Tarih:
01.10.2014
Zorunlu din dersi gençliği kurtarmaz
Mehveş Evin; Din, maneviyatın tek kaynağı da değil. Her şeyden evvel, kişisel bir tercih.
İkinci yüzyılda yaşayan Claudius Ptolemy’den Isaac Newton’a, büyük bilim insanları evreni anlamlandıra-bilmek amacıyla dini söylem ve felsefelerden yararlanmak için çok çalıştı. Eğer bu çabaları sonuç verseydi, bugün bilim ve din aynı noktada buluşmuş, tek olmuştu. Ancak olmadı...“Cosmos-Bir Uzay Serüveni” belgeselinden hatırlayacağınız astrofizikçi Neil de Grasse Tyson, “The Sky Is Not The Limit” kitabında din ve bilim konusunun neden bir araya gelemeyeceğini böyle özetliyor.
Kimsenin inanç sistemini sorgulamıyoruz.
Ancak dini inançla bilimi karşılaştırmak, bir araya getirmek ne kadar imkânsızsa; okulda din dersiyle pozitif bilimleri aynı kefeye koymak da bir o kadar anlamsız.
Maneviyat değil dogma
Reisicumhur Erdoğan, “Fizik, kimya zorunluysa neden din dersi tartışılıyor?” sözleriyle, sokaktaki insana “Hakikaten ya, neden?” dedirtebilir.
Ancak birazcık insanlık tarihi bilgisine sahipseniz, eğitimde tek bir din ve mezhebin dayatılmasının maneviyat değil bir dogma (*) olduğunu bilirsiniz.
Fizik, kimya, biyoloji dersleri zorunlu; çünkü dünyanın nasıl döndüğünü, neden hastalandığımızı ve nasıl sağlıklı olabileceğimizi, elektrikten manyetik
alanın nasıl işlediğine; kısacası hayata dair en temel ve tartışmasız bilgileri bilim sayesinde elde ettik.
Toplumlar pozitif bilimlerdeki ilerlemeler sayesinde gelişiyor, güçleniyor, zenginleşiyor.
Elbette her gelişme ve kalkınma ideal yollarla gerçekleşmiyor; her zengin ülke de mükemmel değil.
Ancak geçmişte yapılan hataları tekrarlamamanın yolu, yine bilimden ve akıldan geçiyor.
Zorla güzellik olmaz
Din, maneviyatın tek kaynağı da değil. Her şeyden evvel, kişisel bir tercih.
Eğer böyle olmasaydı bugün yerkürede yaşayan 7 milyar insanın aynı din ve mezhebe inanmaları gerekirdi.
Kaldı ki her dindarın maneviyatı
illa kuvvetli olmuyor. Keşke öyle olsa! Maalesef kendine dindar diyenler de
suç işliyor, din adına nice katliam, hırsızlık ve haksızlık yapılıyor.
Zorla güzellik olmaz. Madde bağımlılığıyla mücadele etme gerekçesiyle dini zorunlu ders yapmak da sonuç getirmez.
Eğer gençleri gerçekten dine özendirmek istiyorsanız, öyle bir ders içeriği hazırlarsınız ki öğrenci dinler tarihini, kültürünü; Arap Yarımadası’nda çığır açan bilimsel buluşların yerinde bugün neden yeller estiğini aktarırsınız.
İdeal nesil formülü
Ancak Erdoğan’ın ideal nesil formülü, her şeyden önce dini inanca dayanıyor.
Eğer bu formül şimdiye kadar herhangi bir ülkede başarılı olsaydı, çok farklı bir dünyada yaşıyor olurduk.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Batı veya Doğu, başka ülkelerden her şeyi alıp kopyalamaktan bahsetmiyoruz.
Her şeyden evvel “eğitim verimliliği”nde OECD ülkeleri arasında neden 21. sırada olduğumuzu...
Neden nitelikli-niteliksiz gençlerin işsiz dolaştığını...
Hangi sosyal politikaların madde bağımlılığına yol açtığını ve engelleyebileceğini...
Neden insan haklarında, eşitlikte bu kadar geride olduğumuza kafa yormaya başlarsak, gelecek nesiller kaybetmeye mahkum olmaz.
(*) Belli bir konuda ileri sürülen
bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.
DİNDAR OLMAK BAĞIMLILIĞI ENGELLEMİYOR
Dindar olmamakla madde bağımlılığı arasında ilişki var mı? Utah’ta 1990’da yapılan bir araştırmaya göre yok.
Utah toplumunun üçte ikisi Mormon, yani sadece alkol ve madde değil, çayı bile günah addediyorlar.
Ancak Mormonların arasında da alkol ve madde tüketenler var.
“Esrar deneme yaşı” ve “alkol miktarı”nda Mormon, başka din veya ateist grupların arasında fark bulunmadı.
(Gizlice) içen Mormonların daha fazla alkol tükettiği ortaya çıktı.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları