Tarih:
06.04.2016
Terörle böyle mi mücadele edilecek?
Mehveş Evin; Savaş lordları bombalarını sallarken, arada ezilen, perişan edilen, en temel insanlık hakları çiğnenen halktan bahseden pek az.
Savaş lordları bombalarını sallarken, arada ezilen, perişan edilen, en temel insanlık hakları çiğnenen halktan bahseden pek az.Bir özel harekatçının, Yüksekova’da bir evin yatak odasında verdiği poz ve aynaya evin kadınının rujuyla yazdığı tehditkar sözler (‘Aşk Yüksekova’da başka yaşanıyor’), savaşta insanlığın nasıl alçabileceğine dair sadece küçük bir örnek.
Evrensel’e konuşan evin sahibi, “Evimin bulunduğu sokakta hiçbir hendek veya barikat yok. Bu fotoğrafı çeken ve bizim yatak odamıza girerek o yazıyı yazan kişinin annesi babası yok mu? Ayıp değil mi? Demek ki terbiyesiz bir adamdır” diyebilmiş…
Daha nazik söylenebilir miydi, sanmam. Biliyoruz ki terbiyesiz, ahlaksız adamlar her yerde var. Hele yozluğun damarlara kadar nüfuz ettiği, çocuk istismarını dahi aklamaya çalışan bir coğrafyada, çürümüşlük artık sıradanlaştı.
Benzer bir yazılamanın, Cizre’deki bodrum katliamlarının ardından rastlanması, tesadüf değil: “Bodrumlarda aşk başka oluyor – JÖH-PÖH TC”. Aşk kavramı, bu arkadaşlar için tecavüzle eşanlamlı.
Her şeyi bir tarafa koyalım, evini terk etmek zorunda bırakılmış sivillerin hanesine girilmesini, mahremine saldırılmasını da kahramanlık hanesine mi yazacaksınız?
Cinsel taciz münferit değil sistematik
‘Terbiyesiz adam’lar, terbiyesizlikleri için demek ki üslerinden icazet alıyorlar. Çünkü bu vakalar münferit değil, sistematik. Savaş, kadınların özeline girmeyi, Kürt oldukları için onları aklınca aşağılamayı ‘makbul’ sayan bir erkeklik anlayışının hortlamasına zemin verdi.
2 Mart itibariyle ‘sokağa çıkma’ yasaklarının kalkmasıyla Cizre’ye giden avukatların (Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Mezopotamya Hukukçular Derneği, Asrın Hukuk Bürosu, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı) hazırladığı ön rapor, sadece kadın ve çocukların yaşadıkları olayların tanıklıkları üzerinden hazırlanmış.
Okurken dahi insanı derin bir ümitsizliğe sürükleyen rapor, 376 aileyle yapılan görüşmeler sonucu, kadınların savaştan nasıl etkilendiğini bir nebze olsun ortaya koyuyor. Sadece bu evlerdeki ‘şüpheli’ ölüm sayısı, 143.
Ali Bayramoğlu, zamanında Silvan’da yazdıklarımla ilgili ‘Silvan Postası’ diye aklınca alay etmişti, ‘Cizre Postası’ diye bununla da alay etsin, duvarına assın bakalım.
Hukukçuların Cizre raporunda kadınlar
Bebek ölümlerinden, sağlık, eğitim, gıdaya ulaşımda yaşanan hak ihlallerine, bodrumlardan çıkarılan cenazeler ve şüpheli ölümlere, hukukçuların hazırladığı rapordan sadece kadınlarla ilgili bazı satırlar…
– Gebe kadınların gebelik takibi yapılamadı. Kimi kadınlar, erken doğum yaptı. Doğumlar, çok yüksek bir oranı evde tıbbi olanaklar olmaksızın gerçekleşti.
– Bebeklerin bir kısmı, dünyaya ölü olarak geldi. Anne karnında annesiyle birlikte öldürülen bir bebek de var. Yasaklar boyunca, saldırı/savaş ortamının yarattığı travmatik hale bağlı olarak, düşük (bebek) oranlarında ciddi artış oldu.
– Kadınların ölü bedenlerinin çıplak haldeki fotoğrafları, JİTEM adlı hesaplar aracılığıyla, sosyal medyada paylaşıldı. Bu ölü bedenlerin üzerinde, kadına yönelik aşağılayıcı ve ırkçı yazılamalar yapıldığı görüldü.
– Bazı kadın cenazelerinde memelerin kesilmesi fiiline rastlanmıştır. Henüz 15 yaşındaki bir kadının gözleri çıkarılıp bedeni parçalanarak öldürüldüğü, öldükten sonra dahi bedeninin tahrip edildiği ve hatta yakıldığı belirtildi. Bir başka kadının cenazesi de ailesince, kafası olmayıp dört parçaya bölünmüş halde bulundu.
Hıncını iç çamaşırlarından alan erkeklik
Göçe zorlanan Cizre halkı, eve dönüşlerle beraber yeniden travmatize oldu: Binlerce ev ağır ve orta hasar görmüş, evlerin içinde çatışma izleri ve kurşun delikleri oluşmuş, evlerin hemen hepsine güvenlik güçlerince girilmiş (birçoğunun kapıları kırılmış), birçok evdeki beyaz eşyalar kurşun ya da çekiç benzeri bir cisimle vurularak kullanılamaz hale getirilmiş.
Raporda ayrıca şunlar yer alıyor: Özel harekâtçıların [JÖH (Jandarma Özel Hareket)/PÖH (Polis Özel Harekat) vd)] konuşlandığı birçok evde, kadın iç çamaşırlarının bulundukları yerden çıkarılarak yerlerde sergilenmiş halde bulunmuş. Ortalıkta birçok kullanılmış prezervatife rastlanmış. Bu evlerde en çok görünen duvar yazıları: “Kızlar geldik”, “Biz geldik, siz yoktunuz.” Güvenlik güçlerinin karargâh olarak kullandığı evlerde, sayısız mermi deliğinin yanı sıra özel eşyalar ortaya saçılmış. Ev eşyalarının dağıtıldığı ve kirletildiği, evlerin içinin yiyecek-içecek çöpleri ile dolu olduğu, ırkçı yazılamalar yapıldığı, notlar bırakıldığı tespit edilmiş.
Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: İktidar, kurbanlarının mahremine girerek, pisletmekle kalmayıp onur kırıcı yazılar yazarak mı ‘terörle mücadele’ edecek? Kadınları, çocukları travmatize ederek, düşüklere yol açarak, sivil ayrımı yapmadan tarayarak mı gururlanacak bu millet?
Mehveş Evin - Diken
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları