Tarih:
28.03.2013
'Su hayattır' deyip canına okuyoruz
Mehveş Evin, ''Türkiye’de su kaynakları, yani denizler, göller, akarsular büyük baskı ve tehditlerle karşı karşıya''.
Dünyadaki su kaynakları, gerekli önlemler alınmazsa 2048’de çökecek! Türkiye’de de durum içler acısı. Peki neden işin ehillerini istihdam etmiyoruz?Sorsanız herkes bilime, eğitime çok değer verdiğini söyler. Türkiye’nin beyin gücüyle böbürlenir, kurumunda çalıştırdığı mühendislerle, teknisyenlerle hava atar.
Ama gerçekte, iyi eğitim görmüş, alanında uzmanlaşmış kişilerle değil, hısım ve akrabalarla, cemaat-cemiyet üyeleriyle yürür işler. Bu şartlarda kimsenin bir gram yol alabilme şansı yok tabii.
Türkiye’de su kaynakları, yani denizler, göller, akarsular büyük baskı ve tehditlerle karşı karşıya. Hatta kirlilik, iklim değişikliği, aşırı avlanma gibi nedenlerle çökme noktasında.
Buna rağmen yaklaşık 15 bin mezunu olan su ürünleri ve balıkçılık teknolojisi mühendisleri, alanları dışında çalışmak zorunda kalıyor. Artık taksicilik mi yapıyorlar, inşaatta mı çalışıyorlar, bilinmez.
Çünkü devletin kendi çıkardığı kanunlarla (Su Ürünleri Kanunu ile Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu) su ürünleri mühendisleri yetkisiz bırakıldı ve istihdam alanları kısıtlandı.
Karadeniz dev bir çöplük
Tabloya bakınca vehamet ortaya çıkıyor:
* Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) Balıkçılık Departmanı’nın raporuna göre, dünyadaki su kaynakları, gerekli önlemler alınmadığı takdirde 2048 yılında çökecek.
* Marmara Denizi’ndeki ölçümlerde, oksijen değerlerinde sürekli bir düşüş saptandı. Bazı yerlerde sıfıra yakın değerler tespit edildi.
* Yasadışı, bildirilmeyen ve düzenlenmeyen balıkçılık faaliyetinin sonucu olarak, Akdeniz Foku gibi nesli küresel ölçekte tehdit altındaki türler, hayalet ağların tuzağına düşüyor.
* Her yıl 10 milyon ton inorganik madde, 400 bin ton üzerinde petrol, 500 milyon metreküp evsel atık Karadeniz’e dökülüyor. Aşırı avlanma sonucu hamsi, palamut, kalkan gibi türlerin popülasyonlarında sürekli bir azalma görülüyor.
* Dünyada her yıl 1 milyon deniz kuşu ve 100 binin üzerinde deniz memelisi, hayalet ağlar nedeniyle ölüyor.
Araştırmalara göre İzmir, Gökova ve İskenderun körfezinde hayalet avcılık, yıllık 1 milyon TL’lik ekonomik kayba neden oluyor.
İstihdam edilmiyorlar
İstihdam edilmiyorlar
Bu korkunç gidişatı engelleyebilecek, kontrol altına alabilecek insan kaynağımız varken neden yetkililer elleri kolları bağlı oturuyor?
Su ürünleri ve balıkçılık teknolojisi mühendisleri, eğitimini aldığı işi yapabilmek için istihdam edilmeyi bekliyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık, Orman ve Su İşleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları, hem taşra hem müsteşarlık düzeyinde bu insanlardan yararlanmak için daha ne kadar bekleyecek? Balıklar tükenip, denizler çamur, akarsular ve göller çöl haline gelince mi uyanacaklar? O zaman çocuklarına hangi yüzle bakacaklar?
SULARI KURTARMAK iÇiN NE YAPILABiLiR?
* FAO Balıkçılık Departmanı 2012 raporuna göre, su ürünleri sektörü önümüzdeki 10 yılda hayvansal üretimde lider konuma gelebilir...
* Ülkemizde 900 milyon dolar olan yıllık ihracat, sürdürülebilir politika-larla 1.1 milyar dolara çıkarılabilir...
* HES projelerinde balıkların, özellikle somon ve mersin balığının nesillerini devam ettirilmesi için balık geçitleri projelendirilebilir...
* Akdeniz’e özgü ve denizlerin akci-ğeri olan deniz çayırları korunabilir...
* Avrupa ülkelerinde başlatılan ve dünya geneline yayılan İyi Tarım Uygulamaları (GLOBALGAP) referans alınarak oluşturulan kriterler uygulanabilir.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları