Tarih:
02.02.2015
Suriyeli mültecilerin büyük çaresizliği
Mehveş Evin; Telaşlı ve kaba adımların arasında ezilmemeye çalışan...
Telaşlı ve kaba adımların arasında ezilmemeye çalışan... Apartman kapılarının, metro girişlerinin önünde oturup, çocuklarıyla sessizce dilenen Suriyeli kadınlar artık herkesin aşina olduğu bir manzara.Çoğu İstanbullu, mahşeri kalabalıkların arasında onları görmezden geliyor. Küçük şehirlerde, hele sınıra yakın yerlerde, Suriyeli sığınmacıların sayısı çok daha fazla. İşsizlik, enflasyon derken giderek daha fazla “göze batıyor”, istenmiyorlar.
Dünyanın son yıllarda gördüğü en büyük mülteci kriziyle karşı karşıyayız. Ancak krizin boyutları yeterince konuşulmadığı için bilinmiyor da...
Türkiye’de 1.6 milyon “kayıtlı” Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Bu rakam, nüfusun üç yılda yüzde 2.1 artması demek. Uluslararası Af Örgütü’nün 2014 sonunda yayımladığı “Hayatta Kalma Mücadelesi: Suriye’den
Gelen Mülteciler” raporuna göre, Türkiye’nin finansal yükü üstlenme çabası çok önemli.
Buna karşın on binlerce mülteci büyük bir yoksulluk içinde yaşıyor. Sınırdan geri döndürülme, hatta gerçek mermiyle vurulma riskiyle karşılaşan çok.
Devasa kaçakçılık ekonomisi
Af Örgütü’nün Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, “Savaştan kaçar kaçmaz Suriye’den gelen mültecilerin çoğu merhametsiz ve ümitsiz bir gerçekle karşı karşıya kalıyor. Uluslararası toplum tarafından terk edildiler” diyor.
Evet Türkiye, resmi olarak “açık kapı politikası” uyguluyor. Ancak acil tıbbi ya da insani ihtiyaçları olmadığı sürece, pasaportu olmayanların resmi sınır geçişlerinden giriş yapmaları engelleniyor.
Bu nedenle çoğu sığınmacı resmi geçiş noktalarına uzak yerlerde, zorlu ve tehlikeli olan düzensiz geçiş noktalarını kullanmak zorunda bırakılıyor.
Mülteciler, bu noktalarda çoğu zaman kendilerini geçirecek olan kaçakçılara bel bağlıyor. Düzensiz geçiş yerleri çok tehlikeli çünkü, mayınla kaplı. Ayrıca savaşmak için gidip gelen silahlı grup üyeleri tarafından kullanılıyor.
Sınır boyunca, uzun bir süredir devam eden bir insan kaçakçılığı ekonomisi mevcut. Başta petrol, sigara, gıda maddesi, otomotiv parçası ve silah olmak üzere, sınırda devasa bir kaçakçılık ekonomisi dönüyor.
1 milyon insana yardım yapılamıyor
Türkiye, 220.000’den fazla mülteciyi barındıran 22 kamp kurdu, gıda ve temel hizmetlere erişim sağladı. Ancak kamplar dolu ve
en az 1.3 milyon Suriyeli kamp dışında yaşıyor.
AFAD’a göre kamp dışındakilerin yalnızca yüzde 15’ine insani yardım kuruluşları destek verebiliyor... Yani
1 milyondan fazla insan, kendi başının çaresine bakmaya terk edildi.
En büyük sorunlardan biri, STK’ların faaliyetlerine ağır kısıtlama-lar getirilmesi. “Sonuçlanması yıllar alabilen, şeffaf olmayan ve karmaşık kayıt süreci” özellikle uluslararası sivil toplum kuruluşlarına uygulanıyor...
Hatta kayıtlarını tamamlayan örgütlerin dahi Suriyeli mültecilere yardım malzemesi dağıtmaları engelleniyor ve “AFAD’a teslim
etme şartı” getiriliyor.
Suriyeli mültecilerin dramı savaştan kaçmaktan ibaret değil. Tüm çabalara rağmen mülteci politikası belli ki yetersiz ve aksıyor.
Af Örgütü’nün raporu
* Af Örgütü, Aralık 2013-Ağustos 2014 arasında en az 17 kişinin sınır güvenlik güçleri tarafından, resmi olmayan geçiş noktalarında öldürüldüğünü belgeledi.
* İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne 17 ölüm ve sınır görevlileri tarafından 10 dövülme olayına dair tanıklıkları içeren 10 sayfalık bir ön rapor sundu. Ancak yetkililerden herhangi bir yanıt gelmedi.
* Ekim 2014’te, Kobani kentinden gelen yaklaşık 300 mülteci, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki bir spor salonunda 15 gün süreyle tutuldu. Bu kişiler, tek tek sorgulandıklarını ve kötü muamele gördüklerini anlattı.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları