Ümitlenmek ne güzel şey!

Tarih: 08.11.2012

Mehveş Evin yazıyor, ''Obama'nın üslubu, tüm dünya liderlerine örnek olmalı...''

Barack Obama’nın zafer konuşmasını dinlerken bir kez daha anladım: Bir lideri ‘iyi lider’ yapan en önemli şey, halkına samimiyetle ümit verebilmesi, inandırabilmesi...

Alıştığımızın aksine, devamlı başkalarına hönkürmesi, aşağılaması veya nefret dilini kullanması değil!

Diyeceksiniz ki ne kadarı samimi? Ne kadarı gerçek? İşte en önemli nokta bu: Obama, ‘balkon’ konuşması yapmadı! Gerçekten inandığı şeyleri söyledi. Kitapta yazdığı için “Kim olursan ol, gel” demedi!

Amerika’nın en güçlü yanının askeri gücü, kültürü veya zenginliği değil, farklılıkları olduğunu vurguladı. Farklılık derken, sadece etnik, sosyal veya ekonomik ayrımlardan bahsetmedi.

Kadınlar niye seviyor?

Galiba ilk kez bir dünya lideri, ‘gay veya straight’ vurgusu yaptı. Yani homoseksüel ve heteroseksüellerin arasında hiçbir fark olmadığını, ülkesinin bir parçası olduğunu dile getirdi.

Obama’nın başarısında kadın seçmenden sık bahsediliyor. Neden kadınların onu bu kadar sevdiği açık: Birincisi, kadınlara bir süs eşyası veya ikincil bir varlık olarak değil, eşiti olarak bakıyor. Gayet dominant bir kadın olan Michelle Obama’ya duyduğu saygıyı hiç saklamıyor.

İki kızı için “Gözümüzün önünde büyüdünüz, güçlü, akıllı, güzel genç kadınlar oldunuz” diyen, kızlarının kadın kimliklerine saygı gösteren bir baba o.

Isınan gezegen

İkincisi, sadece ülkesinin bugününe ve yaptıklarına değil, geleceğine, çocuklarına bırakmak istediği dünyaya yaptığı vurgu: Daha iyi bir eğitim... Teknoloji, buluş ve inovasyonla daha iyi çalışma imkanları yaratma gayreti...

“Çocuklarımızın borç içinde, eşitsizlikle zayıflayan, ısınan bir gezegenin tehdidinde bir ülkede büyümesini istemiyoruz...”

Bu sözler, seçim kampanyalarında geri plana atılan iklim değişikliği konusunda ABD’nin -ve dolayısıyla dünyanın- farklı bir siyaset izleyeceğinin işareti olabilir. Zaten başka şansımız yok ama düzeni değiştirmek kolay değil...

Umarım başlangıç olur. Ümitlenebilmek, ne güzel şeymiş...

İklim ve Obama

* Seçimlere girerken işsizlik darboğazı, en önemli sorunlardan biriydi. İklim değişikliğiyse Sandy Kasırgası gelip hayatı felç edene kadar Obama’nın gündeminde değildi.

* Çevreciler, Obama’yı eposta bombardımanına tutarak iklim değişikliği konusunda bir an evvel harekete geçmesini salık veriyor.

* ABD halen karbon salımını kısıtlamakta ağırdan alıyor. Amerikalılar iklim değişikliğinin bedelini, başta tayfunlar olmak üzere ağır bir şekilde ödüyorlar. Ama Kyoto Protokolü’ne halen imza atılmadı.

* Obama’nın ‘dışa bağımlı enerji’ye son verme hayali dört yılda kolay kolay gerçekleşmez. Ancak enerji şirketlerine yaptırımlar bekleniyor. Yine de ‘iklim vergisi’nin gelmesi zayıf bir ihtimal.