Tarih:
08.09.2012
28 Şubat haberleri
Melih Aşık, 'Halk 28 Şubat kararlarına hedef olan iki lideri cezalandırdı. Bugünlerde hep 'millet adına' konuşuluyor ya. Millet o zaman öyle demişti'
Beş yıl rektörlük, sekiz yıl YÖK Başkanlığı yapan Prof. Kemal Gürüz, geçen mayıs ayında 28 Şubat kapsamında tutuklanmıştı... Birkaç gün önce kalp rahatsızlığından hastaneye kaldırıldı, kendisine anjiyo yapıldı.Eşi, hapse girmeden önce herhangi bir kalp rahatsızlığı olmadığını söylüyor. Aynı soruşturmadan hapiste olan emekli Korgeneral Kamuran Orhon ile emekli Orgeneral Teoman Koman’ın hasta olmalarına rağmen cezaevinden çıkartılmadıklarını geçenlerde Kanal B’de izlemiştik...
28 Şubat tutuklusu emekli Albay Mehmet Haşimoğlu sapasağlam girdiği cezaevinde geçen ay ölmüştü...
28 Şubat kararları 1997 yılında alındı. Aradan 14 yıl geçti. Bu 14 yıl boyunca hiçbir savcı o güne ilişkin dava açmadı, suçlamada bulunmadı. 28 Şubat birden bu yıl hatırlandı... Soruşturma açılması ve yürütülmesine kimsenin itirazı yok.
Ancak çoğunluğu asker olan 60’a yakın kişinin aylardır tutuklu bulunması, iddianamenin hazırlanmasını hapiste beklemesi, bu arada sağlık sorunlarının ciddileşmesi görmezden gelinebiir mi?
28 Şubat darbe miydi? Altında Başbakan’ın ve bakanların imzası olan kararlar hükümete verilmiş muhtıra sayılabilir mi?
Halk 28 Şubat’ı darbe olarak görmüş müydü?
Bilir misiniz? Necmettin Erbakan’ın 1995 seçiminde yüzde 21.38 olan oyu 28 Şubat’ı izleyen ilk seçimde yani 1999’da yüzde 15.41’e... Tansu Çiller’in 1995’teki yüzde 19 oyu 1999’da yüzde 12’ye inmiştir.
Halk 28 Şubat kararlarına hedef olan iki lideri korumadı, cezalandırdı. Bugünlerde hep “millet adına” konuşuluyor ya..
Millet o zaman öyle demişti...
Cephaneliği koruyamayan zihniyet, Sinop gibi
şuraya buraya nükleer santral kurup nasıl koruyacak?
Demet Özel
Polis, Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu’ya
“Sizce Uğur Bey aşk cinayetine kurban gitmiş olabilir mi?” diye sormış.
şuraya buraya nükleer santral kurup nasıl koruyacak?
Demet Özel
Polis, Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu’ya
“Sizce Uğur Bey aşk cinayetine kurban gitmiş olabilir mi?” diye sormış.
Hiç kuşku yok... Mumcu laik, bağımsız, onurlu ve çağdaş vatan aşkına kurban gitti...
Haldun Ertem
Haldun Ertem
Cumhuriyet gazetesi dünkü manşetinde Afyon’daki patlamanın “Sorumlusu kim?” diye sormuş.
Yanıt veriyoruz: Sorumlular dışındaki herkes!
Fahrettin Fidan
Pakistan’da yoktur!
Yanıt veriyoruz: Sorumlular dışındaki herkes!
Fahrettin Fidan
Pakistan’da yoktur!
“Uludere’de 34 gencimizin savaş uçakları ile nasıl bombalanarak öldüğünü 9 aydır, F - 4 uçağımızın nasıl düştüğünü 9 haftadır izah edemeyen hükümetin, Afyon’daki 25 askerimizin ölümüne neden olan patlamayı 9 dakikada ‘kaza’ olarak neticelendirmesi takdire şayandır.”
Mesaj Cem Toker’e ait... Patlama kaza imiş... Peki kaza nasıl olmuş?
“Bir el bombasının yere düşüp patlaması”yla...
Bir el bombasının yere düşüp patladığını gören olabilir mi? Daha doğrusu bunu gören hayatta kalmış olabilir mi?
Böyle bir demeç veren bakana Pakistan ya da Hindistan’da raslanır mı? Sanmıyoruz...
Bayrağımız yasak!
Bayrağımız yasak!
PKK’lıların, kendi cenazelerini taşıyan askeri zırhlı araca PKK bayrağı asma cüretini gösterebildiği günlerde...
İzmir’in Kurtuluş Günü olan 9 Eylül’de İzmir Valiliği’ne bayrak çekilmeyeceği açıklandı.
89 yıllık gelenek bu yıl yasaklanıyor... Atlı süvariler bu yıl bayrağı getirmeyecek, Valilik balkonuna bayrak çekilmeyecek. Cumhuriyet Meydanı’ndaki geçit töreni de iptal edilmiş...
Sebep? Yeni yönetmelik... Hani şu ulusal bayramlarda Atatürk anıtlarına çelenk konulmasını yasaklayan... Anıt önünde polis-yurtsever kavgasına yol açan yönetmelik...
İzmir Valisi Cahit Kıraç yeni yönetmeliği böyle yorumlamış...
Kubilay’ı anma günlerinde hep işi çıkar bir türlü Menemen’e de gidemez kendileri...
* * *
Nedir bu Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının kaynağı?
Bir dostumuz geçenlerde dedi ki:
“Bugün Türkiye’yi yönetenler Vahdettin döneminde yaşamış olsalar kuşkusuz Vahdettin ve işgalci kuvvetler safında yer alacaklardı...”
Not: Vallilik tepkiler üzerine dün akşam kararı değiştirdi.
Kulak ağrısı...
Kulak ağrısı...
Metin Münir arkadaşımız Cumhurbaşkanı’nın rahatsızlığına değinmişti. Gül’ün yakın doktoru Sedat Caner kendisine bir açıklama yolladı. Dedi ki:
“Cumhurbaşkanımızın hastalığının tanısı izole Endolenfatik Hidrops’a bağlı ani işitme azalmasıdır. Bu tanı Türkiye’nin farklı üniversite ve hastanelerinden 20’den fazla alanında uzman otolog akademisyenin katıldığı konseyde ortak görüş olarak teyit edilmiştir.
Bunun yanı sıra dünyanın çeşitli ülkelerinden alanında isim yapmış sayılı otologlardan da Cumhurbaşkanımızın hastalığıyla ilgili görüş alınmış ve bu tanı onlar tarafından da doğrulanmıştır...”
Yani... 20’den fazla kulak burun boğaz uzmanı toplanıp konsültasyon yapmış...
Müthiş bir ihtimam...
Kulağı ağrıyan her vatandaşa aynı ihtimam gösteriliyor mu? Gösterilmelidir.
İşte o zaman bu ülkede eşitlik ve demokrasiden söz edebiliriz...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları