loading
close
SON DAKİKALAR

Türkler BDP’ye “barış olacak mı?” diye soruyor

Mehveş Evin
Tarih: 16.03.2013

Mehveş Evin, ''Taksim’in ortasındaki devasa çukurun etrafında atlayıp zıplayarak, BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın toplantısına ulaşıyorum''...

Taksim’in ortasındaki devasa çukurun etrafında atlayıp zıplayarak, BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın bir grup yazarla yapacağı toplantı yerine ulaşıyorum... İstanbul’un bulutlu, ağlamaklı akşamüstü havasının tersine, salonda rahat, umut dolu bir hava hakim.

Basın toplantısından ziyade sohbet niteliğindeki BDP toplantısına dair bazı gözlem ve notlar:

* Şimdiye kadar katıldığım BDP toplantılarında genelde yaşanan sorunlar, haksızlıklar dile getiriliyordu. Bu defa sorunların yerine çözümlere odaklanan, temkinli ama siyaseten kendine daha çok güvenen bir BDP gördüm. 
 
* Süreçle ilgili ısrarlı sorularımızın bir kısmına doğrudan cevap alabildik. Kışanak, bazı soruları gülümseyerek karşılamakla, bazılarına üstü kapalı cevap vermekle yetindi. Öcalan’ın Nevruz’da vereceği mesajın, zaten her şeyi açıklayacağını belirtti. Tabii son anda “bir engel”le karşılaşılmazsa...

* BDP’nin şu anda en titizlendiği konu, barış sürecinin yanlış anlamalar, provokasyonlar veya manipülasyonlarla farklı yerlere çekilmesi, esasın tartışılmaması... Başkanlık sistemi konusunun önplanda tutulmasını da bu minvalde değerlendiriyorlar.
Beklenti çok yüksek

* Toplantıya sonradan katılan Sabahat Tuncel, toplumun farklı kesimlerinden olumlu tepkiler aldığını belirtti. Türkler’den en çok duyduğu soru, “Bu defa çözülecek mi?” oluyormuş: “Bu daha tehlikeli, çünkü sokakta beklenti çok yüksek.”

* Tuncel, Koç üniversitesinde katıldığı son panelde, salonu daha ziyade sağcı öğrencilerin doldurduğunu ve kendisine “iyi hazırlanılmış” sorular yönelttiklerini söyledi.

* Bence bu çok önemli... Zira Türkiye toplumu, belki de hiç olmadığı kadar barışa hazır. Elbette eleştiriler, tepkiler var. PKK’yla görüşülmesin, kana kan, dişe diş diyenler de var... Ama bunların hiçbiri, çoğunluğun barış arzusundan daha güçlü değil.

* Tuncel, Kürtlerin daha ziyade AKP’ye güven sorunu yaşadıklarını, acaba oyalıyorlar mı? Diye endişelendiklerini sözlerine ekledi.

* Benim bu iki örnekten anladığım, barış görüşmelerinin içeriğini Türklerden ziyade Kürtlerin sorguladığı. Her iki kesim de barışı istiyor, ama Türkler “ne zaman”ı, Kürtler ise “nasıl”ı daha çok merak ediyor.
Süreç zaman alacak

* Kışanak, yolun daha başında olunduğunu ve müzakerelerin zaman alacağını özellikle vurguladı. İrlanda örneğine atıfta bulunup sürecin yedi yıl sürdüğünü, halen de devam ettiğini hatırlattı. Yani dünden bugüne herşeyin tozpembe olmasını kimse beklememeli.

* BDP’lilerin en çok şikayet ettiği konu, iktidar değil de CHP’nin tutumu! Anayasa görüşmelerinde CHP’nin aldığı pozisyon, müzakere sürecine verdiği sert tepkiler, ayrıca sürece dair hiçbir yapıcı öneriyle gelmemesi, BDP açısından “kötü muhalefet”. Bu noktada AKP’ninkine benzer bir “CHP alerjisi” ortaya çıkmış.

* Kışanak, PKK’nın kamu görevlilerini iade etmesini “bir iyi niyet gösterisi” olduğunu, yani pazarlık unsuru yapılmadığını da belirtti. Başında dediğim gibi, barış süreci yeni başlıyor.

POSTACI OLMAKTA SORUN YOK

Gültan Hanım, BDP’nin “kurye” veya “postacı” diye küçümsenerek eleştirilmesine karşılık, Öcalan’ın Avrupa, Kandil ve BDP’ye, üç mektup yazdığını hatırlattı. Barış sürecine katkı sağlayacaksa, kendilerine sadece bu görev verilseydi mektup taşımakta beis görmediklerini de sözlerine ekledi.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları