Tıksan ne olur tıkmasan ne olur?
Mehveş Evin diyor ki, Siyasiler savaş ve nefret dilini, temposu giderek artarak konuştuğu sürece, hedef aldığı ‘düşman’ından farklı tarafı kalıyor mu?....
Şiddet sarmalına giderek artan bir ivmeyle çekiliyoruz. Devletin en üst düzeydeki yetkililerin de kullanmaktan çekinmediği şiddet ve nefrete endeksli dil, ne yazık ki bu durumu iyice körüklüyor.
Siyasiler ve şiddetle beslenenler, bu dilin sokaktaki yansımalarını tahmin edebiliyorlar mı, emin değilim. Zira Türkiye’nin en batısındaki ‘tasasız’ noktalarında bile savaşın diliyle, öyle ucuz ve korkunç nutuklar atılıyor ki... Acaba bilseler, kendileriyle övünebilirler mi? Acaba ucuz siyasi şovlarının nelere yol açtığını görebilirler mi?
Yarın es kaza silahlar sussa, insanların içine attıkları kin tohumlarını ne yapacaklar?
Denize bakmayınız
Diyeceksiniz ki bunca şiddet varken, sivillere yönelik saldırılar yapılırken, siyasiler de elbette tepkilerini gösterecek...
Göstersin tabii de... Siyasiler savaş ve nefret dilini, temposu giderek artarak konuştuğu sürece, hedef aldığı ‘düşman’ından farklı tarafı kalıyor mu? Eleştirilere tahammülsüzlüğü çoktan geçtik... Aleni bir şekilde hedef göstererek, hakaret ederek, tehdit ederek ne umuyorlar? Hangi sorunu çözebileceklerini sanıyorlar?
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, bildik nefret söylemini yine bir adım öteye taşımış... Kendisini eleştiren köşe yazarları için korkunç bir üslup kullanmış.
‘Denizin maviliklerine, yeşilliklere bakarak’ fikir üretenlere ‘Askerliğini nerede yaptın-yaptın mı’ gibi müthiş bir yaratıcılıkla cevap vermiş... Oysa bu konuyu fazla zorlamasa iyi olur. Zira bugün hangi siyasetçinin nerede ve nasıl askerlik yaptığı, çocuklarının o çok önemsediği ‘namlunun ucu’ndan bakıp bakmadığını soranlar olabilir...
Tıkarım muhabbeti
Bakan Şahin’in köşe yazarı nefretinin finali şöyle: ‘Ağzına tıkarım o yazıları senin!’
Mahalle üslubuyla nefret söylemi arasında ışık hızıyla gidip gelen bu sözcükleri kimse ciddiye almaz, almamalı. Ancak düşünceleri yüzünden neredeyse her hafta bir gazetecinin hedef gösterildiği, susturulduğu bir ortamda, İçişleri Bakanı’nın bu sözleri sarf etmesi, bambaşka yerlere gider.
Bence Bakan Şahin, sahiden de ‘tıksın o yazıları ağızlara’! Birincisi, kendisine yakışan ve kendisinden beklenen zaten bu. İkincisi, tıksa ne olur, tıkmasa ne olur? Her iki durumda da kaybeden bir ya da iki gazeteci değil, kendisi ve savunduğu politikalar olur.
SABIR
Her gün bir başka kayıp haberiyle üzüntüye boğulmaktan artık cümle kuramaz olduk. Gaziantep’te canını bir hiç yüzünden kaybeden sivillerin, özellikle çocukların ailelerine büyük sabır ve başsağlığı diliyorum.
Hâlâ tek ümidimiz, bir gün bu anlamsız şiddetin bitmesi, son bulması. Bize bunları yaşatanlara lanet olsun.
SAVAŞIN ‘USTASI’
- Asla ve de kat’a, herhangi bir savaşın kolay olacağını... Yahut bu garip yolculuğa çıkan kişinin, yolda karşılaşacağı akıntı ve fırtınaları önceden kestirebileceğine inanmayın. Savaş ateşine giren devlet adamı şunu anlamalı: Bir kez başladı mı, kendi siyasetinin ustası değil, artık tahmin edilemeyen ve kontrol edilemeyen olayların kölesidir.
Winston Churchill 1874-1965
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları