlı türüyle zaten karşılaşacaksınız.
* Daha profesyonel turlar, gecelemeli lüks kamplar da mevcut. Wayanad; trekking&rafting, tapınak, mağara ve şelalaleriyle ünlü.
* Hindistan’da otobüs deneyimini merak edenler için Wayanad, ideal. Duraktan sizi bindirirler! Kalpetta-Mysore arası otobüsle 4 saatlik yol, 80 rupi (2.4 TL.)
* “Beyaz adam”ın pek uğramadığı, yerelliğin ve doğanın nispeten korunduğu rota, çok şenlikli!

Wayanad’da fil gördük. Civardaki otelde kalırsanız maymun da görebilirsiniz.

Kahve tiryakisi için zor

* Geleneksel yemekler için RRR Hotel’in şehirdeki iki şubesinden birine gidin. Küçük esnaf lokantasındayer bulmak zor. Pilav kovadan muz yaprağına servis ediliyor, baharatlı vejetaryen yemekler müthiş, ama acı. Kişi başı 65 Rupi (1.95 TL)
* Kahve tiryakisiyseniz, Hindistan’da sıkıntı çekersiniz. Evet, burada kahve yetişiyor ama Hintliler, kahveyi sütlü ve bol şekerli içer. Bu nedenle her seferinde sade kahve istediğinizi belirtmelisiniz.
* Bir arkadaşımızın tavsiyesine uyarak yanımızda hazır kahve götürdük, çok işe yaradı. Haricinde otellerde ve Cafe Coffee Day zincirine rastlarsanız kahve derdi çözülür.
* Hunsur caddesi, merkeze uzak ama sigara ve içki içilebilen Pelican Pub burada. Park Lane Oteli’nin geniş bir menüsü var.
* Masala Dosa, mercimek unundan yapılan bir çeşit pancake. En alası, Vinayaka Mylari adındaki 2 metrekarelik dükkanda yapılıyor.

YARIN:
* TREN YOLCULUĞU EFSANESİ
* GOA’NIN PLAJLARI


Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları